Suga'dan
Gözlerimi yavaşça açtım. Başım ağrıyordu. Etrafa baktığımda heryer içkiyle doluydu. Bir tanesinin içinde hala vardı, saate baktığımda 9:09'du hemen doğrulup,arabayı çalıştırdım ve gaza bastım. Ofise gidiyordum toplantıya yetişmem gerekti. İşyerine geldiğimde hemen içeri girdim. Herkes gülümseyerek "günaydın" diyorlardı. Ama onları takmıyordum. Toplantının olduğu odaya geldiğimi anlayınca hemen kapıyı tıktıkladım ve içeri girdim. Ama sorun şuydu başım çatlıyordu.
Hem aşırı yorgundum hem de sinirli. Herkes bir anda kafasını bana doğru çevirdi. Babam bana sinirli bir şekilde bakıyordu ama belli etmemeye çalışıyordu. Bende:"Geç kaldığım için özür dilerim"dedim. Sonra babam sinirle ayağa kalkıp yanıma geldi ve şunları söyledi:"Toplantı bitmek üzere ve sen daha yeni geliyorsun? Bu koku ne içtinmi lan Sen!!?"
"Baba izin verirsen açıklayayım"dedim. Babam dayanamadı ve bağırdı:"İçtinmi diye sordum sana?"dedi. Ben şaşkın ve pişmanlikla yere bakarken gözüm tamamen bize odaklanmış olan takım elbiseli adamlara kaydı. "Yüzüme bak!"diyerek babam eliyle çenemden tutarak yukarı kaldırıp ona bakmamı sağladı. "Evet!"diyerek babamın suratına baktım.
Babam bu cevabıma daha çok sinirlenerek sol yanağıma sert bir tokat attı,ben ise kafamı sağ tarafa çevirmekle kaldım. Takım elbiseli adamlar birden konuşmaya başladılar. Önüme baktığımda ise babam arkasına dönmüş takım elbiseli adamlara şunları diyordu:"Toplantı bitmiştir"
Sonra arkasına dönüp bana baktı ve sertçe kapıyı açıp çıktı. Ardından takım elbiseli adamlarda çıktı.
Sadece yere bakıyordum. Gözlerim istemsizce dolmaya başladı,yere bir damla gözyaşı döküldüğünde burnumu çektim ve başımı kaldırdım. Gözyaşlarımı sildim ve ofisten hızlıca çıktım.