Hep böyle oluyordu. Bazen durduk yere gülüp bazen de ağlıyordu. Ama durduk yere sinirlenince olan çocuğa oluyordu. Onu sevip sevmediğini bilmiyordu. Her şeyden sonra yalnızca oğluna bağlanmalıydı. Ama o ne yaptı? Her şeyden uzaklaşıp bedenini günden güne yok eden o şeye bağlandı. Çocuğunu, kendinden bir parçayı öylece bıraktı. Umrunda bile olmadı. Onu düşünmedi. Bir insan bu kadar bencil olabilir miydi? Onu bilenler ve görenler sürekli yargılayıp durdular. Yalnızca yargıladılar. Her şey sözleydi. Kimse bir eylemde bulunmuyordu. Kimse kadına yardım etmiyordu. Çocuğunu o pisliğin içinden çıkarmıyordu. Sadece yargı. Kadın bunları duymak istemiyordu. Her duyduğunda daha beter bağlanıyordu ona, o maddeye. Kesinlikle aklıyla hareket edemiyordu. Bedenen ve ruhen tamamen çökmüştü. Yalnızca çökmüş..
******
Çocuk ağlayarak odasına gitmişti. Sözler çok ağırdı. O küçücük kalbi bunu taşıyamazdı ki. Ve yine aklı almıyordu, hâlâ. Bir baba evladını nasıl terk ederdi, nasıl? Bıkmış mıydı ondan? Ya da evet, düşündükçe kalbi acıyordu ama en mantıklı sebep buydu herhalde. Sevmiyordu onu. Annesi de sevmiyordu. Sevseler, böyle yapmazlardı sonuçta. Düşündükçe aklına farklı sebepler geliyordu. Çocuk çok mu çirkindi acaba? Okul da ondan daha çirkinleri de vardı. Ama onlar her ders aileleriyle geçirdiği eğlenceli haftasonlarını anlatırdı. Sıra ona geldiğinde bütün eğlenceli yalanları ardı ardına sıralardı. Bazen söyleyecek yalan bulamazdı. O zaman da sıranın ona geleceğini fark edince tuvalete gitmesi gerektiğini söylerdi.
Bir an bunları düşünmeyi bırakıp ikinci ihtimale yöneldi. Eğer babası gelecekse ve annesi iyileşecekse uslu bir çocuk olmaya söz verecekti. Hatta o sözü yastığına sıkı sıkı sarılıp gözünden akan bir damla yaşa verdi,
"Söz veriyorum sana, çok uslu bir çocuk olacağım. Hatta o kadar uslu olacağım ki Efe'nin, Ahmet'in, en çok da Zeliş'in annesi beni kıskanacak, onların çocukları olmamı isteyecekler. Söz veriyorum damlacım. Neden sana söz veriyorum biliyor musun? Çünkü sen de beni sevmiyorsun. Benden ayrıldın çünkü sen de beni bıraktın. Sözümü sana veriyorum çünkü, bu yastığa damlayıp, kuruyan bütün damlacıklara söyle. Söyle ki onlar da beni bıraktığı için üzülüp geri dönsünler. Merak etme gözümdeki damlacıklara da sahip çıkacağım çünkü onlar benim uslu olduğumu görecekler."
Küçük çocuk bunları söylerken yastık çoktan damlacığı içine çekmişti bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HATA
General FictionBağımlı olan pek çok insan gördünüz. Farklı sebepler ve hayatları kararmış pek çok insan... Peki bir anne bağımlı olursa ne olur? Bu hikayede bağımlı olan anneyi ve henüz on yaşında olan çocuğunun yaşamlarına tanıklık edeceksiniz.