Chapter One: 𝘿𝙚𝙣𝙞𝙖𝙡

564 31 22
                                    



Gitmişti.

Onu bu koca dünyada yalnız bırakmıştı.

Oysaki söz vermemiş miydi?

"Seni asla yalnız bırakmayacağım." dememiş miydi? Albus saatine baktı. Tam olarak bir gün 32 dakikadır dünyada yapayalnızdı. Oturduğu yere gerindi. Nefes almamaktan acıyan göğüs kısmı neredeyse çığlıklar atarak yardım istedi.

Albus yanındaki fotoğrafa baktı. Tanıştıkları ilk gün... Fotoğrafı eline alıp inceledi. Fotoğrafı onun babası çekmişti. Aynı babasına benziyordu sevgilisi. Her şeyiyle oydu. Davranışları, ses tonu, tarzı... şu an yan odada karısı tarafından teselli edilmeye çalışan Draco Malfoy, sevgilisinin aynısıydı.

Şimdi ne olacaktı? O yoktu. Draco ona yardım etmek isteyecekti. İlişkilerini bilen tek oydu. Tek onaylayan. Ama o babasına bu kadar benzerken, Draco tarafından teselli edilmek yardım edecek miydi ona? Yoksa daha da mı yıkılacaktı? Parmaklarına baktı. En son onun saçlarına dokunmuştu. Dudaklarını yaladı. En son onu öpmüştü. Gözleri kapalıydı. En son onu görmüştü.

Hayır. Onu kurtarabilirdi. Onu tekrardan yaşama bağlayabilirdi. Odaya sadece bir dakika daha erken girse belki şu an önündeki yatakta birlikte uyuyor olacaklardı. Belki siniri yatışsın diye sevişirlerdi. Bilmiyordu. Sadece bir dakika! Biraz dakika erken gelse sevgilisi burada olacaktı. Oturduğu yerden hızla kalktı. Onu kurtarabilirdi!

Elindeki silahı alırdı, kenara atar, birkaç sevgi sözcüğü söyler, öperdi. Evet bu onu sakinleştirmeyebilirdi ancak onun yanında olan birinin varlığını hissederdi. Belki o kendini vurduğunda donmuş bir şekilde yerdeki sevgilisine bakmak yerine 911'i arayabilirdi.

Koşarak odasından çıktı. Onu geri istiyordu. Albus'un koştuğunu duyan Draco hızla ayağa kalktı. Zaten oğlundan sonra gittikçe kötüleşen çocuk şimdi kafayı yemişti işte. Onu sakinleştirmeye çalışan Hermione'yi umursamadan, koşarak odadan çıktı. Albus'u kapıya ulaşamadan yakaladı, sıkıca tuttu.

"Hayır bırak! Onu geri getirebilirim! Onu kurtarabilirim!" Draco tekrardan gözyaşları ile ıslanan yanaklarını takmadan Albus ile savaş vermeye devam etti. "Albus o öldü." "HAYIR! Onu kurtarabilirim! O beni bırakmaz, bana söz verdi!" Evdeki herkes toplanmış Albus'u tutmaya çalışan Draco'yu izliyordu.

Albus ağlamaktan kıpkırmızı olmuştu. Kapıya ulaşmayı son bir kez daha deneyip, kendini yere bıraktı. Hıçkırarak ağlıyordu. Vücudu sarsılıyor, nefes alamıyordu. Draco'nun ona sarıldığını hissetti. O ve babası arasındaki tek farktı belki.

Onun sarılması Albus'u her zaman sakinleştirirdi. Ancak Draco bunu yapamıyordu.

Chapters || Scorbus Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin