Korkaklar Ölmeyi Seçer

238 17 2
                                    

Dalgaların sesi duyduğum tek şeydi. Kayalara çarptıkları an etrafa su sıçratmaları , yüzüme gelen soğuk , tuzlu , iri damlalar. Her biri beni çağırıyordu. Yerin hazır hadi gel , huzur burda diyorlardı sanki. Bende kabullenmiş bir şekilde kollarımı iki yana açmıştım. Kendimden emin ucunda durduğum uçurumda bir adım daha attım. Artık korkmuyordum , hazırdım.
Tam o an güçlü bir el tarafından çekildim. Elin sahibi beni içine gömmüş sarılıyordu.
Hızla atan kalbinin sesini duyabiliyordum. O kadar çaresizdim ki hiçbir şey yapmadan durdum sadece durdum ve hiç tanımadığım birinin bana sarılmasına izin verdim. Bir süre daha öyle durduktan sonra yavaşça beni kendinden ayırdı ve beni kurtaran kişiyi baştan aşağı süzdüm. 40 larında esmer uzun boylu biriydi. Gözleri siyahtı , hafif bir sakalı vardı. Bir iki günlük bir sakal olduğu belliydi buna rağmen aralarda aklar olduğu fark ediliyordu. Sakalının aksine siyaha çalan saçları gürdü. Kıyafetleri de çok temiz ve ütülüydü. Özen gösterdiği belliydi. Yüzünde insanı rahatlatan bir tebessümle bana bakıyordu.
"Bir insanın hayatı bu kadar basit değildir kızım." dedi
Yorgun gözlerle ona bakıyordum. Konuşamayacak kadar yorgundum bakmak bile zor geliyordu. Tek istediğim bu iğrenç insanlardan , şehirden , dünyadan yok olmaktı.
"Sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum." dedim gücümün son kırıntılarıyla.
"Elbette , eminim ilgilendirmiyordur ama ölmek isteyecek kadar ne yaşadığını öğrenmek isterdim. Böyle bir kararın sebebini bilmek isterdim." dedi hala aynı tebessümle.
"İnanın bayım dinlemek istemezsiniz." dedim zorda olsa gülümseyerek.
"Ah sevgili kızım anlatman için ısrar ediyorum."
"Uzun bir hikaye." dedim ardından zaten kısık olan sesimi iyice kısarak "çok uzun" dedim. Duyup duymadığından pek emin değilim.
"Zamanım var" eliyle bankı göstererek ekledi "istersen oturalım" dedi.
Olur anlamında başımı salladım ve banka doğru ilerlemeye başladık. Burası öylesine dik bir zemindi ki yürürken kurtarıcıma tutunmak zorunda kaldım. Tanrım nasıl yürüyebildim ben burda. Sahiden gözüm dönmüş olmalı.
Zorlu yürüyüşümüz son bulduktan sonra nihayet oturduk. O an yanımdaki adamın adını bile bilmediğim aklıma geldi. Aklıma gelen bu düşünceyle gülümsedim. Bunu görmüş olacak ki "Ne oldu ?" dedi o da gülümseyerek.
"Adınızı bile bilmiyorum" dedim kendimi yanımdaki adama çevirdim. Şimdi birbirimizi görebiliyorduk.
"Ah özür dilerim tamamiyle unutmuşum. Ben Sami , Sami Yalçın."
"Memnun oldum."
"Siz adınızı söylemediniz ?"
"Asya , Asya Yekeli."
Anladığını belirtircesine başını salladı. Bir süre ikimizde konuşmadan denizi seyretmeye başladık. Adının Sami olduğunu söyleyen bu adamı tanımıyordum ama yanımda oturmasına izin veriyordum. Adını doğru söylediği ne malum ? Ama bir yandan da hayatımı kurtarmıştı. Ama ben istememiştim ki ben ölmek istiyordum kurtar diyen kimdi!
Bunca şey yaşadıktan sonra hala nasıl yeni tanıştığım birine güvenebiliyordum ben. Benim derdim neydi böyle. Aptal mısın Asya sen!
"Ah sorman hata" diye karşılık verdi iç sesim.
Ama güvenmiyordum ki sadece oturmasına izin vermiştim. Bir suçlu veya değil umrumda mıydı ? Ah kesinlikle hayır. Zaten her şeyden vazgeçmiştim ben bu adam bana zarar verseydi ne olurdu ki ? Zarar vereceği neyim vardı ? Kimim vardı ?
Zaten birazdan sıkılır kalkar giderdi. Ama öyle olmadı birden konuşmaya başladı.
"Bir ay önce eşimi kaybettim. Ardından oğlumu. Arkadaş sandıklarım beni sırtımdan bıçakladı. En zor günlerimde yalnız kaldım. Artık ne bir ailem ne de arkadaşlarım var. Tamamen yalnızım. Yapayalnız." dedi.
Az önce söyledikleri karşısında şaşkına dönmüştüm. Böylesine bir acı. Nasıl dayandı kim bilir. Ama neden bana anlatıyordu ki , belki de konuşmaya ihtiyacı vardı.
"Ah Tanrım çok zor olmalı. Ben..ben gerçekten çok üzgünüm." diyebildim sadece. Çok şey söylemek istiyordum. Ona , onu anladığımı söylemek ardından sarılmak istiyordum bir kız çocuğunun babasına sarıldığı gibi ama nasıl tepki vereceğini kestiremiyordum. Durduk yere ne diye anlatmıştı ki hemde tanışalı 1 saat bile olmamışken.
"Zor.. çok zor" dedi kısık bir sesle , gözleri dolmuştu. Ardından ekledi.
"Benimde ölmek için birçok sebebim var Asya ama korkaklar ölmeyi seçer ve ben korkak değilim."
"Ama siz güçlüymüşsünüz , dayanabilmişsiniz." dedim kendimi savunurcasına.
"Ah , sevgili kızım ben güçlü değilim sadece mantıklı düşündüm ve ölmenin bir çözüm olmadığını anladım."
"Nasıl ?"
"Yaşayarak" dedi gizem dolu bir gülümsemeyle.
"O dediğinizi yapacağımdan şüpheliyim." dedim bende gülümseyerek ama benim gülümsemem onunki gibi gizemli değildi acı doluydu.
"Anlıyorum"
Bu cevap üzerine bir şey söylememeyi tercih ettim o da zorlamadı. Bir süre daha sadece denizi seyrettik. Ortamdaki tek ses dalga sesleriydi.
Anlatırsam ne kaybedecektim ki ? Adam kendi acısını paylaşmıştı benimle. Bende ona anlatmalıydım dinledikten sonra gider bende rahat rahat istediğimi yapardım.
"Sahiden dinlemek istiyor musunuz ?" dedim
"Eğer istersen evet."
Tamamiyle Sami Bey'e döndüm ve bağdaş kurdum. Bunu görünce o da bana döndü.
"Şey evet o zaman 6 ay öncesine dönmemiz gerekiyor." dedim
"Dinliyorum"
"Her şey 6 ay önce başladı..."

Bir Hayalperestin GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin