Bölüm 5

20 0 0
                                    

Öykü'den
Sabah karşılaştığımız Berkay ve arkadaşlarına söz verdiğim için öğle arası onlarla birlikte olacaktım. Ama bir yandan Mert'i yalnız bırakmak içimden gelmiyordu.
"Mert öğle arası sende gelsene benimle"
"Arkadaşların rahatsız olmasın?"
"Yok be ne rahatsız olacaklar"
"Tamam peki gelirim".
Bu durum sanki Mert'in işine gelmiş gibiydi. Bende yalnız kalmasını istememiştim zaten. Öğle arası olduğunda Berkayları beklerken 2 senedir her öğle arası topluca buluştuğumuz banklara oturduk.
"Buranın anısı o kadar güzel ki ,2 senedir her öğle arası buraya gelir 7-8 kişi toplanır sohbet ederdik o kadar güzel günlerdi ki " dedim "nerede o eski ramazanlar?" Diyen yaşlı teyzeler gibi.
"Bizim de öyle ortamlarımız vardı,tıpkı senin anlattığın gibi çok güzel muhabbetler dönerdi keşke her şey eskisi gibi olsa"
"Keşke"
Mert,hiç arkadaşlarından veya özel hayatından bahsetmedi ama belki ilerde bahseder. Bunları düşünüp daldığımda yandan biri beni itekleyerek kendine yer açtı.
"Ya ne yapıyorsun gerizekalı"
Bu beni sürekli sinir eden deli dolu Ahmetti.
"Aman sende ne narin kızsın"
Hastanelerdeki hemşirelerin taklidini yaparcasına sus diyerek susturdum onu.
Ahmetle konuşurken Berkayın gözü sürekli bendeydi. Anlam veremediğim için noldu bakışı attım. Kafasını sallayıp
"Yok bir şey" dedi. Mert,yanımda sessiz sakin oturuyordu,Berkaylara dönüp "karşımıza otursanıza" dedikten sonra Berkay'ın yüzü bu sefer de Mert'e döndü. İkiside birbirine ters ters bakınca ortamdaki gerilimi azaltmak için konuşmaya başladım.
"Berkay, sabah tanışmadınız Mert,okula yeni geldi Mertle aynı sınıfta ve aynı servisteyiz. " dedim Mert'e dönüp tebessüm ederek.
"Öyle mi ne güzel" bu sözü Mertin üzerinden gözlerini ayırmadan söyleyince gerilim iyice artıyordu. Mert söze atılıp
"Aynen çok güzel" deyip bana döndü ve güldü. Berkay'ın ani haraketleri ve sözleri olduğu için korkmaya başladım. Biz Berkayla arkadaş olarak ayrılmıştık ama şuan sanki Berkay Mert'i kıskanmış gibiydi.
Ortamın kızışmasından korktuğum için ya Mert'i yada Berkay'ı uzaklaştırmam gerekti. Karar vermek için biraz düşündüğümde en mantıklı kararı alıp Mert'le sınıfımıza dönmeye karar verdim.
"Beyler ve bayanlar,biz artık sınıfa gidelim soğuk hava çarptı bana ,hadi Mert"
"Biraz daha dursak Öykü" deyip pis pis gülerek Berkaya döndü. Berkay sinirli gözüküyordu.
"Olmaz,bizim coğrafyadan ödevimiz vardı kalk" deyip çekiştirdim. Okulun kapısının önüne geldiğimizde
"Öykü bugün coğrafya yok ki" dedi küçük bir kahkaha atıp.
"Ha ha çok komik bozma işte gel hadi" kolundan cekiştirirken çok hırslanmıştım galiba. Mert benim çekiştirmemle gelirken gülüp duruyordu. Harika azmimle Merti sınıfa getirmeyi başarmıştım. Mert'e bakarak sınavdan 100 almış ilkokul öğrencisinin annesine baktığı gibi gururla baktım. Mert bir anda beni alkışlamaya başlayınca gülmemi tutamadım.
"Hadi coğrafya ödevini yapalım Öykü" deyip kahkaha atınca sinirlendim.
"Ya dalga geçmesene"
"Tamam tamam hadi otur soluklan artık "
Cidden yorulmuştum biraz. Çantamdan suyumu çıkarıp içtim,nefes nefese kalmıştım. Sırada otururken birden hoca girince şaşırdım. Saate baktığımda zilin çaldığını farkettim.
"Saate hiç bakmamışız"
"Öyle cidden" dedi gülerek. Ders matematikti. Bol sorulu bir ders oldu,bu ders Mertle ilgili bir şey daha öğrenmiştim. Mert matematik problemlerinin üstesinden gelebilen bir çocuktu. Derste geçen seneki ortalamasını sorduğum zaman 92 deyince derslerine önem veren çalışkan bir çocuk olduğunu düşünmüştüm. Ta ki sonraki sözüne kadar.
"Ortalamam yüksek ama hiçbir sınava çalışmadan girdim,genelde sadece ders dinliyorum eve gidince tekrar mekrar yok ama aklımda kalıyormuş işte"
"Seni doğuştan zeki çocuk seni" ikimizde kahkaha attıktan sonra son dersin zili de çalmıştı. Çıkışta Berkayı tek başına ve üzgün gördüğümde öğle arası olanlar geldi aklıma. Vicdan azabı çektiğim için yanına gitmek istedim.
"Mert sen servise geç ben bir arkadaşımla konuşup geliyorum"
"Tamamdır"
Berkay'ın yanına gittiğimde beni fark edince üzgün yüzü biraz olsun gülmüştü.
"Naptın kaptan moralin bozuk gibi?"
"Yok bir şey ya yorgunum biraz" deyip çok içten olmayan bir gülümsemeyle baktı yüzüme.
"Eminsin değil mi?"
"Eminim ama ben bir şey soracağım sana"
"Sor bakalım"
"Bu Mertle iki günde çok yakınlaştınız bir sebebi var mı bunun ?" 
Bu soruyu duyduğumda aklımda olan tüm puzzle parçaları yerine oturmuştu.
"Hayır tabiki ama bunu neden sordun ki şimdi ?"
"Hiç merak ettim Neyse sen servisine geç kalma hadi"
"Tamam görüşürüz"
"Görüşürüz"

Bir Tutam Gençlik ✨devam ediyor✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin