Bölüm 7

14 1 0
                                    

Mert'ten
Sabah Öykü'nün doğruyu söylemesi biraz olsun içimi rahatlatmıştı. Ders tarihti ve dinlemekten en nefret ettiğim ders olduğu için başımı sıraya koyup uyuyakalmıştım. Teneffüs ziliyle uyandığımda Öykü etrafta gözükmüyordu ama uyurken üstüme sıranın altındaki hırkamı örtmüştü. Arkamdaki sıraya döndüğümde morali bozuk sınıf arkadaşımı gördüm. Sınıftakileri pek incelememiştim ama galiba çocuğun morali cidden bozuktu.
"Kardeşim bir sorun mu var moralin bozuk gibi"
"Yok uykusuzum sadece kardeşimi uyuttum da"
"Küçük kardeşin mi var?Allah analı babalı büyütsün kardeşim"
"Evet,eyvallah,sağ olasın sorduğun için"
"Her zaman" deyip tebessüm ettim ve omzuna sıktım. O sırada Öykü sınıfa gelmişti.
"Oo uyanmışsınız Mert bey"
"Uyandım,iyi geldi vallahi"
"Oof yarın dershanem var biliyor musun?" Dedikten sonra annemle babamın dün akşam söylediği geldi aklıma. Bende dershaneye başlayacaktım. Okul yetmiyormuş gibi birde dershane çıkmıştı.
"Bende başlayacağım galiba,dün annemler söyledi"
"Aa öyle mi nerede?"
"Kızılay da"
"Benimki de orada"
"Birde dershanemiz aynı oluyormuş" dedim gülerek.
"Ay yok artık" dedi küçük bir kahkahayla.
"Senin yüzün neden kızardı?"
Yüzüme dokunarak "yüzüm mü kızarmış?" Dedim.
"Evet" dedi koluma dokunup şöyle söyledi.
"Bir saniye,senin ateşin var" deyip elini alnıma götürdü. Eli alnımdayken yaklaşan yüzünün her hattını izledim. Gözleri bana döndüğünde heyecan bastı ve iyice sıcakladım.
"Sen kesinlikle hasta olmuşsun,sabah ki halinden belliydi zaten"
"Dün akşam biraz dışarı çıktım ondandır"
"Sen delirdin mi ?" Dedikten sonra hızlı hızlı telefonundan bir şeyler yazdı. Hava durumunu açıp dün akşam ki havanın -1° olduğunu gösterince yaramaz çocuklar gibi sırıtarak
"Tamam biraz delirmişim" dedim.
"Salaksın" dedi kızgın bir şekilde.
"Eyvallah" deyince iyice sinirleri bozuldu. Onu gıcık etmek çok hoşuma gidiyordu.
"Öykü bir şey soracağım sana" dedim gülerek.
"Ne diyeceksin?" Sinirli bir şekilde söyleyince balkan rüzgarlı esti aramızda resmen.
"Coğrafya ödevini yaptın mı sen?" Dedim ve kahkaha attım.
"Ya of gidiyorum ben"
"Tamam tamam gel" kolunu çekiştirirken zorlanmıştım ama sonunda sıraya oturdu.
"Gıcık"
Yüzüne bakıp sırıtmaya devam ediyordum o sırada sınıfa nöbetçi öğrenciyle birlikte rehberlik öğretmeni girdi. Öykü, hocayı görünce çok mutlu olmuştu.
"Ayy hocam nasılsınız?"
"İyiyim canım sen nasılsın?"
"Bende iyiyim"
"Evet arkadaşlar, geçen yıl böyle bir seçim çalışması yapmamıştık. Bu yıl "Okul başkanı adayı" olmak isteyenleri ellerinde okul hakkında birer projeyle yarın odama bekliyorum. "
Hoca ve nöbetçi öğrenci sınıftan çıktıktan sonra herkes Öykü'nün aday olması için ısrar ediyordu. Arkada oturan kız grubu hariç. Kulağına fısıldayıp şöyle söyledim.
"Arkadaki kızlar seni pek sevmiyorlar galiba"
"2 senedir arkamdan dedikodu yapmaya bayılıyorlar biliyor musun? Başıma bir iş geldiği zaman sebebinin onların kem gözü olduğuna eminim" deyip kahkaha attı.
"Onlara şöyle söyle 'arkamdan konuşurken beni de çağırın çok sıkılıyorum katılırım size' "
İkimizde kahkaha attıktan sonra malûm soruyu sordum
"Eee aday olacak mısın?"
"Ay hiç bilmiyorum ya"
Sınıfa gelen hocayla konuşmalar kesildi.
"Gençler ne tartışıyorsunuz böyle?"
"Hocam okul başkan adayı olması için Öykü'yü ikna ediyoruz" dedi önden bir inek öğrenci.
"Çocuklar,bunlar ısrarla olacak şeyler değil ama Öykü okul başkanı olursa açıkçası hepimiz mutlu oluruz. " deyip Öykü'ye döndü . Öykü arkadan dedikodusunu yapan kızların inadına
"Tamam gençler ben adayım" deyip arkadaki kızlara döndü ve ters ters baktı. Arka grubun temsili başkanı "Nisa"
"Hocam bende adayım" diyerek Öykü'ye meydan okudu.
"Galiba birileri kaybetmeyi çoktan göze almış bile" diyerek Öykü' ye gaz verdim.
"Göreceğiz" dedi kendinden emin bir şekilde.
Öğle arası olduğunda çok acıktığımı hissettim.
"Ben acıktım kantine iniyorum,gelecek misin?"
"Bende geliyorum bekle"
Kantine indiğimizde kalabalık bir sıra vardı. Herkes birbiriyle konuşuyordu. Ortama Öykü girince herkesin gözü Öyküye yöneldi. Etraftaki birkaç kişi
Öykü' ye gelip nasıl olduğunu filan soruyorlardı.
"Harbiden sevilen bir insansın"
"Öyleyim galiba" dedi mütevazı bir şekilde.
Öykü'nün gözü arka tarafa döndüğünde birine el salladığını farkettim.
"Ben geliyorum bekle"
O giderken ondan gözümü ayırmadım. Etrafta oturan insanların onu izlediğimi farkettiğini umursamadan izlemeye devam ettim. Bir çocukla sarılmıştı. Biraz konuştuktan sonra ikisinin bana doğru geldiğini farkettim. Çaktırmadan önüme döndüm.
"Selamun aleyküm kardeşim" selam veren Öyküye sarılan çocuktu ve bana selam vermişti.
"Aleykum selam"
elini uzattı ve tokalaştık.
"Ben Öykü'nün yakın arkadaşıyım ismim Berat"
"Memnun oldum bende Mert"
"Öykü az önce senden bahsetti,aynı sınıftaymışsınız yeni gelmişsin galiba. Hoşgeldin okulumuza. Seni yalnız bırakmayız merak etme" dedi gülerek.
"Eyvallah"
"Mert sen açtın hadi yemeğini ye de gezelim biraz bahçede Berat da gelsin" dedi heyecanlı bir şekilde.
Karışık bir tost alıp yedikten sonra birlikte bahçeye çıktık.
"Şuraya oturalım hadi"
"Ne bu heyecan kızım niye böylesin sen bugün?"
Söze atılıp
"Okul başkan adayı oldu ya ondan kesin bu heyecanı" deyip güldüm.
"Yani biraz onun heyecanı da var evet"
"Demek okul başkan adayı oluyorsun benim küçük kızım"
"Evet" dedi ve gülümsedi. Gözlerindeki mutluluk etrafındaki insanları da mutlu etmeye yetiyordu. Gözlerine bakmaya devam ederken yanımıza Berkay ve Efe geldi.
"Selamun aleyküm gençler" deyip kendini belli etti Efe. Bu sırada Berkay yine bana ters ters bakmaya başlamıştı.
"Aleykum selam oturun şöyle geçin hadi"
"Vay Berat sende burdasın hee"
"Ne sandın oğlum okul bitene kadar burdayım"
Beratla yan yana oturduğumuz için Öykü karşımızda yalnız kalmıştı. Berkay bu fırsatı değerlendirerek Öykü'nün yanına oturdu. Öyküye göz kırpıp "naber?" Dedikten sonra bana döndü. Onlar orada sohbet ederken bende etrafa bakınıp sakinleşmeye çalıştım. O sırada Berat bana dönüp
"İlgilendiğin spor var mı?" Diye sordu. Dikkatini bize veren Öykü vereceğim cevabı bekliyordu.
"4-5 senedir basketbolla ilgileniyorum"
"Bana hiç bahsetmemiştin" dudağımı büzüp üzgün işareti yapınca güldü. Onu böyle mutlu görünce bende gülüyordum. O sırada Berkay söze atıldı.
"Bir gün basketbol maçı yapalım o halde"
"Yapalım tabi" diyerek meydan okudum.
Öykü birlikte maç yapacağımızı duyunca biraz rahatlamış gibi duruyordu. Öğle arası bittiğinde Öyküyle sınıfımıza çıktık.
"Sen takımda oynadın mı?"
"Oynadım"
"Hangi takımda?"
"Fenerbahçe altyapısında"
"Ayyy gerçekten mi bende Fenerbahçeliyim"
"Buna sevindim" deyip gülümsedim. Son ders zili çaldığında Öyküyle beraber çıktık. Servise bindiğimizde ikili koltukların dolu olduğunu görünce ayrı koltuklara oturduk. Öykü arka çaprazımda oturuyordu. Benim yanımda da ismini bilmediğim bir kız vardı. Kız dönüp bana bakınca üstümde ilginç bir şey mi var diye kendimi inceledim. Bir şey bulamayınca kıza döndüm.
"Mert tanımadın mı beni?"
"Kusura bakma ya tanıyamadım,nereden tanışıyoruz?"
"İlkokuldan Melis ben"
"Haa hatırladım sen bizim Yunusla sevgiliydin değil mi ya" deyip güldüm.
"Of sorma vardı öyle bir şey" konuşma bittiğinde Öyküye döndüm. Gözünü bizden ayırmadığını hissetmiştim zaten. Ben ona dönünce kafasını çevirdi ama bizi izlediğine emindim. Pis pis gülüp kafamı çevirdim. Melis'in durağına geldiğimizde kalkıp yer verdim. Sonra Öyküye el işareti yapıp gelmesini söyledim. Ona bakıp güldüm.
"Ne gülüyorsun ya?"
"Gülesim geldi"
Servisten indiğimizde Öykü'nün moralinin düştüğünü farkettim.
"Pişt noldu sana yaptığım espriler mi üzdü seni yoksa ?"
"Yok ya ne üzecek senin esprilerin"
"Neye üzüldün peki?"
"Bilmem bir garip hissediyorum hayatımda çok değişiklik yaşandı ondan galiba"
"Hayatta bazen sana zarar vereceğini düşündüğün değişiklikler senin için çok iyi şeylere yol açabilir,değişiklik iyidir" deyip tebessüm ettim.
"Teşekkür ederim" deyip kollarını boynuma doladı.
O an sadece saçlarını kokladım. Hani insan ilkbaharı özler,kokusunu bir yerlerde aramaya çalışır ama bulamaz ya ben ilkbaharın kokusunu onun saçlarında çoktan bulmuştum.

Bir Tutam Gençlik ✨devam ediyor✨Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin