#Cemal'in bakış açısından.
Fatma'nın dediği şey ile öylece kaldım. Bunu hiç düşünmemiştim, belki de düşünmek istememiştim. Gecenin soğuğuna yenik düşen kumlara çıplak ayakla basarken derin bir nefes verdim. Fatma'ya döndüm ve tüm dürüstlüğümle cevapladım.
Sonuçta ona güveniyordum.
"Nisa, Barış'ın ondan hoşlandığını söyledi. Onda Barış'tan hoşlanıyormuş üstelik. Üzüldüm Fatma, hüzün kapladı içimi."
Fatma hemen söze girdi.
"Tamam işte, hoşlanıyorsun o zaman."
Bir şey demeden düşündüm, mümkündü aslında. Başımı aşağı yukarı salladım. O sırada kendimi düzeltip ayağa kalktım, neşeli tavrımı takınıp Fatma'ya elimi uzattım ve onu ayağa kaldırdım. Yavaş adımlarla barakaya ilerledik. Yarın yine oyun vardı ve uykumuzu iyi almamız gerekiyordu. Fatma'ya iyi geceler dileyip uyumak için uzandım.
Sabah uyandığımda ateşin başına geçip ateşi yeniden yaktım, eşyalarımı hemen hazırlayıp mavi bandanamı elime geçirdim. Barış da böyle takıyordu bandanasını, fakat onunki kırmızıydı.
Bir anlığına Barış'ın elinde mavi bandananın nasıl duracağını düşündüm..
Farketmeden gülümsüyordum ki Fatma yanıma gelip şakasına canımı acıtmadan ağzıma vurdu.
"Birine aşık olduğunu sanacaklar, gülme öyle."
Dünkü konuşmamızı ima ettiğini anlamıştım, kıkırdayıp kollarımı ona sardım. O sırada oyuna gideceğimiz tekne gelmişti, tekneye binip oyun alanına gittik.
Gördüğüm alanı süzerken ünlüler takımının biraz daha arkasından gelen Barış ile içimi huzur kaplamıştı. Acun abi oyunu anlatırken dikkatle onu dinledim. Körebe gibi bir şeydi işte, acaba Barış ile oynar mıyım diye düşündüm.
İlk tur Barış Ardahan ile oynarken dikkatle Barış'ı izledim. Kazanmıştı ve Ardahan'a çok güzel ilgi göstermişti. Ne yalan söyleyeyim, Ardahan'ın yerinde olmak isterdim.
Ben Erman ile oynayacağım için şanssızdım, zaten çocuk bana takıktı resmen. Deli miydi neydi. O turu Erman kazandı, üzgün değildim çünkü kazanmak için daha cesaretli olsaydım çocuk beni dövecekti.
İkinci tur da Mert ile çıktım ve kazandım. Fakat oyun 9-9 iken Barış ile çıkacaktım ve üzerime yük binmiş gibi hissediyordum. Dokunulmazlıktı sonuçta bu, kaybedilmeye gelmezdi ne olursa olsun. Bir kaç dakika süren oyundan sonra Barış kazandı. Elinin benim vücudumda olması garip hissettirmişti. Gözümdeki şeyi çıkarıp onu tebrik edecektim ki kuma bir şey yazdığını farkedip kendi benchime gittim.
Arkadaşları onu tebrik ederken öylece benchin etrafında gezip kumu eşeliyordum. O sırada adımın seslenildiğini duymamla arkamı döndüm. Barış bana doğru yaklaşırken ben de ona doğru ilerledim. Beni kendine doğru çekip tebrik etti. Dudağı kulağıma değiyor ve huylanmıştım. Sonrasında elini tutan sol elimi ellerinden ayırmamak için sağ elimle onun omzunu sıktım ve geçen oyunda yaşananlar için özür diledim. Sorun olmadığını ve oyunun heyecanına bağlandığını söyleyip kendi benchime geçti. Ben de takım arkadaşlarımın yanına giderken bir şey farkettim.
Nisa, bana çok kötü bakıyordu.
