#Cemal'in bakış açısından.
Dudaklarımı Barış'ın dudaklarıyla buluşturduğum sırada içime dolan huzur tarif edilemezdi.
Bir kaç saniye öyle kaldıktan sonra, Barış ani bir hareketle beni sertçe kendinden uzaklaştırdı ve zaten kapıya yaslı olan bedenimin yeniden kapıya çarpmasını sağladı.
O an sırtımda hissettiğim acıyla gözlerim dolmuştu ve öylece kırgınlıkla Barış'a bakıyordum.
Evet, yaptıklarım doğru değildi belki de ama bunu bugün yapamazsam bir daha asla yapamazdım.
Barış'ın çatmış olduğu kaşları ve üstüne üstlük hiç bu kadar kötü bakmayan bakışları bile benim modumu düşürmeye yetmişti.
"Özür.., özür dilerim Barış. Ama ben seni-"
"Kes sesini! İbnelerle işim olmaz bir kere benim!"
Bir insanın, beni kastederek söylediği bu kelime eğer Barış'tan duymasaydım canımı bu kadar yakmazdı.
Dolan gözlerimden süzülen yaşları umursamayarak ayak parmaklarıma kadar titreyen bedenim ile Barış'a ilerledim.
Onun ile konuşmaya, ona derdimi anlatmaya çalışıyordum.
Fakat onun bana karşı yaptığı tek şey, kolumdan tutup beni sinirle dışarı atmak olmuştu.
Dışarıda, yüzüme kapatılan kapı ile öylece kalırken sessizce ağlamaya başladım.
O sırada farkına varmıştım ki, bilinçsizce yaptığım bu şey benim 3 aylık Survivor hayatıma mal olabilirdi.
Sarsak adımlarla ağlayarak kendi odama ilerlerken dengemi kaybetmem ile kendimi hemen yanımdaki havuzda bulmam bir olmuştu.
İki metre bile olmayan havuz, beni resmen içine hapsederken benim de pek çıkmak istediğim söylenilemezdi.
Öylece havuzun içerisinde kalıp, başımı da dışarıya çıkartmadan ne kadar durduğumu bilmiyordum.
Ara sıra çıkıp nefes alıyordum, bu da yapmak zorunda olduğum bir şeydi zaten.
Ben havuzdan çıkıp ıslak bir biçimde odama giderken; parmaklarım buruşmuş, gözlerim kızarmış ve vücudum da titriyordu.
Anlaşılan bugünkü iletişim oyununa bir buçuk saatlik uyku ile gidecektim.
