_
Taehyung derin düşünceler içindeydi. Bir iki gün önce Jeongguk'a üstü kapalı, hoşlantısını itiraf etmişken yüzüne bakamıyor sadece yaptığının iyi ya da kötü sonuçlarını düşünmek istiyordu. Ve Jeongguk her zamanki gibi kaba davranarak Taehyung'u üzmüştü. Taehyung buna pek takılmamıştı aslında.
Jeongguk yine aynı Jeongguk'tu. Kaba, sert, iş kolik ve içine kapanık. Taehyung daha önce bu kadar kaba bir şekilde reddedildiğini hatırlamıyordu, oysa Jeongguk duygularını görmezden bile geliyordu. Ona yanlışlıkla olsa bile gülümsemiyordu. Aynı evde yaşadıklarına rağmen haftada sadece bir ya da iki kez yüzünü görebiliyordu. Böylesine bir adamdan nasıl hoşlandığını ise hiç mi hiç anlayamıyordu.
Taehyung kabul ediyordu.
Jeongguk duygusuz değildi fakat kendisini öyle göstermeye çalışıyor gibiydi.
Derinlere dalan ve kendisine yemeğe vuran Taehyung ağzına bir çilek daha attı. Yetmiyordu ona, bunları düşündükçe yiyesi ve daha çok yiyesi geliyordu. Kafasını hareket ettirmeden çaprazındaki koltukla cilveleşen çifte baktı. Evet, onlara özeniyordu. Gerçekten tatlı ve uyumlu çiftler olduklarını düşünüyordu.
Bundan birkaç hafta öncesini hatırladı Taehyung. Jin, çok önceden hazırlanan bir proje üzerinde kendisini yem olarak göstermişti. Ki zaten yem de olmuştu. Yakalanmıştı ve Taehyung o zamanlar da Namjoon'nun surat ifadesini görünce içi burkulmuştu. Namjoon onu sevdiğini hem Jin'e hemde etrafındakilere gerçekten hissettirmeyi başarıyordu.
Kıskandı ve daha çok yemeye başladım. Ağzını koca hormonlu çilekler ile doldurdu. Çiğnemeye çalışıyordu fakat aynı zamanda ağzını doldurmaya devam ediyordu. Bunu fark eden Namjoon ve Jin, bakışlarını ağzı dolu olan esmere çevirdiler.
"Tae, sen iyi misin?"
Taehyung kucağındaki kaseyi yanına koyduktan sonra hızla ayağa kalktı. Onlara son kez kıskanç bakışlarını atıp, "Oyoyom!" diye bağırarak salondan çıktı. Çıkışa doğru ilerlerken merdivenlerden inen bir adet yakışıklılıkla ve karizma olmakta zirveyi bulan Jeongguk'u gördü. Olduğu yerde kalırken ağzındaki çileği çiğnemeyi unuttu.
Jeongguk onu yanakları şişmiş bir şekilde görünce merdiveni bitirmesine birkaç adım kala durdu. Ona kaşlarını çatmış bakarken Taehyung son anda Jeongguk'un etkileyici havasından çıkıp sinirli bakışlarını attı.
Yeni boyadığı beyaza çalan gri saçlarını geriye attıktan sonra evden çıktı. Arkasından bakan Jeongguk'un aklından ilk, 'bu neydi şimdi?' düşüncesi geçmişti. Taehyung garip davranıyordu ve bu halleri sadece Jeongguk'a özel değildi. Evde ki herkes onun tuhaflığının farkındaydı.
Merdivenleri bitirip Taehyung'un eski yerini aldı. Gözleri çilek kasesine kayarken bir tane alıp ağzına attı.
"Taehyung'un nesi var?"
Jeongguk yiyeşen çifte gözlerini gezdirirken Namjoon doğrulup ciddi bir konuşma yapmaya hazırlandı. "Bilmiyoruz. Son günlerde çok garip davranıyor."
Jeongguk kafasını sallarken ağzına bir çilek daha atmıştı.
"Bence,"
Jin yüzündeki gizli sırıtma, ile bakışlarını Jeongguk ve Namjoon arasında gezdirdi.
"Bence Taehyung, aşık olmuş."
Jeongguk duyduğu cümle ile boğazından geçemeyen çilek ile birkaç kez öksürdü. İçinde hissettiği tuhaf, karnının gıdıklanmasını sağlayan duygular ile sadece birkaç dakika öksürdü. Ağzının kenarı sildikten sonra Jin'e döndü. Çok uzun zaman olmasa da Taehyung'la aynı evde yaşıyorlardı ve ister istemez onun hakkında bir şeyler öğreniyordu. Bu nedenle tam şuanda onun aşık olabilme ihtimali kendisini çok tuhaf hissettirmişti.
"Emin misin?"
Jin kafa sallayarak geriye doğru yaslandı. Daha sonra havalanan elleri ile bir şeyler anlatmaya başladı. "Bir insanın kendisine ait bir vücut kimyası vardır. Bu sadece kendisine özgüdür. Son biri çıkagelir ve kimyasını alt üst eder. Mesela Taehyung'un olduğundan daha garip davranması ve.. senin de odandan daha sık çıkman gibi."
Jeongguk, Jin'nin verdiği örnekler ile bakışlarını kaçırdı. Daha sonra ise koltuktan kalkıp odasına ilerledi. Taehyung hakkında düşüncesi henüz yoktu. Onu sadece aynı evde yaşadığı bir iş arkadaşı, bir çalışan gibi görmüştü. Son zamanlarda onunla fazla vakit geçirmesi yine de düşüncelerini pek değiştirmemişti. Göremiyordu, ne Taehyung'u ne de duygularını göremiyordu. Odasındaki dönen sandalyeye oturduğunda elindeki kalem ile oynamaya başladı. Aynı zamanda Taehyung'u o şekilde düşünüyordu.
Sevgilisi gibi.
Emin olacağı şey o dolgun dudaklarını sürekli öpeceğiydi. Öyle güzel ve biçimliydi ki, arada gözünün kaymasını ve o dudaklara baktığını inkar edemezdi. Diğer yapacağı şey ise kesinlikle ince bedenini kollarının arasına almak olacaktı. Bazen salonda birlikte otururlarken Taehyung bir köşeye geçiyor ve bacaklarını kendine çekerek koltuğa siniyordu.
İşte o zaman başlıyordu Jeongguk içindeki bu istek. Onun kendisine yaslanmasını ve parmakları ile oynamasını istiyordu. Çünkü görüyordu ve Taehyung çok sık kendi parmakları ile oynuyordu. Eğer sevgilisi olsaydı kesinlikle parmakları ile oynaması için yalvaracaktı. Dokunuşu hissetmek onun için her şeye bedel olurdu o zaman.
Ayrıca, sürekli onunla uyumak isterdi. Kokusuyla sabahlamak gözlerini ilk açtığında o güzel yüzünü görmek isteyebilirdi. Sıcak nefesini her daim dudaklarında hissetmek. Jeongguk düşünceleri ile gülümsedi. İçinden, 'çok güzel olurdu' diye geçirmeden edemedi.
Taehyung onun sevgilisi olsaydı, çok güzel olurdu.
_
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gem × TaeKook✔
FanfictionGizli bir mücevher kaçakçılığı yapan Jeongguk ve ekibi son sürat işine devam etmekteydi. [01.05.20] - [11.05.20]