#23

5.7K 408 112
                                    

_

Taehyung uykulu bedenini yataktan kaldırırken olduğundan daha da yorgun görünüyordu. Yüzünü yıkadıktan sonra saçlarına hiç dokunmadan odadan çıkıp mutfağa ilerledi. Saçları çok fazla dağınıktı. Mutfağa girer girmez Jin'i ocak başında gördü. Ona kısaca günaydın diyerek bir bardak su içti.

"Tae, bana yardım etsene. Şimdi herkes uyanır, uyanmadan hemencecik hazırlayalım."

Taehyung kafa sallayarak Jin'nin ona verdiği sebzeleri doğramaya başladı. İçinden, 'sabah sabah kim sebze yer ki' diye geçirdi. Sebzeleri uykulu gözleri ile doğramaya başlarken tek dileği parmağını kesmemesiydi. Arkasından bir sıcaklık hissedince gözleri açıldı ve kaşları çatıldı. Gözlerini kıstı ve arkasını döndü.

Kendisine bakan Jeongguk'la karşılaştığında gözleri birkaç kere kapandı. "Sen miydin." diye mırıldanırken Jeongguk ona biraz daha yaklaşmıştı.

Taehyung'un dağınık saçlarına küçük bir öpücük kondurduktan sonra esmerin kaşları hayretle havaya kalkmıştı.

"Ne o Jeongguk? Sabah sabah beni rüyanda mı gördün?" diye alay eden Taehyung'un aksine beyaz tenli etkilenmiş gözleri ile oldukça ciddi görünüyordu. Bu durumdan rahatsız olan Taehyung, kendisini biraz Jeongguk'tan uzaklaştırmaya çalıştı. Jin görürse yanlış anlayabilirdi.

Ancak Jeongguk ondan uzaklaşmamakta kararlıydı. Kendisinden kaçan bedene biraz daha yaklaştı. Burnunu çenesinin altındaki saçlara sürttü. Kokusu burnuna dolarken gözlerini kapattı.

"Çok güzel kokuyorsun Tae."

Taehyung hemen saçlarındaki fısıltı ile yutkundu. Kalbi deli gibi atıyordu ve artık birisine yakalanmak umrunda bile değildi. Cesaretini toplayıp kokusuna iltifat eden kişiye çevirdi bakışlarını.

Neredeyse burunların değecek olduğu yakınlıkta birbirlerine bakarken Taehyung hiç çekinmiyordu. İsteklerini ve ona olan ilgisini gözlerine taşımak istiyordu. Taehyung, artık onu fark etsin istiyordu.

Jeongguk burnunu, önündeki burnuna değdirdi ve sağ sola doğru sürtmeye başladı. İkisininde gözleri kapanırken Jeongguk'un hareketleri yavaş, fakat kalbi deli gibi hızlıydı. Taehyung'un ise ondan aşağı kalır bir yanı yoktu.

"N'apıyorsun Jeon, hm?"

Taehyung, önündeki dudaklara fısıldadığında beyaz tenli olan biraz uzaklaşmış gözlerini Taehyung'a dikmişti. Kafasını iki yana sallarken yüzünü inceliyordu. "Mutlu oldun mu?"

Taehyung, Jeongguk'un kendisine isyan edermişcesine sorduğu soru karşında kaşlarını çattı. "Ne diyorsun Jeongguk? Ne için mutlu oldum mu?"

"Sabah sabah beni delirtiyorsun. Mutlu oldun mu?"

Jeongguk hızlı adımlarla mutfaktan çıkarken az önce yaşadıklarının gerçekliğini ölçmeye çalışıyordu. Jeongguk'a neler olduğunu merak ediyordu. Fazlasıyla dengesiz ve tuhaftı. İlk başta gelip kendisini öpüyordu, sonrada bağırıp çağırıp kapris yapıyordu. Amacını anlayamıyordu. Kafası karışıktı ve gerçekten Jeongguk'un hareketlerine anlam veremiyordu. Bunun tek çaresi ondan uzak durup soğuk davranmak olacaktı ki, fakat bunu istemiyordu.

Kısa sürede kahvaltı hazırlamışlardı. Herkes vardı fakat Jeongguk yoktu. Her zamanki gibi diye düşündü herkes. Jeongguk asla kahvaltı yapmazdı, hatta Jin odasına yemek götürmediği sürece asla yemek yemezdi.

Uzun vakitler geçmişti. Jimin, herkesle sohbet ederken konudan tamamen uzaktı Taehyung. Jeongguk'u düşünüyordu. Yanı gitse, ona bağırıp çağırsa, 'senin derdin ne Jeongguk?' dese..

Hava iyice kararmıştı. Herkes gülerek sohbet ediyordu. Merdivenlerden gelen ayak sesiyle esmer hızlıca kafasını oraya çevirmişti. Jeongguk yavaş adımlarla yanlarına ilerliyordu. Jimin ve Taehyung'un arasındaki boşluğa oturduğunda Taehyung ona yandan bir bakış atmıştı.

Sohbete dahil olmak için dinlemeye çalışsa da telefonuna gelen bildirim sesi ile, elinde tuttuğu telefonunu kendisine çevirip ekrana bakmıştı. Mesajı bildirim çubuğundan okuyunca gülümsedi. Fakat Taehyung, üzerinde ki bir çift gözün farkında değildi.


Minji'cik:

Hey! Tae'cik Busan'dayım. 

Yanına gelmeyecek misin biricik kankanın?

Tae'cik

Hemen geliyorum biricik kankamın
yanına. Konum at bakayım.

Minji'cik:

*konum*

Hemen gel ha, kıçım
dondu soğukta.

Tae'cik:

Bekle orada geliyorum.


Telefonu kapattı ve Namjoon'a döndü. "Namjoon hyung?" diye seslendi ilk başta. Namjoon bakışlarını esmere çevirdi. "Efendim Taehyung?"

"Bu gecelik arabanı ödünç alabilir miyim?"

"Tabi ki. Anahtarlar girişte. Fakat, nereye gideceksin?"

Taehyung soruya fazla aldanmadan ayağa kalktı. Merdivenlerden koşarak çıkarken, "Kız arkadaşımın yanına." demişti herkesin duyabileceği şekilde.

Küçücük bir yanlış anlaşılmadan bir şey olmazdı herhalde.


_

_

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gem × TaeKook✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin