1️⃣

108 7 32
                                    

Medya: Nehir Aktaş

Annesiz büyümek.
Nasıldır küçük bir kız için annesiz büyümek? Annesinin kokusu, şefkati, merhameti olmadan büyüye bilmek...
Evet ben.. ben Nehir Aktaş! Annesiz büyüyen, annesini gözleri önünde kaybeden küçük bir kız ya da kızdım. Çünkü artık büyüdüm 18 yaşında genç bir kız oldum. Tam on sene önce annemi trafik kazasında kaybettim. Okuldan almaya gelmişti beni, gülümsüyordu. Sonrası ise benim için bir felakete döndü. Annemi meğer son kez öyle bana içtenlikle gülerken görmüşüm.

Şimdi mi? Şimdi babamla'yım. Bana  annemden sonra hem annelik hem babalık yapan babamla birlikteyim. Toparlanmamız çok zor oldu. Ama bir şekilde 10 seneyi atlatıp bugünlere geldik. İstanbul da kendimize ait müstakil bir evde yaşıyoruz. Aslında bundan önce daha büyük dubleks bir evimiz vardı ama annemi kaybettikden sonra o evde, anılarla yaşamak hiç kolay olmadı. Babam hiç yapmadığı şeyi yapıp kendini içkiye vurmuştu. Her baktığım yerde annemle olan anılarımız vardı o evde ve biz o evi anılarıyla birlikte bırakıp başka bir eve taşındık. Aslında burası daha iyi geldi bize. Mahallemiz güzel ve sıcakkanlı insanlarla dolu. Her gün sokağa çıktığınızda sizi selamlayan birilerinin olması çok güzel.

"Kızım."

Odamın kapısını yavaşça aralayıp giren babama gülümseyip pencere mi kapattım ve yanına ilerledim.

"Babacım."

Saçlarımı okşayıp gözlerimin içine içine bakmasıyla gözleri dolmuştu. Bu hep oluyordu. Çünkü ben anneme gerçekten çok benziyordum özellikle göz rengim babam baktıkça gözleri dolardı ve genelde bu durumdan nefret ederdim. Şimdide olduğu gibi!

Babamı kendime çekip sarıldım hızla.

"Baba! Şunu yapmaktan vazgeç. Seni böyle görmeye dayanamıyorum."

Biraz daha bu şekilde kaldıktan sonra babam burnunu çekerek benden uzaklaştı ve kafasını eğerek gözlerini silmeye başladı. Hemen ellerini tutup hala yanaklarında olan yaşları sildim hızla.

"Gözlerime lens takmayı düşünüyorum."

Babam hızla kafasını kaldırınca güldüm.

"Sakın ha! Tamam bak ağlamayacağım bir daha."derken hala gözlerini silmekle meşguldü. 

"Baba annemi özlediği'nin farkındayım. Bende çok özlüyorum ama bu şekilde olmaz. Annem ben ağlayınca hep kızardı hatırlasana. Güçlü ol kızım. Güçlü ol ki sağlam dura bilesin derdi."

Derin bir nefes aldım.

"Annem bana güçlü olmayı öğretti. Senin gibi. Bu zamana kadar geldik ve bundan sonrada böyle devam edecek. Ağlamak yok!"

Kafasını sallayıp. Ensemd'en tuttu. Ne yapacağını anlayıp hemen kafamı eğdim. Alnım'dan öpünce gülümsedim. Bunu genelde hep yapardı.

"Canım kızım benim sen olmasaydın ne olurdu bilmiyorum? Annen gitti belki ama ardında senin gibi bir melek bırakıp gitti. Gurur duyuyorum seninle."

Bu sefer benim gözlerim dolmaya başlamıştı ve her an ağlaya bilirdim! Gözlerim dolarsa kendimi asla tutamazdım. Babam anlamış olacak ki gülmeye başlayıp beni yatağıma çekiştir'di ve yatmam için yorganı açtı.

"Hadi bakalım. İyi çocukların yatma vakti."

Güldüm. Her gece böyle diyerek üstümü örter'di çünkü.

Yatağa yatınca dediğimi yapıp üzerimi güzelce örttü ve saçlarımı okşayıp;
"İyi geceler."dedi.

"İyi geceler baba."diyip babamın odadan çıkışını izledim. Babam çıkınca yan dönüp hemen gözlerimi kapadım. Yarın gitmem gereken bir okulum vardı çünkü..

BELAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin