Şu küçük yıldızcığa da basmayı unutmayın. İyi okumalar.. hayırlı bayramlar 💜
.
.
.
Tam öpmek üzere iken sağ elimi çevik bir hareketle kaldırarak dudaklarımız'ın arasına siper ettim. Gözlerimiz anında buluştuğunda anın yakınlığı içimi anlamadığım bir şekilde titretiyor'du. Dudakları ve sıcak nefesi elimi yakıyordu. İçimde bir yerler canlanır'ken dudaklarım yerine elime küçük bir öpücük bahşedti. Yavaşça geri çekilirken gözleri gözlerimi deliyor'du. Karnıma giren kıranpları es geçmeye çalışsam da olmuyordu. Elimi yavaşça aşağı indirip diğer elimle öptüğü yere dokundum. O görmüyordu. Hoş gözleri beklenti ile gözlerime bakarken görmesi beklenemezdi zaten."Artık resmen benimle başın bela da küçüğüm."
Sakin ve huzurlu çıkan sesi beni mest ederken ne dediğini yeni yeni anlıyordum. Başın bela da küçüğüm...
"Ayaz, lütfen beni rahat bırak yalvarırım."
Başıma bela almak en son isteyeceğim şey iken durduk yere almıştım bile çoktan. O gün o olay da hiç karşılaşmamalıydık! Ve sonrasında da..
Kafasını iki yana sallarken yüzünde tebessüm vardı."Hayır güzelim. Benden kurtuluşun yok artık. Bunu aklından çıkarma ve benden sakın kaçmaya çalışma aksi takdirde zararlı çıkarsın."
Neden ben ya? Neden?!
Ellerini pantolonun cebine koyup etrafına bakındı ve dibime kadar sokuldu. Nefesini hissetmek içimi çektiriyor'du.
"Hareketlerine ona göre dikkat et!"
Bir nevi tehdit mi etmişti yoksa sadece küçük bir uyarı mıydı?
Boynumdan soluduğu nefesini hissetsem de sesimi çıkartmadı'm. Geri çekilip gülümsedi ve omuzlarımdan tutup yola çevirdi beni.
"Şimdi gidebilirsin."
Omuzuma çenesini koyunca kafamı hafifçe çevirdim. Dudakları neredeyse yanağıma değiyordu.
"Dikkat et."
Ben önüme dönüp yola bakmaya başlamışken oda kafasını omuzumd'an çekti. Yavaş adımlarla yürümeye başladım.
Ne yapacaktım ben? Resmen şuan bir belam vardı! Hemde hasta, psikopat ve dengesiz! Daha onu tanımıyordum bile ama tek bildiğim güzel bir evi ve daha fazlası olduğu idi. Manevi olarak sadece ailesinin nasıl öldüğünü biliyordum. Arkadaş olmak istese yanımda ol dese seve seve olurdum elbette. Ama..ama onun istediğini çözemiyord'um. Benimle uğraşmak mı istiyordu? Ya da gerçekten ona iyi gelip tedavisinde yardımcı olacağı mı? İkinci seçenek ise bir şekilde katlanırım ama eğer ilk seçenek ise baş edebileceği mi sanmıyorum. Şuan için babama bir şey demeyecekdim elbet. Zaten tansiyon hastasıydı annem öldükten sonra yeni yeni toparlanıp insan içine çıkıyordu. Şimdi birde başım da bela olduğunu duyarsa ne yapardı ne hale düşerdi az çok kestiriyor'dum. O yüzden Ayaz denilen tabiri caizse 'belalım' ile iyi geçinip sorununu anlamaya çalışacağım. Belki onunda umduğu gibi ona yardımcı olursam iyileşir ve beni bırakırdı. Yani umuyorum..
🎈🎈🎈
Bugün kendiliğim'den uyanmıştım. Eve geldiğim gibi uyuduğum için zaten şuan kalktığı'm saatten daha da erken uyanmıştım ama düşünmekten yataktan çıkamamışdım.
Masaya son kez göz gezdirip ocakta ki çayın altını söndürdüm ve mutfaktan çıkıp babamın odasına ilerledim. Kapıyı çalarak hafifçe araladığımda hala uyuyordu. Canım babam ne tatlı uyuyorsun sen öyle. Bir kolu başının altında diğer kolu ise göbeğinin üstündeydi başı hafif yana düşmüştü ve birazcık da horluyor'du. Bu haline kıkırdayıp küçük adımlarla yanına gittim ve yere diz çöktüm.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
BELA
Teen Fiction"Çocuk değil Ayaz!" "Ne?" Sırıttı. Yüzüme eğildi. "İsmim Ayaz, Nehir!" İsmimi söylerken yüzümü inceliyordu. Geri gitmeye çalıştım ama çok sıkı tutuyordu. Canımı yakmadan. "Tamam ama şey benim gitmem gerek Ayaz." Yüzümü inceleyen gözleri ismini söy...