~4~

247 39 106
                                    

Hadi buraya hayatınızda en çok utandığınız bir anınızı yazın.

Yorumlarınızı okumak gerçekten de tek eğlencem diyebilirim ^w^

Hatırlatma:

"Te..teşekkürler..."

"Tch..."

Ve ardından ayağa kalkıp gözden kaybolana kadar uzaklara gitmişti.

Fakat bir şey fark etmiştim...

O...o gülümsüyordu...

.

Yorganımı yüzüm haricinde, tüm bedenimi saracak şekilde üzerime sarmış, yatağımda oturmuş boş boş etrafa bakınıyordum.

Daha aynı sabah bir kaza sonucu kızdığım kişi, bana gerçekleri öğrenmemde bir bakıma yardım etmiş ve akşam ise aynı yerde tekrar karşılaşmış hatta üstüne bana peçete uzatmıştı.

Telefonumun çalmasıyla tüm düşüncelerimden kurtulmuştum.

Ah, şimdi oraya kadar kim gidecek?...

Yataktan uzanarak almaya çalıştığım telefonum masanın üzerinden yere düşmüştü. Yerden almaya çalışırken ise biraz daha uzanmış ve ben de düşmüştüm. Bir elim ile yüzümün önünden yorganı çekerken, bir yandan da emekleyerek telefonun yanına gitmiştim.

Ekrana baktığımda Armin'in aradığını görmüştüm.

"Ne var?"

"Uh, şey..bilmiyorum, hiçbir şey."

"O zaman neden aradın ki?"

Telefonu kapatacağım anda bağırmasıyla durmuş ve sıkkınca telefonu tekrardan kulağıma götürmüştüm.

"Eren, bunu nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Ama..."

"Oh, tamam. Hani okulda herkese aşık olup sapık gibi onları takip eden, kendisini aşık olduğu kişinin sevgilisiymiş gibi davranan bir psikopat vardı, hatırlıyor musun?"

"Aa, evet. Adı da...Petra mıydı?"

"Evet. Bana az önce mesaj attı...ve Eren...seni seviyor..."

"Ne?!"

Ani şokun etkisiyle bağırarak söylemiştim.

Ve ardından bilmişçesine bir ses tonuyla gülümseyip konuşmaya devam etmiştim.

"Bu kadar karşı konulamaz olduğumu bilmiyordum..."

"Ne gereksiz insanlarsınız ya!"

Mikasa'nın sesi kulaklarımı doldurmuştu. Kısa bir hışırtıdan sonra Mikasa'nın telefonu aldığını anlamıştım.

"Eren, onu tanıyorsun. Seni rahat bırakmayacak. Kendinde sahte bir sevgili bulmalısın."

"Bu kadar yani, uzatmayın."

"Kıskanma."

Histerik bir gülüş atmış ve telefonu kapatmıştı.

Sahte sevgili, demek...

Telefonum titremişti. Ekrana baktığımda, bir mesajımın olduğunu görmüştüm.

Armin

"Her ne kadar konuyu kendine getirip ikinizin sevgili olmasını istese de, bence haklı. Sahte bir sevgili, bu işkencenin başlamadan bitmesi demektir Eren."

"Oh, gitmeliyim. Mikasa elinde terlikle buraya doğru geliyor."

"Ben dövülmeye gidiyorum, görüşürüz."

Arkadaşlık ilişkimizi sorgulamıyordum artık.

Petra, yalancı biriydi. Sevdiği kişilerin onunla ilgilenmediğini anladığında okuldan bile attıran manyağın tekiydi.

Ve şimdi benim gibi birini seviyordu...

Tanrım, ne yapacağım...




















Hayır

Bu bölüm boş bir bölüm değil

Hikayenin gidişatı için çok önemli

Armin, Mikasa ve Eren'in ilişkisi biraz değişik...

Değerli zamanınızı benim kitabımı okuyarak harcamanız beni üzüyor

Her neyse çok uzattım

Görüşürüz


















-Nayuubi!

-Evet...

-Bu aralar çok üzgünüm.

-Hey! Ne oldu?

-Ben de bilmiyorum. Üzgünüm, canım sıkılıyor ama bir nedeni yok...

-Bir sebebinin olmaması durumu daha da kötü yapıyor...

-Karantinadan sıkılmış olabilirsin?

-Hayır, daha bir kez bile dışarıya çıkmayı özlemedim. Hatta yıllardır bu anı bekliyormuş gibi hissediyorum.

-Hey... Nayuubi...

-Evet?...

-Şu an çok mutluyum!!

Dipnot: Yazar kafayı yedi

Dream|Riren✔️Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin