Bu deniz çok derin
Yine de çok şükür ki
Ağladığımı ben de başkaları da duyamaz
Bts- whalien 52
.
.
.Küçükken bir çok sorulara maruz kalırdık. En basitinden anneni mi daha çok seversin babanı mı? Bu hayatımda duyduğum en saçma sorulardan biriydi. Bu resmen sen sağ kolunu mu seversin yoksa sol kolunu mu sorusu gibiydi. Ikiside aynı düzeyde saçma sorulardı. Sonra zaman geçer sen büyürsün ve sorularda büyürdü. Hep senden daha fazlasını isteyen sorular duymaya başlardın. En iyi lise en iyi üniverste lafları bitmez tükenmezdi. Ama bunlardan en zor soru "meslek olarak ne yapacaksın?" Sorusuydu. Jimin soruyu her duyduğunda yeni bir amacı olur ve onu söylerdi. Yetenekli ve hırslıydı benim aksime. Yapacağına da emindim. Ama ben hiç bir zaman buna bir cevap vermemiştim. Hayatını düz yaşayan insanlardandım. Gözüm asla yüksekte olmamıştı. Hep mutlu olayım gerisi önemli değil kafasındaydım. Ve soruya da hep böyle cevap verirdim. Mutlu olmak. Bence yakında meslek olacaktı. Bunu aklınızda bulundurun.
Dikkat kesildiğim orta yaşlarda bir adam bir kaç adımda yanımıza geldi. Jongkook hızla eğilerek selam verince adam omuzundan tutup kaldırdı.
"Yapma şunu kendimi yaşlı hissettiriyorsun" jungkook kocaman gülümsedi. Gözlerinin içi parlıyordu.
"Nasılsınız efendim??" Heyecanla konuştu. Ben ise iki yabancının yanında yabancı kalmıştım. Kurduğum cümleye gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Tanrım düşünce sanırım devrelerim yandı.
"Ben iyiyim. Ama sende iyisin sanırım. Kahkahan caddede yankılandı." Gözlerini kaçırdı. Tanrım utanmıştı. Bir insan güldüğü için neden utanır ki?? Diğer adamın gözleri beni buldu.
"Merhaba güzel bayan ben Kim Dongwoon" sevecen bir şekilde elini uzattı bana. Bende kocaman gülümseyerek elini tuttum.
"Linah" elini bırakıp öylece durdum. Ne yapmam gerektiği konusunda emin değildim. Ikisinde tanımıyordum sonuçta. Gözleri baronu buldu tekrardan.
"Sana söylediğimi buldun sanırım" jungkook bir anda taş kesildi. Gözleri kocaman olmuştu. Sokak lambalarının ışığından mı emin değilim ama sanki rengide değişmişti. Gözleri beni buldu. Ben anlam veremediğim için boş gözlerle bakıyordum sadece. Hızla çekti gözlerini ve önümdeki duran adama baktı."Hayır efendim. Yanlış anladınız" adam bana bakıp tatlı bir tebessüm etti.
"Emin misin?" Jungkook hızlıca başını salladı. Anlamadığım bir şey dönüyordu. Gergince yerimde kıpırdadım.
"Ben sizi daha fazla tutmayayım. Görüşürüz linah ve jungkook" başıyla selam verip bizim geldiğimiz yöne doğru ilerledi. Bazen haneul kadar kurnaz olsaydım diyorum. Şimdi ortada dönen konuşmanın hepsini anlamıştım. Omuz silktim. Sonuçta bir daha görmeyecektim. Çokta umrumda değildi. Uzaklaşan adamdan gözlerimi alıp jungkooka döndüm. Baron bana garip bir şekilde bakıp boğazını temizledi."Gidelim mi?" Başımla onu onaylayıp yürümeye başladım. Yanımda ilerliyor ve aynı zamanda saçlarını karıştırıyordu. Kim Dongwoon kim ise onu oldukça rahatsız edip gitmişti. Jungkook başlarda onu gördüğü için oldukça heyecanlıyken utanmasa adama kaybol diyecek havaya gelmişti.
Evime yaklaşırken konuştum.
"Şuradaki ev benim. Geldik sayılır istersen burada ayrılabiliriz"
"Ha.." tam konuşuyordu ki sokağın ortasında başka bir ses yayıldı."Myyyy sisterrrrrrrrrrr" karşınızdan gelen üçlüye gözlerimi kısıp baktım. Annem ortada elinde minik çantası ileyken sağında jimin ve solundaysa jin abim vardı. Ikisinin ellerinde poşetleri görünce olayı anladım. Annem onları zorla alışverişe götürmüş olmalıydı.
"Namjoonnn? Sen misinnn?" Hayır bir insan neden zaten karşılaşacağı halde uzaktan uzağa bağırarak haberleşmeyi ister ki? Jimin civcivini pişirip yemek istiyorum. Boyunda büyük sesi vardı. Beni çıldırmak için gelmişti sanki bu dünyaya. İyice yaklaşınca jimin gözlerini kısıp baktı. Jungkook olduğunu anlayınca gözleri açılmıştı.
![](https://img.wattpad.com/cover/221715549-288-k637640.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
00.00 (zero oclock)/ jeon jungkook
Fanfic"Bu, benim değil mi?" Elindeki kitabı bana uzatarak sordu. Neden cevabını bildiğin soruları bana soruyorsun bilmiyordum. Başımla seni onayladım. "Sensin" hafifçe tebessüm etti. Bu gülümsemeni sevdiğimi biliyorsun. "Bunu neden yaptın?" Bu sefer gü...