Usul usul inen
Yağmur tıpırtılarını
Dinler gibi
Dalıp gitmiştik..
Erdem BeyazıtNamjoona olan saygım çok eskilere dayanıyordu. Hatta onun yüzünden bu üniversiteyi bile seçmiştim. Çünkü en yakın arkadaşlar ayrılmamalıydı. O benim için kıymetli ve paha biçilemez biriydi. Jimin bile bazen beni ondan kıskanır ona çok ilgi gösterdiğimi birazda onu sevmemi isterdi. Aptal, kardeş olduğumuzu unutuyordu. Namjoon davranışları olsun tavrı, bilgisi ve duruşu hep örnek olarak gösterdiğim bir arkadaşımdı. En sevdiğim ise ona kocaman sarılmak olurdu hep.
Ama bu gün ilk defa daha önce hiç görmediğim bir Namjoon görmüştüm. Aptal olduğumu biliyorum ama bu her şeyi anlamadığım anlamına gelmiyordu. Ve bir kez daha yoonginin sözlerini hatırladım. İnsanlar duygularını saklamada ustaymış. Benim aksime.
Namjoon kocaman gözlerle bize bakıyordu. Baronla aynı anda ona seslenmiştik.
"Namjoon?"
"Namjoon?" Hızla Barona döndüğümde onunda bana şaşkınlıkla baktığını görmüştüm. Utanıp hızla Namjoona döndüm. Namjoon büyük adımlar atarak saniyeler içinde yanımıza gelmişti. Yüzünde inanılmaz bir şaşkınlık vardı.
"Siz tanışıyor musunuz?" İşaret parmağı Baronla benim aramda hızla gidip geldi. Neden bu kadar şaşırmıştı anlamamıştım."Evet?" Tek kaşımı kaldırıp sorarcasına cevap verdim. Gözleri dizime kayar kaymaz hızla eğildi.
"Tanrım! Yine ne yaptın kendine!!" Telaşla konuşup eliyle dizine dokunmaya başladı. Gözlerimi devirdim. Şu kadarcık yaradan ölmem merak etmeyin.
"Jungkook sağolsun yardım etti. Önemli değil" elini tutup onu ayağa kalkması için çektim. Mahcup hissediyordum onlar böyle yapınca biraz. Ben sağlam bir insandım. Bu yaralar ne ki? Neler gördüm geçirdim.Elini bırakmıştım ama bu sefer de bileğimi o tutmuştu. Bana sinirli bir şekilde bakıyordu. Bilmeden bir kusur mu işlemiştim? Neden böyle davranıyorsun?
"Kendine dikkat et diye kaç sefer uyardım seni linah!" Sesi yüksek çıkınca irkildim. Hadi ama.. Gözlerim neden yine doluyor. Bileğim sıkıyorsun Namjoon. Canım yanıyor.Baron ne olduğunu anlamadan Namjoonun elini bileğinden ayırdı.
"Sakin ol. Canını yakıyorsun. Ben hallettim zaten. Minik bir yara sadece" Namjoon onun dediklerini duyunca sanki kendine gelmiş gibi kaşlarını düzeltti. Ama hala soğuk bir ifadeye sahipti. Gözlerimi yumup derince nefes alarak gözyaşlarımı geri gönderdim. Ben gerçekten bir şey mi yaptım haberim olmadan??
"Nereye gidiyorsunuz?" Konuyu değiştirmek istediğini anlamıştım.
"Jimin evde toplanacağımızı söylemişti" değişik bir şeyler dönüyor. Namjoon neden böyle davrandı hiç anlamamıştım. Sanki karşımda duran yıllarca tanıyıp sevdiğim bir tanecik arkadaşım değil de bir başkası.
"Peki sen jungkook?" Baron cevap vermeden önce ben sorusunu yanıtladım.
"Annem onuda davet etti" açılan kaşları tekrar çatıldı. Bu ne şimdi?"Shinhye teyze de jungkooku tanıyor yani?" Başımla onu onayladım.
"Burda durmak yerine nasıl tanışığımızı giderken de konuşabiliriz" baron bu tatsız konuşmayı böldüğü için minnettar oldum. Başımla onu onaylayıp arkamı dönmüştüm ki Namjoonun parmakları parmaklarımın arasına girmişti. Şaşkınlıkla ona baktım. O ise beni çekiştirerek konuştu.
"Sen sakarsın malum yolda yine başına bir iş açma diye elinden tutacağım" ben her zaman sakardım Namjoon? Tamam normalde de elimi tutar koluma girerdin falan ama bu sefer farklı bir şeyler seziyorum. Yan gözle Barona baktığımda namjoonla birleşmiş olan elime bakan gözleri benimkini buldu. Sonra umursamaz bir şekilde önüne dönüp yürümeye devam etti. Daha fazla tartışmamak için bende ses etmeden yola odaklandım.Uzun bir süre sessizce yürümüşken Namjoon beklediğim o soruyu sormuştu.
"Nasıl tanıştınız?" Bana kısa bir bakış atıp yoluna devam etti. O anları tekrar hatırlarken içim titremişti. Küçük çocuğu unutamıyordum.
"Hayatımızı kurtardı. Ona borçluyum" Barona baktığımda hafif bir tebessüm vardı dudaklarında. Bende kocaman gülümsemiştim. Benim ve küçüğün hayatını kurtarmıştı.
"Hayatınızı mı?" Bunu kendime saklayacağım Namjoon. Sana söyleyemem.
"Siz ne zamandır tanışıyor sunuz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
00.00 (zero oclock)/ jeon jungkook
Fanfic"Bu, benim değil mi?" Elindeki kitabı bana uzatarak sordu. Neden cevabını bildiğin soruları bana soruyorsun bilmiyordum. Başımla seni onayladım. "Sensin" hafifçe tebessüm etti. Bu gülümsemeni sevdiğimi biliyorsun. "Bunu neden yaptın?" Bu sefer gü...