[beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.]
arkasından gelen insanlar omuzuna çarparken jimin sınıfından çıktı, dışarıda yağmur yağıyordu, hava soğuktu bugün. koridorda ilerlerken dışarıdan gelen insanların çamurlu ayak izlerini görüyordu yerlerde.
hayatının son bir haftası oldukça monoton geçiyordu. her gün bir öncekiyle aynıymış gibi geliyordu, bu monotonluğun arasında jimin günleri saymaktan yorulmuştu.
bunun onun için iyi bir şey olması lazımdı, iyi de geliyordu aslında. en çok önemsediği şey çalışmaktı ve çalışmak için o kadar çok zamanı vardı ki bütün bir haftanın konularını beş gün önceden bitirmişti. çalışacak bir şeyi kalmadığından kütüphanede bile işlerini bitirdikten sonra sadece oturuyordu, ilgisini çekecek bir kitap arayıp onu okumayı deniyor, ya da erken çıkıp eve yürüyerek gidiyordu. eve giderken birkaç kez daha taehyung'u görmüştü.
jeongguk ziyaret ediyordu aklını hep, çocuk onu rahat bırakırken bile rahat bırakmıyordu. jimin bunun nedeninin vicdan olduğunu biliyordu. düşünmek için bol zamanı olduğundan son olanlar hakkında düşünürken bulmuştu birçok kez kendini, sert çıkıştığını da kabullenmişti. onu yere itmemeliydi, bu hiç hoş olmamıştı.
bunca zaman boyunca onu hep itip durmuştu, fark etmeden çoktan düşürmüş müydü onu birkaç kez yere?
bu konu hakkında ne kadar düşünse, o kadar canı sıkılıyor, sonra daha çok düşünürken buluyordu kendini. onu gördüğü yerde ondan özür dileyecekti, vicdanının onu rahatsız etmesinden sıkılmıştı. ancak jeongguk'u bir haftadır hiçbir yerde göremiyordu, arkadaşlarının arasına baktığında orada da olmuyordu.
bu durumu sevmiyordu, jeongguk'un olmadığı bir hayat istemişti, jeongguk'un olmadığı bir hayat değil. sürekli bunu düşünecekse nasıl hayatından çıkmış oluyordu ki?
dersleri biten büyük sınıflar okuldan giderken küçükler kalan derslerine yetişmek için sınıflarına koşturuyorlardı. jimin de eve gidecekti, işlerini hallettikten sonra dolabının kapağını kapattı ve kapüşonunu çekip çantasını omuzuna aldı.
merdivenlerden inip koridorları geçerek zemin kata gelmişti. çıkış kapısının önündeki kalabalığa bir süre baktıktan sonra jeongguk'un arkadaşlarının grup halinde çıkışa ilerlediğini gördü. yüzlerine bakarken yine taehyung'la göz göze gelmişti, bundan rahatsız olup anında bakışlarını kaçırdı ve başka bir yere baktı.
onların az ilerisinde, öğrenciler yanından geçip giderken açık duran çıkış kapısına yaslanmış jeongguk'u gördü. o olduğunu anladığında şaşkınlığından bir anlığına yerine çakılmıştı jimin. çocuğun yağmur altında ıslandığı belli oluyordu, arkadaşları önlerindeki kalabalığın ilerlemesini beklerken çocuk da onların dediği şeylere gülüp kapıya gelmelerini bekliyordu.
jeongguk arkadaşlarının ona verdiği gülüşle kafasını çevirip uzakta dikilmiş jimin'i gördüğünde gülmeyi kesti. göz göze geldiklerinde jimin bunca zamandır nerede olduğunu merak etti, dışarı çıkabilecek kadar iyiyse neden okula gelmiyordu?
özür dilemek için fırsatının bu olduğunu biliyordu jimin, jeongguk'a bakarken yeniden harekete geçti ve ona doğru yürümeye başladı. jimin yürümeye başladığında jeongguk göz temasını bozup tekrardan kapıya ulaşmış arkadaşlarına baktı, arından birlikte okuldan çıktılar.
jeongguk gittiğinde jimin yine olanlara şaşkınlığını gizleyememişti. kapının önündeki kalabalığa karışıp yavaş adımlarla ilerlerken buradan çıkmak için sabırsızlanıyordu. çıktığında gözleriyle yağmurun altında ilerleyen insanları aradı, onları gördüğünde çoktan uzaklaşmaya başlamışlardı bile.
gözleri bir yandan arkadaş grubunun üzerindeyken bir yandan da babasının arabasını bekleyeceği yere yürümüştü. beklerken yine gizlice onları izlemeyi sürdürdü. jeongguk'un sırtı ona dönüktü, ancak duraktan geçen insanlara yol verdikçe yüzünü biraz görebiliyordu. bir elinde durağın altında yağmurdan koruduğu sigarası vardı, diğer elinde de sürekli parmaklarında çevirdiği çakmağı. otobüsleri gelmeden önce bir kızın yanlarına gelip jeongguk'un kolunun altına girişini izledi, arkadaş grubu arasında muhabbet dönerken gelen otobüse hep birlikte bindiler.
otobüs önünden geçerken jimin sadece gidişini izledi, jeongguk onu görmemişti ama jimin onu camdan görmüştü. otobüs gözden kaybolduğunda jimin tatsız hissediyordu. kapüşonunun altından kulaklıklarını takıp müzik dinlemeye başladı, hiçbir şey düşünmek istemiyordu.
- 💔