Durmadan durmadan kanar yaram. Tüm çiçeklerden güzeldir papatyalar...
1.bölüm: Yetimhane
.
.
.
Bu olanlar gerçekmiydi? Gerçekten babam annemi mi öldürmüştü? Babam hiçbirzaman anneme şiddet uygulamadı diyemem ama öldürmek.. Bu bambaşka birşey. Babamın bunu yaptığına inanamıyorum. Eğer bir rüyadaysam su dökülerek uyandırılmaya razıyım. Yeterki uyandırın beni bu kabustan..Babamın annemi öldürmesinin üzerinden 1 hafta geçti. Burdayım Ankara Sincan Yetiştirme Yurdu. Hiçbir akrabamız istememişti beni. Şaşırmamıştım. Annemin cenazesindeki sahte gözyaşları, sahte hıçkırıkları, sahte moral sözleri.. Gerçeği söylemek gerekirse güzel rol yapmışlardı. Ama hiçbiri annemi sevmezdi. Benide istememelerine şaşırmamıştım bu yüzden.
Hala kendime gelebilmiş değildim. Babamın "ben yaptım. Hacer'i ben öldürdüm." sözleri hala kalbimi bıçak gibi delmeye devam ediyordu. Fakat binaya girip yerleşmeliydim. Ağır adımlarla binaya yürüdüm ve yine ağır adımlarla merdivenleri çıkıp müdürün odasına girdim.
-" Merhaba sen Estina Gündoğdu olmalısın. Ben bu yetimhanenin müdürü Cemre Alsoy."
-"Evet benim. Memnun oldum. Direkt hangi odada kalıcağımı söyleseniz şuan pek konuşacak durumda değilim."
-"Ahh tabiki canım. Gel seni kalıcağın odaya götüreyim. Bir kat çıktıktan sonra koridorun sonunda soldaki odaya girdi. Bende arkasından girdiğimde odada dört yatak olduğunu ve iki yatağın dolu olduğunu gördüm. İki kız la aynı odada kalıcaktım.
-"Azra ve Hilal, yeni oda arkadaşınız Estina. Siz tanışın, Estina sende yerleş akşam yemeği birazdan."
Cemre abla bu söylediklerinden sonra odadan çıktı. Evet abla diyeceğim çünkü aramızda fazla yaş farkı olduğunu düşünmüyorum. Düşüncelerimi hilalin sesi böldü,-"Merhaba, ben hilal."
-"Bende Azra"Aagh ciddenmi ne kadar konuşkan tipler. Neyse zaten fazla konuşcak halim de yoktu.
-"Bende Estina"
İki yataktan camın dibinde olanını seçip oturdum. Camdan dışarıya bakmaya başladım. Gökyüzünü hep sevmişimdir. Bu yüzden bu yatağı seçmiştim. Gökyüzüne yakın olabilmek için. Anneme yakın olabilmek için... Gözlerim dolmaya başlamıştı. Hayır hayır burda ağlayamazdım. Hemen eşyalarımı yerleştirip yatağa uzandım. Telefonumdan bir şarkı açıp kulaklığımı kulaklarıma taktım. Müzik ve ben birdik. Müziğe aşırı bağlıydım. Vakit bulabildiğim her an müzik dinlerdim. Kulaklığımdan gelen Çağan şengül & Yasir Miy-Seni Kaybettim şarkısını dinleyerek gökyüzünü izledim. Annemi düşündüm. Şimdi burda olsaydı"hala şarkı mı dinliyorsun sen? Yeter artık biraz ders çalış" diyerek beni azarlardı. Çok özlemiştim onu.
Bi anda kulaklığım kulağımdan çekilmesiyle korkup yataktan fırladım. Ellerinde kulaklığımla başımda dikilen azra yı gördüm.-" Cidden birde seni kendine getirmekle mi uğraşıcam. Hizmetçin değilim ben senin. Yemeğe de çağıramam. Aşşağı katta yemekhane var. Açsan bizi takip et. Birde seninle uğraşmayalım."
Niye bu kadar sert davrandıki. Hiçbirşey yapmamıştım sadece şarkı dinlerken dalmıştım.
-"Tamam geliyorum." diyebildim zorla.Moralimin bozulduğunu gören Hilal Azra gittikten sonra yanıma gelip,
-"Kafana takma,aslında iyi kızdır. Sadece sen yenisin ve sana alışması için zaman gerek. Zamanla birbirimizi tanırız."Tamam anlamında kafamı salladım ve -"Ben yemekhane nerde bilmiyorum da birlikte gidebilirmiyiz?"
Yüzüme bakıp içtenlikle gülümsedi
-"Tabikide, ama hızlı ol geç kalacağız."Hemen üstüme değiştirdiğimde aşşağı kata indik. Biz hariç herkes gelmiş gibiydi. Yemekleri alıp tabağa yerleştirdikten sonra gözüm Azra ve Hilali aradı. Duvar dibinde bi masada sadece ikisi oturuyordu ve hararetli bir şekilde birşeyler konuşuyordu. Yanlarına doğru ilerlemeye başladığımda Azra beni görüp sustu. Hilalin gözleri bana dönünce oda sustu. Negatif olmayı boşvererek yanlarına oturdum.
-"Merhaba, yanınıza oturmam sorun olurmu sizden başka kimseyi tanımıyorum da."
Azra göz devirip,
-"Oturdun zaten" dedi. Evet bu kız bana gıcık oluyodu ve bunu belli etmekten hiç gocunmuyordu.Azranın aksine hilal gülümsedi ve ,
-"Tabiki, sorun olmaz.Rahatına bak"Bu kızı sevmiştim pozitifti ve sevecendi. Azranın aksine. Yemekte hiç konuşmayıp. Direk odalarımıza geçmiştik. Eşyalarımın olduğu bavuldan en sevdiğim kitabı aldım. Bu kitabı üçüncü okuyuşum olacaktı. Yatağa geçip ilk sayfayı çevirdim.
Ben yeryüzünü kalbinin üzerine yaslamış ve bütün acısını, nefesini, öfkesini, hüznünü içinde barındırmış gökyüzüyüm.
Ben, gökyüzünün içinde barındırdığı renklerin en şeffafıyım.
Ben, gökyüzünün sesiyim, bulutların sesiyim, yağmurların avuç içleri, karların ayak izleriyim.Aslı arslanın satırlarına bakıp iç geçirdim. Çok.. çok güzel yazıyordu. Bir sayfa daha çevirdim.
Avuçlarımda emareler kaldı, ben o emareleri sadece yağmurlar yaptı sandım. Kendi ateşimi kendim yağdırdığımı anlayamadım.
Ve gözümden düşen bir yaş sayfaya düştü. Çok anlamlıydı satırlar. Daha fazla okuyamıycaktım. Uykum gelmişti.Kitabı kapatım gözlerimi gökyüzüne çevirdim. "Seni özledim anne" diyerek fısıldadım ve kendimi uykuya teslim ettim.
.
.
.
.
.
-▪1.bölüm sonu▪-Bölüm 647 kelime kısa olduğunu biliyorum fakat benim ilk hikayem bu. Acemiyim ve hatalarım olursa kusura bakmayın.
•Papatyalarla kalın•
...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~papatya~
FantasyKısık bir sesle kulağıma fısıldadı, -"Sende kayboluyorum. Beni mahvediyorsun papatyam." Ne yapıcağımı, ne tepki vereceğimi bilemedim. Donup kaldım. Bedenimi ele geçiren bu tuhaf histe neydi. Buna aşk mı diyorlar. Peki neden bu kadar bitmiş hissediyo...