3.BÖLÜM: KAÇIŞ

104 7 0
                                    

Uzunca bi süre geçmişti. Profesör bozuntusu elinde bir kaseyle odaya gelmişti.

-"Merhaba Eden bugün nasılsın?"dedi.  Sinirli bakışlarımla ona dik dik bakarken:

-"Korkma sana zarar vermeyeceğiz."dedi. Çok açıkmıştım. Elindeki kaseye nasıl baktığımı görmüş olmalı ki:

-"Düzgün durda sana çorbanı içireyim"dedi. Aslında karnım çok acıkmıştı ama o yemeği yiyemezdim. Belki içinde zehir vardı. Risk alamazdım ama yemezsemde açlıktan ölebilirdim. Hemde fırsat bu fırsattı.

-"Tamam"dedim. Yanıma geldi ve oturdu.

-"Birşey istiyebilir miyim?"dedim.

-"Tabi"dedi.

-"En azından bi elimi çözsen kendim içsem olmaz mı?"dedim.

-"Şey aslında kurallara aykırı ama bi defadan birşey olmaz"dedi. Cebinden çıkarttığı bıçakla sağ elimi kalın ipten kurtardı ve çorbayı bana verdi.

-"Üzgünüm"dedim ve elimdeki kaseyi kafasına geçirdim. O olayın şokundayken cebine koyduğu bıçağı alarak sol elimi sonrada ayaklarımı serbest bıraktıktan sonra Beth'in karın boşluğuna vurdum ve diğer cebindeki kartı alarak kapıyı açtım. Odadan çıktıktan sonra Beth'in üzerine kapıyı kilitledim ve koridorda hızla koşmaya başladım. Bir bilinmezliğin içinde öylece dolaşıyordum. Koridorun karşısında kapısında "kıyafet odası" yazan bir oda vardı. Kıyafet odasına doğru hızlıca koştum ve kapıyı açtım. Neyseki içerde kimse yoktu. İçerde heryer beyaz önlüktü. Elime aldığım ilk önlüğü giyindikten sonra kıyafet odasından çıktım. Yavaş yavaş ilerlemeye başladım. Nereye gideceğim hakkında hiçbir fikrim yoktu. Biraz daha ilerledikten sonra koridorun sonunda duvara asılı binanın haritası vardı. Haritada çıkış yeri göstermiyordu. Tam ne yapcam derken haritanın üzerindeki"Acil Çıkış"tabelasını gördüm. Hızla tabelanın gösterdiği yöne doğru yürümeye başladım. Tabelanın gösterdiği yerde yukarı doğru uzanan bir merdiven vardı. Merdivenlere tam tırmanmaya başladığım sırada alarmlar çalmaya başlamıştı. O an yakalanma korkusuyla hızla merdivenleri çıktım. Geminin dümeni gibi olan kilidi hızla sol tarafa doğru çevirdim ve kapağı yukarı doğru ittirdim. Sonunda özgürdüm ama nerdeydim hâlâ bilmiyordum. Hava karanlıktı ve bir yere sığınmam gerekiyordu. Etraf dağlıktı ve hava soğuktu. İki büyük kayanın arasında oluşmuş mağraya benzeyen bir yapı karanlık içinde kendini belli ediyordu. Bu gecelik orada kalıp bu lanet yerden tüymem gerekiyordu. Tam oturmuş yatmaya hazırlanırken helikopter sesleri gelmeye başlamıştı. Kesin beni arıyolardı.

***

Sabah olmuştu. Dışarı çıkma zamanı gelmişti, hemde helikopter sesleri gelmiyordu. Mağradan dışarı çıktığımda kuru ve kurak bir yerde olduğumu anlamıştım. Uzakta kaktüs olduğunu tahmin ettiğim koyu yeşil birşeyler vardı. Aşırı susamıştım ve su bulmam gerekiyordu. En alternatif yol o kaktüsleri keserek sularını içmekti. Hızla çölün kavurucu sıcağında kaktüslere doğru koşuyordum. Kaktüslerin yanına ulaştığımda dikkatli bir şekilde kaktüsü kestim ve suyunu içtim.

1 saat boyunca bilinmezlik içinde yürüdüm. Başım dönmeye başladı ve kendimi iyi hissetmiyordum. Yaklaşık 500 metre uzakta baraka vardı. Yeniden helikopter sesi gelmeye başlamıştı. Hızla barakaya doğru yürümeye başladım. Barakanın kapısının önüne geldiğimde kapının kilitli olduğunu farkettim. Elime aldığım taşla kilide iki üç defa vurduktan sonra kilidi kırdım. Kapıyı açtığımda içerde sadece beyaz örtülü yatakla siyah renkli bir dolap vardı. İki duvar arası örümcek ağları vardı, bu uzun zamandır burada kimse olmadığının gösteriyordu. Hava kararmaya başlamıştı. Acıkmış, susamıştım. Acilen su ve yiyecek bulmam gerekiyordu fakat dışarı çıkamazdım, o helikoptekiler beni fark edip tekrar o lanet yere götürebilirlerdi. Belkide o siyah dolapta birşeyler bulabilirdim ama dolap kilitliydi. Beth'in bıcağıyla kilidinin yuvasını kırdım ve kapaklarını açtım. Dolabın içinde mont, harita ve konserve tonbalığı vardı. Bu sefer sineği gözünden vurmuştum. Elime tonbalığı konservesiyle haritayı alıp yatağa oturdum. İyiden iyiye hava kararmaya başlamıştı ve haritayı okuyamıyordum. Tonbalığını açıp, yedikten sonra yatağa uzandım. Üşümeye başlamıştım ve montu üzerime örterek yattım.
Merhaba arkadaşlar ben xxxRasimUmutxxx bu bölüm biraz erken yayınlandı çünkü bizim için önemli bir gün. Bugün Batu kardeşimin doğum günü, doğum günün kutlu olsun kardeşim, iyiki doğmuşsun ve iyi ki bizimlesin. Kitap için de bir duyurum olcak: son iki bölümü ben yazdım ve sanki kitabı sahiplenmiş gibi oldum bu yüzden diğer bölümü Kübra arkadaşım yazacak. Okuduğunuz için teşekkür ederim.

GİZLİ OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin