1

7.7K 352 214
                                    

" Pamuk prenses masalını bilir misin?" onu kafamla onayladım.
"Senin hikayen de tıpkı onun gibi, gerçek aşk'ın senin bir insan olmanı sağlayacak." Nasıldı?
" Bir insan'a gerçekten aşık olursan ve ondan bir aşk öpücüğü alırsan geri kalan hayatında insan olabilirsin." abimin söyledilerinin hayalini kurmuştum ne hoştu.
" Ama unutma ki tek kural bir insana aşık olacaksın, insan..."
"Peki, ya gerçek aşk'ı bulamazsam?" bir sessizlik oldu, ikimiz de bunun cevabını biliyorduk...

Abimin söyledilerini hayal ediyordum ne güzel olurdu insan olmak, düz dişler, normal ten rengi, asla renk değiştirmeyen gözler, sıradan yemekler ve en önemlisi gün doğarken dışarıda rahatça dolaşabilmek. Hayatımı bir vampir olarak devam ettirmek istemiyorum. Artık kan içmek-emmek istemiyorum. Bu düşüncelerimden sıyıran çığlık sesiyle kendime geldim.

İnce bir ses bağırıyordu abimle göz göze geldiğimizde bu sesin çok yakından geldiğini ikimizde biliyorduk.

Suga:
"Aşağıdan geliyor." Doğru, ses gerçekten de aşağıdan geliyordu.
Kapıyı açıp merdivenlerden aşağı indim abim hemen arkamdaydı. Bizim çocuklar yani abim ve benim en yakın dostumuz, Namjoon ve hoseok bir adamın başında toplanmışlardı. Yanlarına geldiğimizde bakışları bize döndü.

Genç bir çocuk sırtı duvara yaşlanmış ağlıyordu, kimdi bu? Siyah saçlı, tavşan dişli ve en önemlisi bir insandı bu.

Tae:
"Bu da kim?" Sorduğum soruya karşılık gülümseyerek cevap veren Namjoon'a çevirdim bakışlarımı.

"Bugün avladığımız bir yemek." Namjoon yerde ağlayan çocuğu yakasından kavrayıp ayağa kaldırdı ve kimsenin beklemediği bir anda boynunu ısırdı. Çocuk tiz sesiyle bağırdı Namjoon onun kanını emerken çıkardığı sesler midemi bulandırmıştı. Çocuğun ağzında çıkan kanları gören hoseok çocuğun dudaklarına yapıştı ve emmeye başladı çığlık sesleri son bulmuştu. Bu manzara midemi alt üst etmişti.

"Yeter!" Ağzımdan birden çıkan bu kelimeye ben bile şaşırmıştım fakat pişman değildim.

Hoseok dudakları emmeyi bırakıp bana şaşkın şaşkın baktı

"Ne?" Ne cevap vereceğimi bilmiyorum . Bir yalan salladım.

"Çocuğun bütün kanını emdiniz bencil davranmayın."

Namjoon'da boynunu emmeyi bırakmıştı. Gözüm çocuğa kaydı, berbat görünüyordu dudakları patlak, boynu yarılmış, titriyordu kesik kesik hıçkırıyordu kısa sürede yere düştü.

"Y-yar-d-ım..." Ağzından zorla çıkan kelimelerden anladığım kadarıyla yardım istedi. O yere düşerken bana garip şeyler oldu ama ne olduğunu anlayamadım abim de dahil herkes bana bakıyordu.

Bakışlarımı çocuktan çekip ağzı kan olan Namjoon ve hoseok'a çevirdim.

"Ölmemeli." Dedi çocuğu kucağına alan Namjoon. Yukarıya götürdü, kanlarını içtiğimiz insanlar için ayrılan odaya.

Ben onların gidişini izlerken kalbimde bir tuhaflık vardı, değişik atıyordu hızlıydı sanki yerinden fırlayacaktı elimi götürüp durdurmaya çalıştım ama fayda etmedi.

Abim ne yaptığımı anlamamıştı.

Suga:
"Neyin var?" Ona bakıp kafamı salladım.

"Hiç, hiçbir şey." Tuvalete gidip elimi yüzümü yıkadım, normalde olsa o çocuğun kanını emmek için can atardım fakat bugünkü manzara midemi bulandırmıştı tek kelimeyle iğrençti...

İlk bölümü atabildim umarım beğenirsiniz her gün sadece bir bölüm atacağım vakit buldukça.

MOONLİGHT TAE00KHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin