"Ne zamandır uyuyor?" Taehyung'un sorusuna karşı derin bir nefes aldım.
"Eve geldiğimizde çorba içirip ilaç verdim işte. O zamandan beri uyuyor."
Başını sallayarak onayladı.Saat akşam sekize geliyordu ve Zena hâlâ uyuyordu. İş çıkışı Taehyung ve Jungkook, beni arayarak onu merak ettiklerini söylediklerinde buraya gelmelerini söylemiştim. Tabii yanlarında Yoongi'yi de getireceklerini tahmin etmiyordum.
"Şey Yoongi'nin Zena'yla konuşacakları varmış. O yüzden o da geldi." Başımı sallayarak gülümsedim. "Birazdan uyanır. Fazla bile uyudu."
Bakışlarımı yan dönmüş bir şekilde yatan Zena'ya çevirdim. Yüzü bize dönük, ellerini de başının altında birleştirmişti.
"Sen... ağladın mı?" Jungkook'un meraklı sesini duyduğumda bakışlarımı ona çevirdim. "Hayır, ağlamadım.""Neden gözlerin kızarmış o zaman?" Derin bir nefes alarak dudaklarımı birbirine bastırdım. "Boşverin, bir an duygulanıp ağladım işte."
"Sizin aranızda bir şey mi var?" Bakışlarım Yoongi'ye döndü. Neden bunu merak ettiği de ayrı bir merak konusuydu.
"Hayır, aramızda bir şey yok." İnanmadığı gayet açıktı. Yine de umursamadım. Ayağı kalktım.
"Ben size yemek hazırlayayım. Uzun zaman oldu." Jungkook ve Taehyung da ayağı kalktı. "Biz de yardım edelim sana." Başımı sallayarak onayladım. Ne zaman bana gelseler yemeği birlikte hazırlardık zaten. Tabii Yoongi hariç. O toplamada yardım ediyordu.
Taehyung ve Jungkook'la beraber mutfağa doğru ilerlediğimizde kısa bir an durarak Yoongi'ye baktım. O da Zena'ya bakıyordu ki yüzündeki endişeyi buradan bile görebilmiştim. Min Yoongi kötü biri değildi. Dün akşam neden öyle bir tepki verdiğini biz de anlamamıştık. Ölse babasını savunmazdı. Ya Zena'ya fazla sinir oluyordu ya da aralarında bizim bilmediğimiz bir şey geçmişti, ki bu imkansızdı.
"Zeus?!" Mutfaktan seslenen Taehyung'a karşı bakışlarımı Yoongi'den çekerek mutfak kapısından içeri girdim.
ZENA VİCTOR
Gözlerimi yavaşça açtığımda bir süre nerede olduğumu algılamaya çalıştım. Daha sonradan hastalanıp Zeus'un evine geldiğimizi hatırladım.
Onun sayesinde kendimi çok daha iyi hissediyordum.Yavaşça yerimde dikleştiğimde karşı koltukta oturmuş beni izleyen buz küpünü görmemle irkildim. Bunun ne işi vardı burada?
"Günaydın." Kaşlarım alayla havaya kalkmıştı. "Senin ne işin var burada?""Taehyung ve Jungkook merak ettiler seni. Aslında yaklaşık bir saat önce geldik ama uyuyordun."
Ben burada uyurken başımda mı dikilmişlerdi? Gerçekten mi?
"Onlar nerede?" Eliyle mutfağın olduğu tarafı işaret etti. "Zeus'la beraber yemek hazırlıyorlar."
Başımı salladığımda ayağı kalkarak yanıma gelmişti. Oturduğum yerde bağdaş kurarken tam karşıma oturmuştu.
"Yanlış anlama, senden hâlâ hazzetmiyorum." Güldüm. "Bu güzel bir haber."Omuz silkti. "Yine de sana borçlu olduğum bir özür var. Kısacası dün akşam öyle davrandığım için özür dilerim."
Dudaklarımı birbirine bastırırken düşünmüyormuş gibi yaparak kısa bir an tavana baktım.
"Sadece özür mü?" Bu hâlleri aşırı hoşuma gitmişti. Buz küpü benden sıkça özür dileyen biri değildi sonuçta. Bunu kullanmalıydım.
"Peki, teşekkür ederim.""Rica ederim." Hafifçe gülümsedim. En azından bunları yapabilen biriydi. Bu bile bana yeterdi. "Her neyse. Bu arada... bir daha beni sakın öpme."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slutty Detective || Min Yoongi
Fanfiction"Sürtük bir dedektifim işte ne yaparsınız." Amerika, Boston Polis Departmanı'ndan Güney Kore'ye atanan Zena Victor'un tek amacı hayatta en değer verdiği insan olan ikizini bulmaktı. Günümüzden iki sene önce yaşananlar Zena'ya hem fiziksel hem ruhen...