Namjoon'un ayağı kalktığını fark ettiğimde o tarafa döndüm.
"Dünkü vaka hakkında konuşmak istiyorum. Adli tıp uzmanı bay Hector, sizi dinliyoruz." Bakışlarım soyadının Hector olduğu söylenen ikizime döndü. Arkasına yaslanarak Namjoon'a bakmaya başladı.
"Öncelikle dün getirilen üç ceset de kumraldı. Aynı şekilde hâlâ hayatta olan dördüncü hastamız da kumraldı. Dördü de yirmili yaşlarında olmakla beraber, ölen üç cesedin rahimlerinin olmadığını fark ettim."Masadaki birkaç kişinin bakışları bana dönerken masanın altındaki elimi sinirle sıkmaya başlamıştım.
Eğer düşündüğüm şeyi yaparsa, hayatı ona zindan ederdim. Şu ortamda benim hakkımda her şeyi bilen tek kişiydi. Nelere sinir olduğumu, kimlere gıcık olduğumu.
Her şeyden önce beni en çok sinir eden şeyin, benim isteğim dışında, benden habersiz bir şey yapılması olduğunu biliyordu. Buna rağmen o düşündüğüm şeyi yaparsa işte o zaman çok daha kötü olurdu."Her şeyden önce dedektif Victor'un bu vakadan çekilmesini istiyorum."
Ve yaptı.
Sağ dizim sinirden sallanırken iki elimi de yumruk yapmış, oturduğum yerde âdeta sinirden kuduruyordum. Evet, tek kelimeyle kuduruyordum.
"İyi ama Zena Victor çok iyi bir dedektif. Amerika'daki başarıları buraya kadar ses getirdi. Böyle bir vakada bize yardım etmesi daha iyi olmaz mı?" Hoseok'un dediklerine karşı bakışlarımı Zeus'a çevirdim. Onun da sinirlendiğini görebiliyordum.
"Açıkçası ben de bu vakada Victor'a fazlasıyla güveniyordum." Namjoon'un sesi kulaklarıma dolarken yüzümde ani bir sırıtma belirmişti.
"Ayrıca dosyasında böyle vakalarla çok fazla karşılaştığı yazıyor. Bu yüzden üzgünüm Zeus. Victor'u bu vakadan çıkaramam."Namjoon'a dönerek kısa bir teşekkür ettim.
"Bu konuyu da hallettiğimize göre asıl konumuza geri dönelim. Jimin, hastanın durumu nedir?" Yerimde dikleşirken ilgiyle Jimin'e döndüm."Hastanın durumu iyi. Ancak yaşadığı şoktan ve bedenine aldığı darbelerden dolayı hâlâ baygın. Ancak gün içinde uyanacağını düşünüyorum." Namjoon başını sallayarak onayladı.
"Birinizin onunla sakin bir şekilde konuşmasını istiyorum." Beklemeden elimi kaldırdım.
"Ben konuşmak istiyorum.""Ne?!" Zeus'un şaşkın sesini duysam da umursamadım. Benim için sıradan bir insandan başka bir şey değildi. Onun sözünü dinleyecek değilim bundan sonra.
"Onunla konuşursam ortak yönlerimizi kullanabilirim. Bakın yarası olan hiçbir kadın, hemcinsinin de aynı yarayı almasını istemez. Bu yüzden bırakın ben konuşayım." Namjoon'a bakmaya devam ederken Zeus'un öfkeli sesini işitmiştim.
"Dikkat çekecek ama. Ya katil Zena'yı hedef alırsa? O zaman ne olacak?" Bakışlarım ona dönerken sinirle bana dönmüştü.
"Kendini hedef mi yapmak istiyorsun? Katille yüz yüze geldiğinde ne olacak? Ya onu yenemezsen? Ya sana da aynı şeyleri yaparsa?""Zeus biraz sakin ol." Kısa bir an Yoongi'ye dönse de bakışları yeniden bana dönmüştü.
O an hiçbir şey düşünmedim. Yavaşça arkama yaslanırken başımı hafif daha yatırmıştım.
"Bu sizi neden bu kadar ilgilendiriyor bay Hector?"Sessiz kaldığında onunla beraber odadaki derin sessizliği de fark etmiştim. Hızlıca havayı dağıtmak adına Namjoon'a döndüm.
"Ne diyorsunuz? Kadınla ben konuşabilir miyim?"°°°°
Namjoon'dan aldığım onaya sevineyim derken kendimi bir anda onun odasında bulmuştum. Karşımda, masasında oturmuş dosyalara bakarken neden çağırdığını düşünerek vakit öldürmeye çalışıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Slutty Detective || Min Yoongi
Fanfiction"Sürtük bir dedektifim işte ne yaparsınız." Amerika, Boston Polis Departmanı'ndan Güney Kore'ye atanan Zena Victor'un tek amacı hayatta en değer verdiği insan olan ikizini bulmaktı. Günümüzden iki sene önce yaşananlar Zena'ya hem fiziksel hem ruhen...