" Hadi gidiyoruz güzelim"

2.8K 180 60
                                    

Ben ne yapmıştım biraz önce hay aklımı sikiyim ben biraz önce bu manyağın elinden kurtulabileceğim halde kaçmamış mıydım. Ahhhşş Tanrım beni yaratırken beyin hiç mi vermedin...

—" Hey Jimin buraya gel yemek ye artık daha çok işime yarayacaksın işimi bitirmeden ölemezssin."

—" Ha ha ha çok komik geliyorum zaten görmüyo musun." dediğimde yüzü hızla bana döndü ne olmuştu aq ne demiştim. Acaba sinirlendircek bir şey mi demiştim.

—" Sen çok konuşmaya başladın kes sesini ye yemeğini" dediğinde bi afallamıştım içindeki canavarı hiç gecikmeden çıkartmıştı. Ah Tanrım ne yapacaktım ben bu manyakla elimde fırsat varken gitmeliydim...

Yemeğimizi yedikten sonra uyuya kalmıştım sanırım çünkü hangi hayvansa parmağını böbreğime sokuyordu beni uyandırmak için biraz daha uğraşırsa parmağı bi yerden girip diğer yerden çıkacaktı. Gözlerimi araladığımda kafamda Jungkook'un olduğunu gördüm. Bana sert ve kahverengi gözleriyle kalk dermiş gibi bakıyordu. Hemen toparlanıp kalktığımda konuşmaya başladı;

—" Hadi kalk gidiyoruz."

—" Nereye" diye sorduğumda gözlerindeki boş bakış birden alevlenen kahverengi gözlere dönmüştü.

—" Sana çok konuşma demedim mi ben ne istersem onu yapmak zorundasın anlaşmamız bu unutma." dediğinde o aptal anlaşma aklımda belirmişti. Ben neden ona evet demiştim. Ha doğru başka şansım yoktu hay şansımı ben...

1 saat sonra

Dışardaki yağmur taneleri sanki yaptığım salaklığımı yüzüme vururmuş gibi arabanın  camlarına sertçe çarpıyordu. Yaptıklarımı düşünmem için çok uzun bir süre vardı şu an nereye gittiğimizi bilmiyordum. Ne biçim bi bokun içinde olduğumu bilmiyordum. 4 saat sonra tabeladan gördüğüm kadarıyla Busandaydık ve buraya neden geldiğimizi tabiki bilmiyordum. Ev kocamandı ve  baka baka bitirememiştim. Kapının önüne geldiğimde kapıyı açmalarını beklemiştim. İçeri girdiğimde  evin dışı kadar içide muhteşemdi.  Salona yaklaşımda Jungkook'un sesini duydum.

—" Koltuğa otur." demişti. Ne sanıyordu bu adam kendini sahibim falan mı?

—"Sen emir vermeyi çok seviyorsun galiba ben koltuğu görebiliyorum istersem otururum." diye çıkıştığımda yüzündeki korkunç ve soğuk ifade daha korkunç ve alaycı bir hake bırakmıştı kendini.

—"KES SESİNİ BEN NE DERSEN ONU YAPICAKSIN BİR DAHA BANA KARŞI GELİRSEN SENİ ÖLDÜRÜRÜM ANLADIN MI."

Korkmuştum ve sadece kafamı sallayabilmiştim ah ben nasıl bir bokun içindeydim. Koltuğa oturduğumuzda Tae ve Richel de oturmuştu. Herkes ben de dahil Jungkookun konuşmasını bekliyorduk ve sonunda konuşmaya başlamıştı.

—" Buraya bir şeyi araştırmak için geldik. Jiminle yaptığımız anlaşma ( anlaşma dediğine bakmayın beni resmen köle gibi kullanıcak Jm iç sesi djkdkdkdk) için burdayız. Burda herkesin kimliği değişecek ve birlikte bir Liseye ye gideceğiz. Önceden her şeyi ben ayarladım. Herkesin adı aynı  ama soyadlarınız farklı olacak. Burda bir kaç kişiyle  ulaşmaya çalışacağım. Yarından itibaren her şey başlayacak. Hadi şimdi yatın sabah erken kalkıcaksınız."  dediğinde içimden söylenmeye devam ediyordum. Hiçbir şey söylemeden yukarı çıktım  ve bir odaya girdim. Yatağa yatıp bu kabusun bir an önce bitmesini diledim...

The Predator-JİKOOK- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin