Gözlerimi acıtan ışıkla uyanmıştım. Odaya giren güneş ışığı neredeyse gözlerim kapalıyken bile gözlerimi kör edicek durumdaydı. Yatakta doğrulup yatağın karşısındaki aynaya baktım. Çok dağınıktım ve solgundum. Kapının hafif aralandığını gördüğümde gözüm o tarafa kaydı. Gelen Jungkooktu içeri girdi ve konuşmaya başladı;
—" Kalk hadi dolapta okul kıyafetleri var onları giy ve aşağı in çıkmamız gerekiyor."
dediğinde sadece kafamı sallamıştım. Yataktan doğrulup banyoya gittim ve duş almaya başladım. Duşum bittiğinde yatağımın üstünde kıyafetler duruyordu. Okul kıyafetlerini hiç sevmezdim ama giymeye mecburdum. Boxerımı giydikten sonra kıyafetleri üzerime geçirdim.
Aynaya baktığımda kendimi beğenmiştim çünkü okul kıyafetleri çok hoşuma gitmişti. Saçımı tarayıp şekil verdikten sonra aşağı indim ve Jungkook salonda koltuğun üstünde oturmuş ve kafasını arkaya atmıştı.Onu öyle görmek içimde bir şeyleri kıpırdatmıştı. Çok masum duruyordu ama o beni öldürmek isteyen bir katildi böyle düşünmem saçmalıktan başka bir şey değildi ama aklımdan geçen bu düşünceleri kontrol edemiyordum. Yavaşça yaklaşıp koluna dokundum. Gözlerini açıp bana baktığında biraz şaşırdığını anlamıştım. Beklemeden konuşmaya başladım.
—" Ben hazırım..."—Jungkooktan—
Jiminim hazırlanmasını beklerken koltukta gözlerimi dinlendiriyordum. Koluma değen minik elerle gözlerimi araladımda karşım da okul kıyafetleri içinde duran bir adet Jimin vardı. İçimde tuhaf şeyler olmuştu. Ne oluyordu anlayamamıştım ama onu ilk öldürmeye gittiğimde hissettiklerimden biraz daha üstündü bu hissettiklerim. Tabiki de düşüncelerimi yüzüme hiç bir zaman yansıtmadığım gibi yine yansıtmamıştım. En sevdiğim özelliğim buydu. Ayağa kalktım ve kapıya yöneldim. Jimine gözümle kapıya yönelmesi gerektiğini gösterip kapıyı açtım. Oda hemen arkamdan gelmişti. İşte her şey şimdi başlıyordu...
—Jiminden—
Bana kapıya yönelmemi işaret edercesine baktığında hızla ilerledim kapıyı açtığında kapıda duran arabanın gözlerimi kamaştırdığını fark ettim. Bu da neydi oh Tanrım bu nasıl güzel bir şeydi öyle.
Ama anlamadığım bana asla dikkat çekme demesine rağmen bu arabayla okula gitmemiz ne kadar doğruydu. Ah tanrım bu çocuk ne yapmak istiyordu. Kafamdaki düşünceleri silip arabaya bindim. Dışı kadar içide muhteşemdi.Ben bindikten hemen sonra Jungkookta binmişti. Arabayı çalıştırıp gaza basması bir olmuştu. Oturduğum koltuğa çakılmıştım. Bu kadar hızlı kullanmasının nedeni neydi ki alt tarafı okula gidiyorduk. Ah Tanrım bu adam beni öldürmese zaten kalpten gidecektim. Okulun bahçesine geldiğimizde okul çok güzeldi. Devlet okulu olmadığı belliydi.
Gri rengi ve dış görünüşüyle çok havalıydı. İçeri girdiğimizde herkes bize bakıyordu. E zaten o arabayla gelirsek tabi herkes bize bakardı. Jungkook hemen yanıma geldi ve müdürün odasına gideceğimizi fısıldadı. O önden yürürken onu takip ediyordum. Müdürün odasına geldiğimizde içeri girdik ve müdür oturduğu koltuktan kalkıp gülümseyerek bize yaklaştı ve konuşmaya başladı;
—" Hoşgeldiniz çocuklar dönem ortasında kayıt olduğunuz için belki biraz zorlanabilirsiniz ama çabuk alışacağınızı düşünüyorum." dedi ve bize sınıflarımızı söyledi. Ben 11/c sınıfındaydım Jungkookta 12/a tabiki aynı sınıfta olmamız saçma olurdu. Benden büyüktü hatta 12. Sınıf olmak için bile çok büyüktü. Müdür sınıflarınıza geçin dedikten sonra odadan ilk çıkan Jungkooktu bende arkasından çıkarken kendimi birden yerde bulmuştum. Bana birinin çarptığını fark etmem uzun zaman almamıştı ama öyle bir çarpmıştıki galiba kolumu da kendiyle birlikte götürmüştü. Hızla yerinden kalkıp yanıma geldi ve elini uzatıp konuşmaya başladı.
—" Oh çok özür dilerim acelem vardı seni fark etmedim. Bu arada ben Jino sen yenisin galiba senin adın ne?" dediğinde Jungkook'un aksine gözlerinin içi gülüyordu. Elimi uzattım beni yavaşça yerden kaldırdı ve tekrar özür diledi. Bu sırada ben konuşmaya başlamıştım.
— " Ben de Jimin tanıştığımıza memnun oldum ayrıca sorun değil iyiyim ben" dedikten sonra birbirimize gülümsedik. Köşede bizi izleyen Jungkook'a gözüm takılmıştı bize çok kötü bakıyordu. Ama neden öyle bakıyordu anlamamıştım ne olmuştu ki...
—Jungkooktan—
Lanet prosedürler !! Onları halletmek için müdürün odasına gitmiştik. Şimdiden okulda konuşulduğumuza emindim. Umrumda mıydı? Tabiki hayır. İşimiz bittiğinde müdürün odasından çıktım arkamdan da Jimin çıkıyordu ki bir gürültü koptu. İlk umursamamıştım sonra arkamı döndüğümde Jiminin biriyle çarpıştığını gördüm. Tabiki oda umrumda değildi ama birde o siktiğimin çocuğuyla Jimin fazla yakın olmuştu. Birden duraksadım bundan baneneydi ki ayrıca çocuğa dikkatli baktığımda zaten benim buraya gelmemde ki sebepti o çocuk ama yinede sinirlenmiştim. Gözlerimdeki alevi Jimin hissetmiş olacaktı ki bana ifadesizce bakıyordu. Bunun acısını sonra çıkaracaktım. Şimdilik her şey istediğim gibiydi...
Evet ben geldim canlarım kitaba bu sefer uzun bölüm yazdım çoooook uzun değil ama uzun işte😂 ayrıca yabancı kitabından uyarladığımı anlayanlar var zaten ben aksini demedim ondan uyarlıyorum zaten artık yabancı gibi yapmayacağım yani yine konu onunki gibi ama gidişat öyle olmayacak çünkü yabancı kitabının dayanamayıp 2. Kitabının sonunu okudum ahh Allahım o kitabın sonu öyle biterse ben o kitabı okuduğuma ağlarım cidden. Çünkü kötü sonla biten kitap asla sevmem. 1. Kitabı çok güzeldi inşallah 3. Sü çıkar ve mutlu son olur dkdkkd neyse sizleri seviyorum. Uzun yazmaya çalıştım düşüncelerini yazarsınız siz zaten canlarım öptüm sizi❤️❤️❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Predator-JİKOOK-
FanfictionAbisi'nin yaptığını en ağır şekilde çeken narin bir beden ve ona acıların en büyüğünü yaşatacak olan bir avcı...