—Jiminden——"Unutma Jimin burda sana bir şey yapması gereken bir kişi varsa oda benim. Sana benden başka kimse dokunamaz. Sen benimsin ve sana sadece ben zarar verebilirim..."
Bu ne demekti "SEN BENİMSİN" insan kurbanına neden sen benimsin derdi ki. Beni anca öldürmek isteyebilirdi. Bu saçma davranışını anlayamamıştım. Benden ayrılıp çıktığında neye uğradığımı şaşırmıştım ama sakin olup dışarı çıktım. Tuvaletten çıktıktan sonra biraz ilerde Jinoyu görmüştüm. Gitmemiş miydi ? Neyse aklımdaki saçma sorulara bi son verip Jinonun yanına gittim ve konuşmaya başladım;
—"Sen sınıfa gitmemiş miydin?"
—"Ah evet gidecektim ama senin sınıfın yerini bilmediğini hatırlayınca seni bekledim." Diyip gülümseyince çok tatlı olmuştu. Ah ne oluyordu bana Jimin kendine gel saçmalama diye kendime sitem ederken Jinonun arkasından sınıfa doğru yürüyordum. Yürürken Jinonun bana anlattığı komik hikayelerle gülerek sınıfa tam gireceğim sırada çapraz sınıfın kapısında bana gözlerinden alev çıkarak bakan bir adet Jungkook vardı ve ben bu bakışlara anlam veremiyordum. Ona aldırış etmeyip sınıfa Jinonun arkasından girdim. Şuan kafasından alevler yükseldiğine emindim. Sınıfa girdiğimizde herkes bana dönmüştü. Aralarında bir şeyler mırıldanıyorlardı. O sırada Jino konuşmaya başladı;
—" Hey herkes buraya baksın. Şimdi sizi yeni sınıf arkadaşımızla tanıştıracağım. Bu Jimin yeni sınıf arkadaşımız. Bence Jiminie~ desemde olur he ne dersin Jimin? diye sorduğunda yüzümün kızardığına emindim. Ah Tanrım noooolur yüzüm kızarmamış olsun ne olur ne olurrr diye yalvarırken zaten yüzümün kızardığına yemin edebilirdim. Hafifçe gülümsediğim de Jino elimden tutup kapıya yakın olan en ön sıraya oturtmuştu ve oda hemen yanıma gelmişti. Ben Jungkookun sınıfını çok net görebiliyordum ve bu hiç hoşuma gitmemişti. Çünkü hala kapıda bana bakıyordu...
Zaman hızla geçip giderken son dersin bitmesine 5 dk kalmıştı. O saatin asla 5 dk ilerisini göstermesini istemiyordum. Çünkü Jungkooku birazcık tanıdıysam bu geceyi bana dar edecekti. Ve herkes için okuldan kurtuluş ama benim için zor bir gecenin başlangıcı olacak zil çalmıştı. Çantamı alıp çıkacakken Jino kolumdan tutup beni durdurdu ve konuşmaya başladı;
— "Hey Jiminiee~ işin yoksa akşam ki partiye benimle gelmek ister misin? dediğinde şaşırmıştım ve afallamıştım. Kafamı Jinoya doğru kaldırdığımda gözüm kapıya sabitlenmişti. Ah tanrımmm Jungkook benim sınıfımın kapısında ellerini bağlamış. Bize bakıyordu. Jinoya ne diyeceğimi bilmiyordum ve Jungkooktanda tırsmıştım. Gözlerimi Jungkooktan çekip Jinoya sabitlediğimde konuşmaya başladım;
—" Ehh şey aslında gelmek isterim ama... dediğimde Jino bana yalvarır şekilde bakıyordu ve konuşmaya girdi;
—" Ah Jiminiee noolurr nooolur gel noolur~ dediğinde fazla tatlı olmuştu. Beynim git desede emin değildim. Sonradan Jungkookun kölesi olmadığımı düşünüp cevabımı tekrarladım.
—" Tamma tamam geliyorum" dediğimde Jino birden sevinçten havaya zıplayıp sevgisini belli etmişti.
—"Ohh yaşasın seni saat kaçta alayım?" Diye sorduğunda araya Jungkook girdi.
—" Sen saati söyle biz geliriz." Dediğinde şaşırmıştım ne yani Jungkookta mı gelecekti? Jino bana baktı ve sanki Jungkookun kim olduğunu sorar gibi bekledi ve ben araya girdim.
—" E şey Jungkook benim kuzenim" demiştim birden. Jungkook buna pek sevinmesede onaylamıştı kafasıyla Jino hafifçe anladığını belli eder şekilde kafasını salladı ve konuşmaya başladı;
ŞİMDİ OKUDUĞUN
The Predator-JİKOOK-
FanfictionAbisi'nin yaptığını en ağır şekilde çeken narin bir beden ve ona acıların en büyüğünü yaşatacak olan bir avcı...