Derin bir nefes aldım. Zaten şu an benim için yapabileceğim
tek şey nefes almak.Son bulmaz umarım.
Yataktan doğruldum. Etrafa göz atmaya başladım.Çok güzeldi.
Mor renk çoğunluktaydı. Nerdeyse her şey mordu. Koltuklar, dolaplar..
Kimin odasındayım diye düşündüm.Dün olanlardan sonra Rüzgar'ın odasında olabileceğimi düşündüm. Derken kapı 2 kere tıklandı.Bir şey demeden içeri girdi.
"Yüzünü yıka, daha sonra aşağıda kahvaltı ediyorlar, eşlik edersin."
Konudan farklı bir şey sormak istedim.
"Seviyorsun sanırım moru.."
"Annemlerin rengi."
"Ha?"
"Annem ve babamın rengi."
Ne demek istediğini tam olarak anlamasam da anladım dedim.
Zaten tekrar sorsam cevap vermeyecek gibiydi.
Banyoya doğru ilerlerken aynı zamanda etrafı incelemeye devam ettim.
Bir şey fark ettim. Yaklaştıkça kalp ritmim hızlanıyor.
Kafamdaki sorular artmaya başlıyordu. Eğilip köşede duran tozlu fotoğrafı elime aldım.
Doğruldum, ağlamam çok saçma ama ağlıyordum.
Belkide kafamda dönen sorulara cevap veremediğimden oluyordu.
Bilmiyorum.
Lânet olsun hiç bir şey bilmiyorum.
Karanlık bir odada ışık arıyordum ama güneş beni çoktan terk etmişti.
Sonsuza kadar geceye mahkum kalacağım hissi beni sarıp duruyordu. Ben ise fotoğrafın yerine geçerek köşede oturuyorum. Elimdeki fotoğraf beni neden hançerle yerden yere vurur hale getirdi. Korkuyorum.
Korkdukça ağlıyorum.
Baba nerdesin..
Küçük kızın ağlıyor.Korku, özlem ,yanlızlık bedenimi çoktan sarmış, orada öylece dona kalmış bir haldeyim. Baba nerdesin diye sayıklamayı yarım saattir kesmiş duvarı izliyordum.
Bir yandan göz yaşlarım yanağımdan süzülürken;
Kapı tekrar iki kez tıklanmış, irkilmeme sebep olmuştu.
Hiç ses çıkartamamış giren kişinin kim olduğunu görmeye çalışıyordum.Alaray'dı.
Yüzümü incelemeye başladı, bir şey olduğunu fark etmesi güç değildi zaten.
"Sorun ne?"
Buraya geldiğimden beri bana ilk defa insanca bir soru sormuştu...
Sorun ne?
İnan deli gibi merak ediyorum.
Deli gibi korkuyorum.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hiç
Mystery / Thriller"Benden nefret ettiğini söylüyorsun o hâlde... o hâlde neden burdasın? Istediğin gibi oluyor, nefret ediliyorum ama yanımdan ayrılmıyosun?" Ne diyeceğini uzunca düşünmek istiyor gibiydi. Öyle yaptı. Düşündü. Sonrasında; sadece salakça bir kelime çı...