11🌿

3K 186 31
                                    

Salona geldiğimizde, Hamza arabayı durdurup salonun karşısındaki çay bahçesine babamların yanına geçerken, Eymen bizden önce davranıp inmemiz için kapıyı açıyor. Gülşah sol kapıdan çıkıyor ve ben arabadan iner inmez Eymen'in göğsü ile yüz yüze geliyorum.

- Galiba önümden çekilmen gerekiyor.

Sesim o kadar fısıltı gibi çıkıyor ki, nereden buldum da çıkardım bu sesi anlamıyorum bile.

- Galiba önce elbiseni düzeltmen gerekiyor.

Oturduğum için biraz yukarı toplanan elbiseme bakıyorum. Sonra da Eymen'in tek kaşı kalkık yüzüne.

Kendininki ile ilgilenme konusunda ciddiymiş.

İki elimle elbiseyi aşağı çekiştiriyorum. Normal boyutuna döndüğü zaman Eymen'de yüzündeki memnun olmuş gülümseme ile önümden çekiliyor.

Hep Hamza'dan öğreniyor bunları hep.

- İyi eğlenceler kızlar.

Gülşah koluma girip beni salon tarafına yönlendirirken, Eymen de babamların yanına geçiyor.

Kapıda Rabia ve kucağında Aşure ile Büşra'yı görüyorum.

- Hain olduğunuzu biliyorsunuz değil mi?

- Aman boşver şimdi onu, nasıldı sen onu anlat.

Anlatacağımı sanıyorlarsa büyük yanılıyorlar. Zira trip atmak daha cazip geliyor. Büşra'nın kucağından Aşure'yi kendime alıp onunla ilgilenmeye başlıyorum.

Tabiki en küçük yengem sevgili Güllüşah böyle şeyleri çok sevdiği için kızlara bir bir anlatmaya başlıyor. Kapıyı kitlediğim andan itibaren.

- Doğumumdan itibaren başlasaydın  Güllüşah.

- Dur kafamı bulandırma atladığım bir şey var mı diye kontrol ediyorum.

Olmadığına kanaat getirmiş olacak ki kafasını iki yana sallıyor.

Büşra dibime kadar girip kolları ile beni sarmaya çalışıyor. Tabi kucağımda Aşure olduğu için biraz yarım bir sarılma oluyor bu.

- Ya çok tatlısınız. Yalnız baya büyük adımlar. Öyle böyle değil.

Rabia, Büşra'nın yorumu sonrası koca bir iç çekiyor.

- Yok ki bize de büyük adım atacak insan nerde. Bana böyle bir cümle söylese biri gider boynuna atlarım çocuğun.

- Üç adet abin olmadığı için konuşmak kolay tabi. Hem ne oldu konuştuğun çocuğa?

- O yâr ben evlenirken Rober Hatemo "Beyaz ve Sen" dinler.

Büşra'ya bakıyorum. Bana "Sonra konuşuruz" anlamında bir bakış atıyor. Belli halay başımız yine üç saniyelik aşk acısı çekiyor.

- Yalnız ablam falan nerde? Siz niye kapıda dikiliyorsunuz karşılama ekibi gibi?

- Gelin odasındalar. Fotoğraf mı çekineceklermiş ne yapacaklarmış. Samet abiler falan da içeride. Hatta siz gelince haber vermemizi istediler. Ayrıca son olarak, karşılama ekibi de biz değiliz onlar.

Büşra kafasıyla yan tarafta merdivenin başında dikilen kişileri gösteriyor. Sarışın Burcu ve yanında iki kız daha, gelenleri içeri buyur edip, etrafa kıkır kıkır gülücükler saçıyorlar. Bakışları da her yerde uçuyor mübarek.

- Şu kızların varlığını hep unuttuğum için her gördüğümde tiksinme duygusunu yeniden yaşıyorum.

Gülşah hepimize tercüman olacak bir cümle kuruyor. Kucağımda Aşure olduğu için, içimden alkışlamakla yetiniyorum.

PekmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin