Jennieden
Savaşa yalnız iki gün kalmıştı.
Herkes ölüm korkusuyla sevdiğine sıkıca sarılıyor,beraber vakit geçirmeye çalışıyordu.
Lisa ve jungkook beraber oyun oynuyorlar,jisoo ve jin geri döneceğimiz kesin olmasa bile sürekli yemek yapıyorlardı.
Rose sürekli uyuyordu.
V bu duruma biraz alınıyordu ama rose veda etmekten nefret ettiği için korkuyordu.
Bir çok kez anlatmaya çalıştım ama anlamadı.
Onunla geçireceği vakitlerin son olması düşüncesinden nefret ediyordu.
Tıpkı benim gibi.
Jiminle beraber bahçeye çıkmıştık.
Ben dizine kafamı koymuştum.
Saçlarımı okşuyor bir yandan lavinia masallarını okuyordu.
-Eskiden bu doğa üstü varlıkların bir krallığı varmış.Dağın ulaşılamaz kısmında olduğu için insanlar burayı hiç görememiş.
Kral ve kraliçeden biri lavinia olur diğeriyle evlenirmiş.
Bu yüzden lavinialara sadece soylu kişilerde rastlanırmış.
Bir gün saray saldırıya uğramış ve kral kızını bir vampire teslim etmiş.Vampir kızla gittikten sonra kızı ormanda öldürmüş.(jimin)
Karşısına geçip oturdum ve yüzüne odaklandım.
-Bana veda eder gibi bakma.(jimin)
-Bana papatyadan taç yapsana.(jennie)
Biraz şaşırmış olsada belli etmeyip yanındaki papatyalardan taç yapmaya başladı.
Taç bittiğinde tacı kafama takarken gülüyordu.
Ve bu gülümseme o kadar güzeldiki.
-Prenses Lavinia hoş geldiniz.(jimin)
Koluna vurunca kahkaha atıp bana sarıldı.
-Hala kurtulabilirsin.(jimin)
Kollarından çıkıp sinirli bir şekilde ona baktım.
-Ben kaçmam jimin.(jennie)
Daha sonra hep beraber yemek yiyip film izledik.
Herkes filmin mutlu yerinde bile hüzünlüydü.
Çünkü veda etmekten korkuyorlardı.
Jack ise kahkaha atıyordu.
-Jack.(lisa)
Kendisine yaşlı gözlerle bakan lisaya tebessüm etti.
-Daha kötülerinide gördüm.(jack)
Elineki patlamış mısırı masaya koyup bahçeye çıktı.
Peşinden gidip yanına oturdum.
Sigarasını yakarken ters ters bana baktı.
-Sevgilinin yanına git jennie.(jack)
-Sadece veda etmek istemiştim.(jennie)
-Ne vedası jennie?(jack)
Bir yandan sigarasını içiyor bir yandan bana soğuk soğuk cevaplar veriyordu.
-Savaş varya hani.Bir daha geri dönemeyecek gibi hissediyorum.(jennie)
Bu sefer yüzündeki soğuk ifade yerine sıcak bir ifade vardı.
-Jimine direk veda edemedim.Onun yerine bir video bıraktım.Banyonun üst mermerine sakladım.Eğer geri gelemezsem onu jimine ver lütfen.(jennie)
Cevabını beklemeden içeriye girdim.
Sabah olunca planımızı bir kere daha gözden geçirdik.
-Balonun arkasındaki mezarlıkta açacak.Ve iki ordu çarpışmamız lazım.Onlar daha kalabalık ama çoğu vampir.Bizim ordumuz karma olduğu için şanslıyız.(Alex)
Kimseden çıt çıkmıyor herkes pür dikkat Alexi dinliyordu.
-V,jungkook,jack kurt adama dönüşüp vampirleri öldüreceksiniz.Rose ve jisoo sizde vampirleri yakacaksınız.Jin,lisa ve ben ise kalplerine bıçak saplayarak onlardan kurtulacaz ama dikkat etmemiz gereken şeyler var.(alex)
-Ben ve jennie?(jimin)
-Siz ilk başta bizimle savaşacaksınız fakat sayıları azaldıktan sonra kara vampiri öldüreceksiniz.(alex)
-O da bir lavina değilmi?Hemde gelişmiş bir vampir.Ölmesi çok zor.(lisa)
-Evet zor.Ama bizde lavinia olduğunu bilmiyor.Jimin kurt olup ona yaklaşınca büyük ihtimalle jimine gümüşle saldıracak ama jimin gümüşle ölmez.Jimin acı çeker gibi yaparken jennie vampirle göz teması kuracak ve boğacak.Jiminde ona zarar verdikten sonra yakacak.(Alex)
-Tek olacakmı?(rose)
-Elimizden geldiğince yardım edeceğiz.Ama sanmıyorum.(alex)
Derin bir sessizlik oluşmuştu ve herkes sadece binanın krokisine bakıyordu.
-Rose ve jisoo siz vampirlere,jin ve lisa kurt adamlara,v ve jungkook sizde cadılardan uzak durun.(alex)
Ve yarın büyük bir savaş vardı.
17 yaşındaydık ama dünya için savaşmak zorundaydık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia
FanfictionBu bir savaș lavinia. Savașlarda așk olmaz. Ama korkarım ben sana fena tutuldum.