21

260 29 4
                                    

Jiminden
Etrafa yayılan ışıktan sonra bir süre bayılmışım.
Gözlerimi açtığımda evdeydim.
Başımda Alex ve jin vardı.
Lisa ve jisoo ise kırmızı gözlerle bana bakıyorlardı.
Ağlamışlardı.
Başım çatladığı için ayağa kalkarken gözüm kararmıştı.n
Oturur pozisyona gelince etrafta jennieyi aradım ama yoktu.
İçimi bir korku kaplamıştı.
Ve bu korku evimizin kapısını açık bulduğum zamandaki ile aynı korkuydu.
Ben hep güçlü biri olmuştum.
Ama jennie.
O olmaz.
Onu kaybedemem.
-Jennie nerde?(jimin)
Sesim o kadar titremişti ki bütün korkum sesime yansımıştı.
Lisa ve jisoo hıçkırarak ağlamaya başladılar.
Yutkundum.
Olmamıştır değilmi?
Onu kaybetmemişimdir.
-Alex jennie nerde?(jimin)
Alex kafasını öne eğince yakasına yapıştım.
Bütün vücudum üşüyordu.
İçimde bir yangın vardı ama soğuktan titriyordum.
-Nerde?(jimin)
Ağlamaya başlamıştım.
-Jimin olay yerinde jennie,v,jack yoktu bulamadık.(alex)
Bu sefer üşüme yerini tamamen alevlere bırakmıştı.
-Ne demek lan bulamadınız?(jimin)
-Yoklardı.(alex)
Vücudum yanıyordu.
Tenimden alevler çıkıyordu.
-Ve onları bırakıp buraya mı geldiniz?(jimin)
-Polis geliyordu.Elektirik parıltısı yüzünden haber vermişlerdi polise.(alex)
Alexe sıkı bir yumruk attım.
Duvara çarpıp sesini çıkarmadı.
Bir anda bütün gücüm tükenmişti.
Ayaklarım beni taşıyamıyordu.
Dizlerimin üstüne çöktüm.
-Nerde.(jimin)
Tüm bu bağırdığım cümlelerden sonra fısıltım bütün çaresizliğimi ortaya  çıkarmıştı.
-Jisoo lavinia çiçeğini almış.Sende uyandığında göre yakabiliriz çiçeği.(Alex)
Çiçeğe tüm nefretimle baktım.
-Napacaksanız yapın,umrumda bile değil.(jimin)
Ceketimi alıp dışarıya çıkmalıydım.
Nefesim kesilmişti.
Nefesim kaybolmuştu çünkü.
Onu koruyamadım.
Tam çıkarken kolumdan yakaldı.
-Jimin,jennie hissetmiş olmalı sana bir vidyo kaydı bırakmış.(alex)
Ağlamaya devam ediyordum ve bu ağlamamı şiddetlendirmişti.
-Banyodaki fayansta saklamış.Birde(alex)
Cebinden çıkardığına baktım.
Jennie gitmeden kıyafetine jimin yazısını işlemişti.
Ve bir parça kumaşta jimim yazıyordu.
İçimi en çok acıtan ise kumaşın kanla kaplı olmasıydı.
Onu aramaya dair umutlarım sönmek üzereydi.
Kumaş parçasını elime aldım.
Ölmemiştir belkide.
Sonuçta herkes yaralanmıştır.
Hem alexin de yüzü yara içinde.
Bir yanım umut doluydu ama.
Onu koruyamadım.
Kız kardeşimi koruyamadığım gibi.
Ellerimden kayıp gitti.
Ven hiç bir sey yapamadım.
Titreyer bilgisayarı açtım.
İşte karşımdaydı.
Nefesim.
Her şeyim.
Yaşama sebebim.
"Merhaba sevgilim.(jennie)"
Hıçkırarak ağlamaya başlamıştım bile.
Ciğerim yanıyordu.
Göz yaşlarım tıpkı onun gibi kayıp düşüyordu.
Ve bu acı bedenimi mahvetmişti.
"İçimde bir huzursuzluk var.Sende farkettin bunu.Seninle okulda tanıştığımızda işlerin buraya geleceğini hiç tahmin etmemiştim.Sürekli kavga ediyorduk.
Gerçi şimdi de pek iyi anlaştığımız söylenemez.(jennie)"
İçimi ısıtan bu tebessüm bu sefer kalbime bir kazık saplamıştı.
Ona aldığım fareyi getirip tebessüm etmeye devam ediyordu.
Ve ben her saniye daha fazla pişmanlık ve acı hissediyordum.
"Sana sarı göt bulamadım,kusura bakma.Ve her ne olursa olsun.Seni seviyorum.Eğer bana.(jennie)"
Cümlesini tamamlayamamıştı.
-Hayır hayır sana bir şey olamaz.(jimin)
Küçük bir çocuk gibi ağlıyordum.
Elimden hiç bir şey gelmiyordu.
"Eğer gitmek zorunda kalırsam.Biriyle evlen ve mutlu ol.Beni unut demiyorum.(jennie)"
Ağlıyordu.
-Ağlama.(jimin)
Fısıltılıyla cümle kuruyordum.
Çünkü korkuyordum.
Eğer onu kaybedersem.
Ben bir daha ben olamam.
Ekrana dokup göz yaşlarına dokunmaya çalıştım.
Ama ulaşamıyordum.
Tam karşımda ağlıyordu.
Ve ben hiç bir şey yapamıyor,ona sarılamıyordum.
"Mutlu ol.Beni sadece ölüm günümde an.Kendine iyi bak herşeyim.(jennie)"
'Ölüm günü'
Bu cümle beni yıkıyordu.
Ben onun mezarına dokunamam ki.
Toprağına bakamam.
Ben canımdan can koparcasına ağlarken rose içeriye girdi.
Yağmurluk giymişti ve surat ifadesi hiç iyi değildi.
Onunda sevdiği kaybolmuştu.
-Rose.(jimin)
Ağlamaktan sesim kısık çıkmıştı.
Onunda benim gibi gözleri kıpkırmızıydı.
-Jimin hadi gel jennie ve v bizi çağırıyor.(rose)
Sesinde ürkütücü bir mutluluk vardı.
-Rose onlar.(jimin)
Dışarda deli gibi yağmur yağıyordu.
-Bahçedeler.(rose)
Bahçede kimse yoktu.

LaviniaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin