Jennieden
Jimine olan biteni anlatınca bana sıkıca sarıldı.
-Ben senin yanındayım Jennie.Bunu asla unutma.(jimin)
-Ben bir canavarım.(jennie)
Elimdeki su şişesini alıp kenarı koydu.
Başımı ellerinin arasına alıp gözlerimin içine baktı.
-Sen canavar değilsin Jennie,hiç olmadın da.(jimin)
Ağlamaya devam ediyor kafamı iki yana sallıyordum.
-Ben annemi öldürdüm.(jennie)
-Güzelim o gerçek annen bile değil.(jimin)
-Ama beni büyüten kişi o.Ben kesinlikle bir canavarım.(jennie)
-Jennie değilsin dedim.(jimin)
-Nina ve jackide koruyamadım.Yaptığım tek şey öldürmek.(jennie)
-Jennie 4 kişiyi birden nasıl tutacaksın?Kendini suçlamayı kes.(jimin)
O sırada Alex kucağında Ninanın bedenini arabaya koydu.
-Şşt sessiz olun nina uyuyor.(Alex)
-Alex ben(jennie)
-Nina uyanır jennie sus.(Alex)
-Alex kendine gel artık.(jimin)
Alex hala boş boş bakınca jimin ona yumruk attı.
-Jimin.(jennie)
Kolundan tutup onu geri çekmeye çalıştım.
Alex ise yere oturup ağlamaya başlamıştı.
Bir şekilde onları alıp eve gittik.
Ve bu benim için ölüm gibiydi.
Annemi öldürmüş,jack ve ninayı koruyamamıştım.
Jimin ise elimi asla bırakmamıştı.
Araba sürerken bir yandan hala elimi tutup bana destek vermeye çalışıyordu.
Eve gidince kızlar bana sarılıp teselli etmeye çalışıyorlardı.
Banyoya girdikten sonra direk uyumuştum.
Uyanık kalınca beynimin yandığını hissediyordum.
Sabah cenaze töreni düzenlenirken kapıya bir mektup bırakılmıştı.Sevgili prenses Jennie Ella,
Biz senin sevgili halkınız.
Kralımız ve Kraliçemiz ölünce zulme uğradık.
Sizden bir ricamız var.
Lütfen Kraliçe tahtınıza geçin.
Adres mektubun arkasında sizi sarayda bekliyor olacağız.Jiminle mektubu okuyunca kararsız kalmıştık.
Çünkü bu bir oyun olabilirdi.
İki gün sonra sonunda gitmeye karar verdik.
Dağın başında bir yer olduğu için zar zor varsakda gitmeyi başarmıştık.
-PRENSESİMİZ GELDİ!(küçük bir çocuk)
Annesi çocuğun kafasına vurdu.
-KRALİÇEM HOŞ GELDİNİZ.(hizmetli kadın)
Halk beni büyük bir memnuniyetle karşılamıştı.
Saray gerçekten çok büyüktü.
Beni konuşma yapmam lazımdı bu yüzden beni hazırlamak için odama çıkartırlarken bir aile tablosu dikkatimi çekti.
Kral küçük bir erkek çocuğunun elini tutuyor Kraliçe ise kundakta bir bebek tutuyordu.
-Ah,kardeşiniz Jack,babanızın aynısıydı.Öldüğünü duydum savaşta.(hizmetli)
-Ne?(jennie)
Boğazım düğümlenmişti.
-Jack mi?(jennie)
Jack benim kardeşimdi ve ben onu fark edememiştim.
Odama çıkınca ağlamaya başladım.
Hizmetli ise bir yandan beni giydirmeye çalışıyordu.
-Ağlamayın lütfen.(hizmetli kız)
Jack bunca zaman yanı başımdaydı ve ben onu hiç fark edememiştim.
Ben aynı anneme o ise babama benziyordu.
Makyajımı da yapınca sonunda balkon koridoruna çıktık.Jennienin elbisesi
Abim yanı başımdaydı ve ben onu göremedim.
Ona sarılma şansım vardı.
Sarılamadım.
Annemin ve babamın kokusunu hiç alamadım.
Jimin karşıda takım elbisesi ile beni bekliyordu.
Tebessüm edince içimde bir şeylerin iyileştiğini hissediyordum.
Kolunu açınca koluna girdim ve beraber balkona çıktık.
-KRALİÇE ÇOK YAŞA.(Halk)
Herkes bir ağızdan bağırıyordu.
Jimin kulağıma eğildi.
-Konuş bakalım hayatım.(jimin)
-Öncelike herkese teşekkür ederim.
Beni iyi karşıladığınız için.Ailemi hiç göremedim.(jennie)
Boğazım düğümlenince dalgalandırılmış saçımı omzumun arkasına ittim.
-Abim yanımdaymış onu da göremedim.Jack seni seviyorum kardeşim.Umarım annem ve babamla beni seyrediyorsundur.Bir de Woo bin var.Onu da çok seviyorum.Gerçek kardeşim olmasa bile.Umarım bundan sonra savaş çıkmaz ve mutlu mesut yaşarız.(jennie)
Halk tekrardan bağırarak beni desteklerken oranın en yaşlısı tacı başıma taktı.Jennienin tacı
-KRALİÇE JENNİE ÇOK YAŞA!(yaşlı adam)
Jiminde tacını takıp yanıma geldi.
Ve ben 17 yaşında bir kraliçe oldum.Bir sonraki bölüm final!
Umarım beğeniyorsunuzdur.👑♥♥♥
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lavinia
FanfictionBu bir savaș lavinia. Savașlarda așk olmaz. Ama korkarım ben sana fena tutuldum.