İçimden gelen şey neydi bilmiyordum. Bir süre sonra kendi çığlığımı duyamaz oldum.
Ya da artık çığlık atmıyordum. Gözlerimi açamadım.
Olacakları düşünüyordum. Aklıma bir sürü senaryo geldi. Hepsi de birbirinden kötüydü. Kitabı okumuştum ama hiçbir şey böyle değildi. O geçmiş zamana aitti. O duygular geçmiştendi. Demir'e beni bırakmasını söyleyemezdim.
Hele arkadaşları benim yüzümden öldüyse!
Etrafımda ki sesler yeniden gelmeye başladı. Bana sesleniyorlardı. Eminim ki gözlerimi açınca Demir direk beni öldürecekti. Ne komik!
Sesler çoğaldı,netleşti.
"Melodi!" Kime ait olduğunu anlayamadığım ses kızgındı. Kendimi daha çok kastım ve belki de hayatım da asla yapmam dediğim şeyi yaptım.
"Beni öldürme." Bütün sesler tekrardan kesilmişti. Bu biraz sakinleşmemi sağladı. Hissedemediğim vücudum kendini gelmeye başladı.
"Sana kimse zarar vermeyecek Melodi,hadi güzelim aç gözlerini." Ama bu ses Öktem'in idi.
Gözlerimi zorlanarak da olsa açtım. Gözleriyle buluştuğum da ise kendimi boynuna attım. Kollarım onu sıkı sıkı sardı. Hadi ama çok korkmuştum.
"Nasıl baş ettin onlarla. Çok, çok fazlalardı. İyisin dimi? Bir yerin de bir şey var mı? Diğerleri nasıl? Özür dile-"
"Melodi tamam. Bir şeyim yok, kimsenin yok. Sakin ol." Demir'e baktım. Bana bakıyordu ama kızgın değildi. Sadece boş bakıyordu. Luis'e ardından Baran'a baktım. Onlarda iyiydi. Yani kaşı ve dudağı patlamış biri nasıl iyi olursa!
"Hey aklındakileri okuyabiliyorum Melodi. Ben böyle de yakışıklıyım." Güldüm. Daha fazla konuşacak halim yoktu. Son sorumu sordum.
"Bundan sonra ne olacak?" Herkes birbirine baktı. Issız bir çölde, tek başımıza kalmış gibiydik. Sonunu bilmeden yürüyorduk bu yolda. Karşımıza ne çıkacağı belli değildi. Kum tepelerinin ardında saklananları bilmiyorduk. Tahmin ediyorduk ama bilemiyorduk.
"Bundan sonra bir şey olmayacak." Demir konuşunca gözlerimi kapadım az duyduğum sesi bana ninni gibi geliyordu. Onu çok iyi tanıyordum. Hayatta kalmam lazımdı. Bu hikaye hemen bitemezdi önümüz de olacak daha çok şey, çok kişi vardı. Bildiğim hayatını ona karşı kullanmaktan başka çarem kalmamıştı. Kendimi zorlayarak konuşmaya başladım.
"Hayat zor. Yaşadıklarımız zor. Ama prens bozuntusu bundan sonra çok şey olacak. Ben senden bu cümleyi beklemezdim. Tamam ailenden her zaman korktun-"
"Ben hiç bir şeyden korkmadım, korkmam." İstediğim kıvama geliyordu.
"Şu zamana kadar neden yaşadın peki? Kral olabilmek için mi! Sen hiç bir zaman kral olmak istemedin. Güç istedin ama kral olmak, asla. O zaman neden varsın ki. Neden onca işkenceyi çektin." Yanına yaklaştım. Göğüsünde yerini ezbere bildiğim yaralara dokundum.
Ona merhem olmak için. Hayatta kalmam için!
"Bir hiç uğruna mı?" Alayla baktım suratına. Hala boş bakıyordu. Oyunuma gelmek istemiyordu ama elinden hiç bir şeyde gelmiyordu.
"Sen aslında sevdiğin herkesi kaybetmedin, Demir. Kendini suçluyorsun, suçla çünkü suçlusun. Onları sen kaybettin ama sevdiklerini kaybetmedin, çünkü gerçekte hiç onları sevmedin."
Kaşlarını çattı, çenesini yukarı kaldırdı.
"Sen sevdiklerini kaybetmedin, çünkü ne kadar inkar edersen et gerçek sevdiklerin tam burada. Bu odada. Bunu bilmediğimi mi sanıyorsun. Senin içini biliyorum ben Demir Karataş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Diğer Boyut
ChickLitGeçmişiniz en derin köşesinde ki bir sırla hayatınız ne kadar değişebilir. Sizin belki fazlasıyla. Ama Melodi için bu geçerli değil. O yıllarca kendi türü olmayan insanlarla yaşadı. Ta ki o büyük sırra kadar...