6.Bölüm - Dans

346 10 0
                                    

...Haklıydı da...
Aşk neydi? Sevgiden öte olan şey mi? Aşırı sevgi mi? Birini her gördüğünde kalbinin yerinden çıkacak gibi çarpması mı? İçinde kelebekler uçuşması mı? Bence aşk duygusu kişiden kişiye değişir. Herkes için hissettirdiği duygu farklıdır. bana göre aşk kendinden çok onu düşünmektir. Onsuz kalınca oksijensiz kalmaktır. Aşk gözlerine bakınca o gözlerde derinlere dalmaktır.

Sonunda rahat nefes alabiliyordum. Her gün belli bi saat hastaneye gelip oksijen tüpüne bağlanmam gerekiyordu.Kanser akciğerlerimi büyük ölçüde sarmıştı. Kanser benim hayatımı sarmıştı. Benim hayatıma sı...mıştı.

Baler'i öylece bırakıp gitmiştim. Hiçbir şey söylemeden bırakıp gitmiştim. Kim bilir ne kadar çok kırılmıştı kalbi. Ama benim de elimden gelen bir şey değildi ki. Zorundaydım. Ama buna kendimi bir türlü inandıramıyordum. Kendimi suçlu hissediyordum.

''Yine dalgınsın Ayza.'' Nira'nın sözleriyle kendime geldim.

''Evet. Yani... Dün Baler'i...''

''Evet.''

Ne diyordum ben. Nira bile bilmiyordu ki hastalığımı. Ne diyecektim ona. Dün Baler'i...

''Imm...Yani...'' dedim kekeleyerek.

''Bir şey saklıyorsun benden. İnanmıyorum benden bir şey saklıyorsun.'' Dedi şaşkınca.

''Senden bir şey sakladığım falan yok.''

''Klasik sır saklayan arkadaş yalanı. İnanmıyorum.''

''Keser misin şunu?'' dedim sorgulamasını kesmek istercesine.

''Neyi?''

''Sorgulamayı.''

''Bana şuana kadar her şeyini anlattın. Bunu da anlatabilirsin Ayza. Şimdi Baler ile ilgili bir şeyi mi saklıyorsun. Daha yeni çıktığın biri...'' dedi sesini yükselterek.

''Ya lanet olsun kes şunu. Eğer gerçekten anlatabileceğim. Anlatmak istediğim bir şey olsaydı anlatırdım zaten.'' Dedim bağırarak.

Gerçekten bunu kesmeliydi. Üzerime gelip duruyorlardı. Dün Baler bugün Nira...

Bana gerçekten şaşkınlıkla bakıyordu.''En yakın arkadaşımsın diye bunu sorgulamaya hakkın yok!'' diye ekledim sonra.

Gözü dolmuştu Nira'nın. Son söylediğim şey neydi öyle. Bunu gerçekten söylememeliydim ona ama ağzımdan sinirle kaçmış bir sözdü.

''Elbette. Neden ısrar ettim ki'' dedi ve gitti. Tam gitmemesini söyleyecektim ama dinlemeden gitmişti bile.

Bu kızın bu huyuna çok sinir oluyorum. Hep dinlemeden gidiyordu. Her şeye alınıyordu. ama haklıydı. Son söylediğim gerçekten kalp kırıcıydı. Ama beni anlamıyorlardı. İçimde ne yaşadığımı bilmiyorlardı.

"Ayza" diyip odaya daldı annem.
"Efendim anne. Neden odama pat diye dalıyorsun?"
"Neden arkadaşın hiçbir şey söylemeden ağlayarak evden gidiyor?" Diye karşılık verdi.
"Ne zamandan beri benim arkadaşlarımla olan ilişkimi önemsiyorsun?"

Bu ne böyle birbirimize soru sorarak mı konuşacaktık? Derken odamdan çıktı. Bu neydi şimdi? Herkesi kırıyordum. Herkese zarar veriyordum. Olmasından korktuğum şey oluyordu. İnsanlara daha henüz ölmemişken zarar veriyordum.

"Tık tık tık" kapımın tıklanmasıyla irkildim. "Biz çıkıyoruz Ayza. Akşam geç kalabiliriz" dedi kapının ardından babam. Annemle babam bu akşam yıldönümlerini kutlamak için yemeğe çıkıyorlardı. Abim desen kim bilir hangi barda hangi kızla kafayı buluyordu. BAR,KAFAYI BULMAK... Tabii ya benim neyim eksikti. Ben de bara gidip içebilirdim. Ben de kafayı bulabilirdim. Zaten ölecektim niye ölecekken bunlardan uzak durayım. Kendimi neden koruyayım.

Hızla oturduğum yerden kalkıp dolabıma yöneldim. Üzerime sert ve seksi bir şeyler giymeliydim. Kafayı bulmalıydım. Bu gece gerçekten bütün sıkıntılardan uzak eğlenceli bir şeyler yapmak istiyordum. Tek başıma olacaktım ama bu eğlenmeme engel değildi.

Sonunda siyah yüksek bel deri şortumu bulmuştum. Üzerine de koyu gri askılı tişörtümü giydim ve koyu kalın bir eyeliner çektim ve koyu kırmızı bir ruj sürdüm.

Evden çıkmadan önce üzerime siyah zımbalı deri ceketimi geçirdim. Altına da yine siyah topuklu ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. İlk gördüğüm taksiyi durdurup ona barın adresini verdim.

Barın kapısına geldiğimde kendime sert bir hava vermeye çalıştım. Bu, bara ilk defa gelişimdi. İlk gelişimde tek olmam biraz tuhaftı ama şuan tek endişem içeri alınıp alınmayacağımdı.

Kapıdan sorunsuz geçmiştim. Derin bir nefes verip ilerlemeye devam ettim. Girişte koridor öpüşenlerin arasından ilerlemeye devam ettim. Birbirlerinin oralarına buralarına elleyip öpüşüyorlardı. Özel hayatınızı lanet evinizde yaşasanız nasıl olurdu? Her neyse takmadan kafam dik bir şekilde yanlarından geçtim. Her ilerlememde çıkan topuklu ayakkabılarımın sesi kendime olan özgüvenimi artıyordu.

İçeri tamamen girdiğimde baya kalabalık ve gürültülüydü. Birbirine sürtüşüp dans edenler, masada içip ağlayanlar, bayılanlar, leş gibi içki kokusu... Bir sandalye çektim ve oturdum. ''Bir votka lütfen'' diye barmene seslendikten sonra cebimden telefonumu çıkardım. Hiçbir bildirim yok. Tabii ki de olmaz. Herkes bana dargındı. Kafamı bunlara takamazdım. Buraya eğlenmeye gelmiştim. Ağlamaya dertlenmeye değil!

Barmenin verdiği bardağı tek dikişte bitirdim. İlk içki deneyişim olmasına rağmen tek dikişte bitirmem tuhaftı ama bu gece ne normaldi ki. Hemen bir bardak daha istedim onu da içtim ve bir tane daha, bir tane daha... Neredeyse 5 bardak sonra kafayı bulmuştum. İçimde bir coşku vardı. Kendimi müziğe kaptırdım ve bir çığlık atıp bağıra bağıra şarkıya eşlik etmeye başladım. Ayağa kalktım ve dans etmeye başladım. Birden bana sarışın bir çocuk eşlik etmeye başladı. Beraber dans ediyorduk. Yavaşça ona sürtünmeye başlamıştım. Başım dönüyordu ve ne yaptığımdan emin değildim.''Biraz daha eğlenmek ister misin?''diyip biranda dudaklarımızı birleştirdi ve bende ona karşılık verdim. Elimden tuttu ve beni lavaboların önüne getirdi. Öpüşmemizi burada sürdürmeye devam etti. Ellerimden tuttu beni duvara dayadı. Dudakları yavaşça aşağıya inemeye başladı ve boynumu öpmeye devam etti. Her öpücükte kendimden geçiyordum...

Bayan UlaşılmazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin