[=_=]•10

1.2K 153 46
                                    

"Yoongi hyung. Polisler dün eve geldiler ve evde Jimin'i aradılar."

"Ne? Bana lütfen Jimin'i götürmediklerini söyle."

"Hayır. Onu sakladım ve kim söyledi aklım almıyor gerçekten"

"Tanrım.. Onu olabildiğince saklamalısın Jungkook. Eğer onu bulurlarsa babasının neler yapabileceğini biliyorsun"

"Biliyorum hyung. Sana anlatmıştım."

Sıkıntıyla derin bir nefes verdim. Bu süreçte Jimin için elimden geleni yapmalıydım. Bunları düşünürken koltukta uzanan Jimin' de gözlerimi gezdirdim.

"Jungkook. Aslında sana söylemem gereken bir şey var ve bunu bilmen gerektiğini düşündüm."

Yoongi hyungun gergin sesi kaşlarımı çatmamı sağlamıştı.

"Chunga.. Şu sıralar garip davranıyor ve...ondan şüpheleniyorum"

Bu sözler daha çok kaşlarımı çatmamı sağladığında dişlerimi sinirle sıktım. Her taşın altından şu kız çıkmasa olmazdı. Eğer bu olayla bir alakası varsa cidden bu bardağı taşıran son damla olurdu.

"Jungkook...onu odasında telefonla konuşurken duydum. Arkadaşıyla konuşuyordu sanırım. Tam emin değilim ama senin hakkında konuşuyor gibilerdi"

Sinirlerim iyice gerilmeye devam ediyordu. Bu kız ne yapmaya çalışıyordu?

" 'Onu elde edeceğim' tarzı şeyler söylüyordu ve polisten bahsettiler. Acaba o mu-"

Telefonu hyungun suratına kapatıp bir tarafa fırlattım. Kafayı yiyecektim. Nasıl bunları söyleyebiliyordu?! Polise o şikayet etmişti artık emindim. Şimdi gidip ona ödetecektim!

"Lanet olsun!"

"Ne oluyor Jungkook?"

Jimin merakla koltuktan kalkıp yanıma geldiğinde sinirle montumu giymekle meşguldüm.

Omuzlarından tutup yüz yüze gelmemiz için biraz eğildim.

"Kesinlikle dışarı çıkma ve kimseye kapıyı açmadan beni bekle. Tamam mı?"

"Ama-"

"Sadece beni bekle. En fazla bir saate evde olurum"

Dedim ve kapıyı hızla kapatıp hyungların evine koşmaya başladım. Evleri büyük olduğu için o kız da onlarla kalıyordu. Yarım saat boyunca koştuktan sonra evin önünde soluklandım. Ardından hızımı kaybetmeden kapıyı çaldım.

Kapıyı kimin açtığını görmeden içeri dalıp etrafı aramaya başladım.

"Jungkook! sakin ol!"

Yoongi hyungun bağırışına aldırmadan Chunga'yı aramaya devam ettim. Neredeydi bu?

En son odasına dalmamla bileğine yapışmam bir olmuştu.

"Ne oluyor?!"

"Asıl sana ne oluyor! Bitmedi mi yaptıkların?! Bıkmadın mı be! Jimin'e olan bakışlarına kaç zamandır sessiz kalıyordum ama bu kadarı da yetti be!"

"Neyden bahsediyorsun? Kafayı yemişsin sen!"

"Evet yedim kafayı! Sen yedirttin kafayı! Biz ayrılalı kaç yıl oldu ha? Hala neden peşimi bırakmıyorsun? Beni rahatsız ediyorsun tamam mı? Senden nefret ediyorum! Şunu o küçük beynine bir türlü sokamadın. Hyunglarım için sana katlanıyorum ben bir şekilde! Ama yettin be! Bırak yakamı artık!"

İçimdekileri döktüğüm için derin bir nefes vererek bileğini tiksintiyle bıraktım. Gözlerinin dolması umrumda bile değildi. Sadece aklımda Jimin vardı.

"Yeter artık! Beni görmezden gelmenden bıktım usandım. Şimdi de o yer cücesi çıkmış benim yerimi almaya çalışmışken ne yapmamı bekliyordun? Seni seviyorum anlamıyor musun?! Görmüyor musun beni? Ben ilişkimiz için her şeyi yaptım tamam mı? Çok çabaladım ben-"

"Beni aldatarak mı çabaladın?"

"Jungkook her şeyi yanlış anlamıştın ve beni bir kerecik bile dinlemedin!"

"Sizi yatakta bastım! Çok yanlış anlamışım değil mi?"

Sessiz kaldığında buradaki işimin bittiğini anlamam uzun sürmemişti. Yıllarca içimde tutmuştum ve rahatlamış hissediyordum. Sinirim hala geçmemişti. Şimdi Jimin'e verdiğim sözü tutarak eve gidip sakinleşebilirdim.

Yoongi hyung ile sonra konuşabileceğimi düşünerek evi terk ettim.

Jimin

Jungkook bir anda evden çıkmıştı. Sinirli gibiydi. Eve gelince bunu ona kesinlikle soracaktım.

Bir süre daha televizyon izledikten sonra kapının çalması ile koşup kapı deliğine baktım. Jungkook gelmişti.

Kapıyı direk açıp sarıldım ona.

"Nereye gittin?"

Sarılışıma karşılık verirken ayrılıp montunu askılığa astı.

"Anlatacağım. Önce oturalım gel"

Birlikte koltuklara otururken dikkatle söze başlamasını bekledim. Onu bu denli sinirlendirecek ne olmuştu?

"Polise kimin ihbar ettiğini öğrendim"

"Kimmiş?"

Merakla sorduğumda biraz bekledi.

"Chunga"

O kız mıydı yani? Adı Chunga'ydı sanırım. Bana garip garip bakan kız. Derdi neydi ki? Ne yapmıştım ona?

"Nedenini anlayamadığını biliyorum. Hepsini anlatacağım"

Bunu dedikten sonra uzun uzun bana her şeyi anlatmıştı. Bazı yerlere şaşırsam da o kızdan beklediğim şeylerdi yaptıkları. O kötü bakışları, hareketleri ile bunu kanıtlıyordu.

Jungkook'un da o kıza nasıl baktığını cidden anlayamıyordum. Üstünden ne kadar yıl geçerse geçsin kız tipsizdi ve kötü biriydi. Zaten Jungkook'u aldattığını öğrendiğimde içimden çok sinirlenmiştim. Jungkook gibi biri nasıl aldatılırdı aklım almıyordu. Zaten buradan anlaşılıyordu aptal olduğu.

Jungkook'un bunları anlatırken sinirleri gerilmişti. Ne kadar o kızı sevmese de sinirleniyordu. Belliydi bu. Ben de onu sakinleştirmek amacıyla bir delilik yapıp elimi saçlarına daldırmıştım. O kadar mayışmıştı ki kafasını dizlerime yatırmış, gözlerini kapatmıştı. O uyuyana ve uyuduktan sonrasına dek saçlarını okşadım..



OY VERMEYİ UNUTMAYIN HAA

destiny*'˘'*♡ jikookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin