Jungkook
Sabah yanımdan gelen şiddetli bir parfüm kokusu ile uyandım. Yanımda okuldaki kız yatıyordu. Odadan çıkıp jimin'in odasına girdim ama orada değildi. Mutfağa salona baktım ama yoktu en son banyoya gittim kapıyı tıklattım. Ama ses gelmemişti.Jk: Jimin ses ver bak açıyorum kapıyı... Jimin hadi ama ses ver
Biraz daha bekleyip ses gelmeyince kapıyı açıp içeri girdim ama burda da kimse yoktu. Dün akşam olanları aklıma getirmeye çalıştım az birşeyler hatırlıyordum. Kızla eve geldiğimi jimin'in kızla kavga ettiğini benim odama çıktığımızı hatırlıyorum ama onun haricinde hiçbirşey hatırlamıyordum. Anlaşılan jimin evden gitmişti. Kızı zorda olsa evden gönderip bende üstümü giyinip erkenden okula gittim.
Jimin
Birisi yüzüme dokunuyordu. Gözümü açıp görüntüm netleştiğinde Tae olduğunu gördüm. Şapşik şey beni uyandırmaya çalışıyordu onun bu haline hafif bir tebessüm ettim. Oda uyandığımı anladığı için üstümden kalktı ve konuşmaya başladı.V: Hadi uykucu kalk okula gidicez
Jm: Ya ama ben onu görmek istemiyorum
V: Bizde ona gözükmeyiz
Jm: Hıh nasıl olucak o bay çok bilmiş
V: Ya ben bay çok bilmiş değilim bi kere ve onun gözünün önünde durmayız ondan kaçarız falan ne biliyim ben okula gidelim sonra hallederiz.
Jm: Tamam sen aşağı in ben geliyorum
V: Bak sakın tekrar uyuma
Jm: Tamam tamam
Tae odadan çıkınca bende onun kıyafetlerinden üstüme birşeyler giyip kahvaltıya indim.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Tae ile konuşarak okula gelmiştik. Bahçeye girdiğimde gözüm onu aradı.
V: Kime bakıyorsun sen?
Jm: H-hiç kimseye
V: Onu arıyorsun değil mi?
Jm: Evet
V: Jimin vazgeç artık ondan yeter!
Birşey demeden yanımdan uzaklaştı. Neden böyle bir tepki verdiğini çok merak ediyordum. Ama sormadım sakinleştiği zaman konuşamaya karar verdim. Ensemde hissettiğim nefes ile arkama döndüm Jin hyung bana gülerek bakıyordu. Ama ben baya korkmuştum.
Jm: Hyung beni korkuttun
Jn: Özür dilerim de sen ne düşünüyorsun böyle dalgın dalgın
Jm: Tae bana biraz sinirlendi ama niye bilmiyorum bende fazla üstelemedim sakinleşince konuşucam
Jn: Tamam dersin başlamasına var biraz oturmak ister misin?
Jm: Olur oturalım
Zil çalana kadar Jin hyung ile sohbet ettim. Gerçekten eğlenceli birisiydi. Beni sınıfıma bırakıp oda kendi sınıfına gitti. Tae sırada tek başına oturmuş dalgın bir şekilde yere bakıyordu. Bakışlarımı beni izleyen öküz jungkook'a çevirdim. Bana sen bittin bakışı atıyordu göz devirip sırama oturdum.
Jm: Uzaylım neyin var senin
V: Birşeyim yok
Jm: Evet var TaeTae
V: Jimin yok dedim
Jm: Tamam be
Jungkook'a bir bakış atıp Tae'ye sarıldım. Oda önce şaşırdı ama sonra bana sarıldı. Ayrılıp yanağına bir öpücük kondurdum.
Jm: Uzaylım bana küsme lütfen ağlarım yoksa
Dudaklarımı büzüp baktığımda yutkunduğunu gördüm. Bu yumuşadım anlamına geliyordu gülümseyince bende ona gözlerim kısılana kadar güldüm. Benim böyle güldüğümde tatlı olduğumu söylüyor bende ona her seferinde böyle gülüyorum. Birbirimize gülüşmemizi bozan sınıfa giren hocaydı önümüze dönüp derse odaklandık
.
.
.
.
.
.
.
.
.
Sıkıcı derslerin sonunda öğle arası gelmişti derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Tae'nin elinden tutup kantine geldim. Yemeklerimizi alıp boş bir masaya oturduk ve sohbet ederek yemek yedik. Biz hala konuşurken bir sandalye yere düştü kim olduğuna baktığımda ise jungkook olduğunu gördüm.Etrafa bakış attıktan sonra yanına jungkook'un takıldığı kız geldi. Jungkook onun elini sıkıca tutmuştu tıpkı benim elimi tuttuğu gibi daha sonrasında benim kalbimi parçalayacak sözleri söyledi.
Yuna artık benim sevgilim ona kimse dokunmayacak. Eğer dokunursanız karşınızda beni bulursunuz.
Sonra dudaklarını öptü tıpkı beni öptüğü gibi. Kalbim artık paramparça olmuştu sesleri duymuyor gözlerimden akan yaşlar ile ikiliye bakıyordum. Jungkook bana dönüp bakınca gözünde az bir süre bile olsa o pişmanlık kırıntısını gördüm. Ama artık çok geçti. Hızlıca yerimden kalkıp çıkışa geldim. Arkama tekrar baktığımda Jungkook umursamaz gözler ile Tae ise endişeli bakıyordu. Ona sorun yok dercesine kafamı sallayıp okuldan çıktım.
.
.
.
.
.
.
.
.
Kaç saat oldu bilmiyordum. Yaptığım tek şey yağmurun altında ağlayarak yürümekti. Kalbim bin parçaya ayrılmıştı ben jungkook'a çok güvenmiştim. Kendime en çok da bunun için kızıyordum ona güvendiğim için ama pişman olmuştum.Yolun ortasına oturdum bağırarak ağlamaya başladım yağan yağmur umrumda bile değildi. Uzaktan bir ışık belirdi bir araba hızlı bir şekilde buraya geliyordu gülümseyip beklemeye devam ettim. Benim ise en son hatırladığım JİMİN!!! diye bağırış ve ardından ise karanlık.
Bu bölümü uzun yapmaya çalıştım umarım beğenirsiniz iyi okumalar.😊😊😊😊