❀13❀ ''Seni adam gibi sevebilecek biri...''

620 87 46
                                    

(Selamun aleyküm sevgili okurlarım, maalesef yoğunluğumdan dolayı burasıyla çok ilgilinemedim, kusuruma bakmayınız. Bu yoğun sürecin sonunda 4 yıllık hukuk fakültesinin sonuna gelmiş bulundum, artık mezunum ^_^ Allah'ın izniyle hikayelerimi daha sık paylaşacağım. İyi okumalar : ))


Bacaklarım titrerken ilk defa evime korkuyla giriyordum.

Harun'un kolunu hiç bırakmazken dikkatle etrafımı inceliyordum. Evin kapı girişindeki vazo kırılmış, parçaları etrafa yayılmıştı. Muhtemelen bu evden kaçmaya çalışırken kırmıştım onu. Koridor boyunca ilerlerken odamın önünde durduk. Bir süre içeri girmedim ve çekmeceleri sonuna kadar açık olan çalışma masama baktım. Eve giren her kimse bende olan bir şeyi almak istiyordu ama neyi?.. Bir süre daha kapı eşiğinde durup odamı incelediğimde aklımda aniden bir şimşek çaktı.

Polisten aldığım o dosya...

Aklıma o dosya gelince direkt odama girdim ve açık duran çekmecelerimin içine baktım. O dosyayı masamın üçüncü çekmecesine koyduğumdan emindim. Masamın önüne geldiğimde eğildim ve üçüncü çekmecenin içini karıştırmaya başladım. Üst üste dizilmiş dosyalara bakarken polisten aldığım, içinde Kenan Çakar'ın intihar notunun yazdığı o dosya yoktu...

''Gerçekten dosyayı almak için gelmiş...''diye sesli bir şekilde konuştum. Bunun üzerine Harun da yanıma gelip eğildi. Gözleri çekmecenin içindeki dosyaların üzerinde gezinirken, ''Hangi dosya?''diye sordu. Geriye doğru çekildim ve halının üzerine oturdum.

''Gerçekten almış... Gitmiş dosya...''diye mırıldandım. Bunun üzerine Harun, ''Hangi dosya diye sordum sana abla!''diye bağırdı. Sonuna kadar tükenmişliğimle Harun'a baktım. Sinirden gözlerim dolmuştu, intihar notunun yazılı olduğu dosyayı kim niye alırdı ki?.. Aklıma gelip beynimi kemiren iki isim yine karşıma çıktı; Kerim ve Handan... Beni asla rahat bırakmıyorlardı, peki bu dosyanın bende olduğunu nereden biliyorlardı? Bir intihar notuyla ne gibi bir dertleri vardı?..

''Kenan Çakar'ın intihar notunun bulunduğu dosya...''dedim Harun'a. Bunu dememle başta yüzüne büyük bir şaşkınlık hakim oldu daha sonra gözlerini benden kaçırdı ve ''Allah kahretsin!''diye bağırdı. Şaşkınlıkla Harun'a bakıyordum, niye birden böyle parlamıştı.

Ayağa kalktı ve odada bir öne bir arkaya yürümeye başladı. Eliyle çenesini kaşırken gözlerinin sinirden kanlandığını görüyordum.

''Harun ne oldu, söyle bana.''dediğimde keskin bir şekilde bana baktı.

''Abla, ben çok özür dilerim gerçekten. O Berk ile hiç tanışmayacaktım.''dedi.

Bu olayla Berk'in ne alakası vardı? Şaşkınlıkla Harun'a bakmayı sürdürüyorken konuşmaya devam etti.

''O sabah Berk beni aradı ve 'Harun abi yardımına ihtiyacım var.'dedi. O öyle deyince Kerim'in ona zarar verdiğini düşündüm ve hızla evden çıktım ve o sırada sen evdeyken kim olduğu belirsiz bir kişi seni boğazladı... Üstelik Berk'in buluşmak için gitmemi söylediği yere geldiğimde orada yoktu...''dedi.

Allah'ım duyduklarıma inanamıyordum, Berk de mi kandırmıştı bizi?.. Ona inanmak ve acımak benim hatamdı, beni bıçakla tehdit eden psikopat bir liseli çocuğun aniden değişip benden yardım istemesi büyük bir ironiydi ve bu hareketi oldukça şüpheliydi... Demek Berk, Harun'la bana yalan söylemişti... Kerim onu kovmamış, aksine Berk Kerim'e yardım etmişti...

Ƹ̵̡Ӝ̵̨̄Ʒ

İstanbul boğazının hırçın dalgaları rüzgar ile birleşince daha da sert vuruyordu kayalara. Kayalara hızla çarpan dalgalar ayakkabılarımı ıslatıyordu. Soğuk olduğu için burnumu çektim ve ellerim daha fazla üşümesin diye kaşemin ceplerine soktum. Buradan gitmek istiyordum, gidecektim de inşaAllah. Kuzenimin bir ay sonra olacak düğünü vardı Bosna'da ve ben daha düğüne haftalar olmasına rağmen Harun'a ve kendime uçak bileti almıştım bile... Şuan sahilde oturmamın nedeni ise son bir kez Adin'i görmek içindi.Kerim konusunda yardım etmeyi istediği için görmem gereken bir dosyayı getirecekmiş bana...

Kelebeği Yakala(RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin