➺Bir cadı tarafından lanetlenir ve bu lanet aşık olduğunda kalkacaktır.
(Lanet: bir daha asla geceyi görememek)
Ve o da onu lanetleyen kişiye aşık olur. Yani cadı S/A'ya
Rowoon:"Beni lanetlemiş olabilirsin ama aslında bu laneti bozabilecek tek kişi olduğunu tahmin etmemiştin değil mi? Senin büyün sayesinde büyüne kapıldım."
Gözleri parıldar bir şekilde bakarken gülümser ve kafasını gökyüzüne çevirir. "Ay bugün diğer günlere nazaran daha parlak. Bunun sebebi uzun süredir görmüyor olmam değil. Seninle görüyor olmam sanırım."Taeyang:
"Nedendir bilmem ama benim gibi daha birçok insanı lanetleyen bir kadına aşık oldum. Ama diğerlerinin aksine laneti bozan kişi de o kadın. Yani sen..."
Son iki kelimeyi sessizce söyledikten sonra bulunduğunuz şatoya göz gezdirir.
"Eğer gerçekten bunu yapmaktan zevk alıyorsan bende seninle kalmak istiyorum. Ama başka bir sebep varsa seni bu şatodan çıkaracağım."Jaeyoon:
"Bana karşı karşı soğuk kalpli olabilirsin çünkü benim kalbim ikimizi de ısıtabilir. Ama benim kalbim ikimizi de sevmeye yetmez, sadece sen varsın çünkü."
Ellerinden tutarak kendisine çeker. Alnına bir öpücük kondurduktan sonra tekrar konuşur.
"Ve eğer seni sevmemden dolayı beni tekrar lanetlersen, buna razı olurum."Inseong:
"Beni asla sevmeyeceğini biliyorum ama neden böyle olmak zorunda ki? Gece gökyüzüne bakamamaktan daha can sıkan bir şey bu."
Uzaklara dalıp gider ve sanki soruyu kendisine soruyor gibi konuşur.
"Eğer her gece gözlerine bakabilecek olsam Ay'ı görememeyi umursamam."Youngbin:
"Aslında seninde kalbinin çok yumuşak olduğuna eminim. Çünkü aşka inanıyorsun ve bu bir gün bana aşık olabileceğin anlamına geliyor."
Saçlarında ellerini gezdirir. Yüzünde ise buruk bir gülümseme vardır
"Her ne kadar beni lanetlemiş olsan da sanırım bu bizim birleşmenin için çizilen bir yoldu. Kader gibi yani."Chani:
"Ben cadıları Pamuk Prenses veya ona benzer masallardaki yaşlı ve çirkin kişiler sanıyordum. Ama asıl cadı
benim hayatımdaki en güzel kadınmış."
Bakışlarını yere çevirir.
Derin bir iç çeker.
"Eğer senin büyülerinde aşk bir panzehir gibi ise bundan kurtulmanın yolu yok demektir."Hwiyoung:
"Yıldızları düşünmem gerekirken seni düşündüm ve işte o anda yıldızlar ile karşılaştım. Bana kocaman geceyi hediye ettin. Sana minnettarım. Her ne kadar önce elimden almış olsan da..."
Mükemmel gülüşünü gösterir ve saçını geriye atar. Rüzgardan dolayı ikinizin de saçları uçuduyordur.
"Bu anı asla unutmayacağım. Zaten bu imkansız bir şey."Dawon:
"İlk başta lanete lanet okuyordum. Ama daha sonra farkettim ki bu lanet güneşimi karartan şeyleri yolumdan çekmek içinmiş. Geceleri elimden aldın ve gündüzü farketmemi sağladın."
Göz kontağı kurmaktan çekinmez ama söylediklerinden sonra etrafa bakmaya başlar.
"Ama eğer bundan dolayı bu sefer gündüzlerimi elimden alırsan, seni kendime güneş yapmam gerekir."Zuho:
"Senden nefret ettim ve bu benim için daha kötü oldu. Zaman daraldı ve sanki yavaş yavaş ölüyor gibi hissettim. Daha sonrasında seni sevmeye başladım. Bu beni
yaşatan şey oldu."
İtiraf ettikten sonra birkaç
adım yaklaşır.
"Aşık olduğumu kabullenebilirim ama senin cadı olduğunu asla. Sen benim prensesimsin."Saat gece 4.50 ve ben bölüm atıyorum. Hemde uykusuz bir şekilde. Bu yüzden çok tuhaf olabilir. Yazım hataları veya başka şeyler varsa affola.