Ne bu nasıl olabilirdi tanımadığım bir adam hiç bilmediğim bir ülke dilini bile bilmediğim bir yer ve ben evlenecektim öylemi hemde babamın işi yüzünden bu asla olmaz nasıl evet derim aslında Hinditan'a birkaç defa gitmiştim babamla ama bu gitmek değilki ben hayatımı o üllkede nasıl devam edeyim hem dil bilmem iz bilmem babam bunu benden nasıl ister bunu asla kabul edemem asla ağlıyordum birden odaya babam girdi
-bana bak sen benim kızımsın seni kimle istersem evlendiririm anlıyormusun kalk bavulunu topla yarın müstakbel kocan seni almaya gelecek hazırlıklarını tamamla sana asla birşey olmaz Leyla sen benim kızımsın unutma arkanda bu ülkenin en zengini baban var sana en ufak birşey olmayacak iyi bir aile hindistan kralı sayılır kayın baban orada herkes ona hindistan kralı diyor kocan bir prens ve sende bir prenses olacaksın unutma
-baa...baba nolur istemiyorum ben bilmediğim biryerde tanımadığım bir adamla ne yaparım lütfen baba lütfen ben zaten senin prensesin değilmiyim bırakma beni baba
küçük çocuklar gibi babama yalvarıyordum adeta ben gitmek istemiyordum nasıl giderim o yöreyi adetlerini çok az olsa bilsemde yapamam ailemi bırakıp onlardan milyonlarca kilometre uzağa nasıl giderim bunu yapamam bu bir rüya olsun nolur bir rüyaa
- evleneceksin Leyla boşuna yalvarma senin için daha iyi birini bulamazdım hemen bavularını hazırla
babam bir hışımla odadan çıkıp kapıyı sertçe kapatı ağlamam iki katına çıkmıştı nasıl olur yapamam odaya annem girdi oda ağlıyordu yanıma yaklaştı ve bana sarıldı
- kızım canım kızım bu senin kaderin seni bende göndermek istemiyorum ama baban kararını verdi artık bize birşey söylemek düşmüyor abinde onayladı Leyla
ağlıyordum hiçbirşey söylemeden sadece ağlıyorum ağlamak birşeyi değiştirmeyecek ama ağlamama engel olamıyordum annemde hem ağlıyor hemede benim bavulumu almış dolabımdan eşyalarımı yerleştiriyordu demek annemde kabul etmişti nasıl kabul eder kızını bilmediği bir ülkeye nasıl göderir annem bavulumun fermuarını çekmişti
-yarın ki giyeceklerini buraya koyuyorum kızım
diyerek odadan çıktı ben yorganı kafama kadar çektim ağlamam bir an bile bitmemişti en sonunda ağlamaktan yorulmuşum ki uyuya kaldım sabah annemin sesiyle uyandım
-kalk Leyla 2 saat sonra misafirlerimiz seni almaya gelecek
kalktım anneme hiçbirşey demeden banyoya girdim dün gece çok düşündüm beni evlendirmiyorlar öldürüyorlar madem babam böyle istiyor o zaman bende ölüme gideceğim ama artık ne annemle ne de babamla konuşmayacağım elimi yüzümü yıkadım ve aynadaki yüzümü baktım gözlerimin altı şişmiş kızarmıştı sabaha kadar ağlamıştım resmen bu normal aynadaki kız o mutlu sevinçli yüzünden bir kez bile gülümseme eksik olmayan Leyla değil o atık üzgün ölüme sürüklenmiş bir kız duşumu aldım banyodan çıktım annem elinde elbiseyle beni bekliyordu beyaz bir elbise önü siyah kısa uzun kolu bir elbiseydi tamda beni anlatıyor bu gün düğünüm ama benim ölüm günüm siyah beyaz üzerime giydim hiç utanmadan üstümü annemin yanıında çıkarmıştım artık hisetmiyordum duygularım yok olmuştu sanki saçalrımı taradım kurutum dalgalı saçarımı uzun bıraktım koyukahverengi gözlerime kalem çektim bileklerime annemin verdiği bilezikleri taktım hiç birşey olmamış gibi yatağıma oturdum konuşmuyordum ağlamıyordum gülmüyordum bir yere odaklanmış sadece orayı izliyordum kapı zilinin çaldını fark ettim annem '' -geldiler kızım hadi aşağıya inelim'' dediğinde ayağı kalktım ayakabılarımı giydim ve merdivenlerden yavaşça inmeye başladım babam kapıda gelen kişileri karşılıyordu içeri yavaşça girenleri ben merdivenlerden artık inmiştim babamın yanına geçtik annemle içeri giren yabancıları karşılıyorduk tek tek yaşlı kadın ve adam girdi annem kulağıma ''kayınbaban ve kayınvaliden'' dedi daha sonra genç bir kız girdi ''buda görümcen oluyor'' en son sakalı bıyıklı bir o kadarda yakışıklı biri girdi "işte kızım bu senin kocan'' elindeki çiçekleri aldım kocam kelimesi ne kadar garip tanınadığın birine kocam demek çok garip bir his kafamı kaldırdığımda hala bana bakıyordu gözlerimin içine başımı yine öne eğdim bakmamak için hep beraber içeri girdik geldik tanışma faslına onların adeti ilk önce büyüğün ayağına eğlir ayagına dokunulur ve daha sonra iki elini birleştirerek ayağı kalkılır ben hem kayın valideme hemde kayınbabama yaptım içimden yapmak gelmiyor ama mecburum onlar hem benim büyüğüm hemde saygı göstermek zorundayım görümcemi ise yanağından öptüm eşim olcak adam ise hem annemin hemde babamın elini öptü
- eşin Türkçe biliyor Leyla
dedi babam çok şaşırdım açıkcası gözlerimi açarak ismini dahi bilmediğim eşime baktım
- bu arada Ram kızımın adı Leyla
-memnun oldum
eleni uzatı demek ismi Ram'dı garip bende elimi uzatarak
- bende
dedim annesi hintçe birşeyler konuştu Ram hemen tercüme eti
-annemin adı Rani babamın adı Farjad kız kardeşimin adı ise vidya
tekrar elerimi birleştirerek
-memnun oldum
dedim Ram yine tercüme etti aileler tanıştı annemlerde kendilerini tanıtı
-ben Ebru eşimin adı Bülent oğlumun adı Levent kızım adı Leyla
böylece tanışma faslıda bitti kaynanam getirdikleri kutuları tek tek açmaya başladı içinden bir çok altın takılar çıktı altın halhal aslında Türkiye'de çok takılmaz ama Hindistan'da çok kulanılırdı bir kaç bilekliği koluma taktılar gerisini annem yukarı çıktı bavuluma yerleştirecekti eminim babam kayınbabam ile konuşuyordum kaynanam görümcem ile bende Ram'a bakıyordum Türkçe'yi bu kadar güzel nasıl konuşuyor anlamadım ona baktığımı fark edince bana baktı kafamı eğdim hemen annem ve hizmetçimiz Hilal abla bavularımı indiriyordu Ram ayağı kalktı annemin elindeki bavuları alarak merdivenlerden indirdi içeri çağırdığı bir adam bavuları alarak arabanın arkasına koydu herkes ayağı kalktı sanırım veda zamanıydı gözlerim doldu birden babam yanıma gelerek bana sarıldı
- bir gün nasıl olsa bu evden gidecektin dünyalar güzeli kızım ne kadar gönülsüzde olsan senin için en iyisini buldum bu dünyada kimse sana layık değil bu adam bile ama senin için en iyisi buydu unutma arkanda dağ gibi baban var sakın beni aramaktan çekinme ne olursa ne istersen hemen ara yavrum kocanla konuştum senin dinine karışmayacak istediğin gibi yaşayacaksın canım kızım yavrum
alnıma öpücük kondurdu ve annem yanıma geldi annem ağlıyordu bende ağlamaya başaldım sarıldık birbirimize
- anne annem canım annem yüzüme kondurduğun milyonlarca öpücük için bana bakıp büyütüğün için beni emzirdiğin bana süper annelik yaptığın için teşekkür ederim
- yavrum dünyalar güzeli kızım çok güzel ve akılı bir evlat olduğun için ben teşekkür ederim canım kızımm
annemle birbirimize sarılmaya doyamıyorduk abim kolarımı annemden ayırdı zorda olsa abime sarıldım
- abicim canım abimmm
- canım kardeşimm kendine çok iyi bak çok mutlu ol en ufak rahatsızlığında kılına bile zarar gelse bu dünyayı ona zindan ederim
Ram'a bakarak söylemişti babam abimden beni ayırdı ve dışarı çıkartmaya çalışıyordu yavaş adımlarla bir yandan evime geçmişime bakıyorum doğduğum büyüdüğüm eve bir yandan gözü yaşlı anneme benim meleğim nasılda ağlıyordu dışarı çıktığımda rüzgar yüzüme öyle bir çarptı ki gözlerim daha çok yanmaya başladı babam kolumu Ram'a bıraktı Ram benim kolumdan tutarak yavaşça arabaya bindirdi arka koltuğa kendi öne geçti öndeki arabada ise kayınbabam ve kaynanam bindiler bu arabaya sadece Ram ve ben binmiştik arkamı döndüm hemen arka koltuğun camından annemlere el salıyordum ve artık gidiyorduk Ram arabayı sürmeye başladı yavaşça evin bahçesinden çıktık ben dayanamıyodum hala ağlıyordum ve artık ben evimi ailemi geride bırakmıştım
******************************** Arkadaşlar ilk iki bölüm sıkıcı gelebilir olaylar üçüncü bölümden sonra başlıyor okuduğunuz için hepinize çok teşekkür ederim *********************************************
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hindistan'da Aşk
RomanceAşk Hindistan'da yaratılmamıştı ama kesinlikle burada mükemmelleştirilmişti ve size bunu bütün Hintliler söyleyebilir Hindistan'a gelin giden bir kız yaşadığı zorluklar imkansızlıklar ve bu kadar zorun imkansızın içinde Aşk'ı anlatıyor bilmediği b...