3. BÖLÜM -Boşluk

98 19 216
                                    

Güzellerim, oy vermeyi ve bol bol yorum yapmayı unutmayın lütfen ❤️ her yorum hikayemizin yükselmesine yardımcı olur. Şimdiden teşekkür ederim :')

Buraya bir kalp bırakıp öyle bölüme başlayın.❤️

Kahraman Deniz - yokum
-----------------------------------------------------------
Oturduğum bankın önünde sular birikmişti. Ellerimi dizlerime sarmış bir şekilde titriyordum. Üstelik neden ağladığımı bilmiyordum ama çok korkmuştum. Göz yaşlarıma engel olamıyordum. Bunun için ağlamamın çok saçma olduğunu da biliyordum. Başımı yasladığım dizlerime daha çok bastırdım.

"Islanmış küçük bir yavru kedi gibi gözüküyorsun."

Başımı dizlerimden kaldırıp tam karşımda duran çocuğa baktım. Sırt çantasının tekini koluna geçirmişti ve üstelik oda yağmurdan ıslanmıştı. Üzerinde kalın siyah bir mont vardı ve kapşonunu başına geçirmişti.

"Üzerimi süzmeye daha ne kadar devam edeceksin?"

Utançla başımı tekrar dizlerime gömdüm. Hâlâ titremeye devam ediyordum, üstelik buna engel de olamıyordum. Burnumu çektim ve dizlerimin üzerinden gözükecek şekilde gözlerimi çıkardım. Önüme gelen kızıl saçlarım umurum da değildi. Ayrıca eve çok geç kalmıştım ve fena bir azar yiyeceğime adımın Mina olduğu kadar emindim.

"Daha ne kadar beni izleyeceksin? Gitsene işte..."dedim homurdanarak. Bal rengi gözlerini gözlerime dikti. Bir elini ensesine götürüp kaşıdı.

"Hmm. Pekâlâ, sana yardım etmeyi düşünüyordum ama sanırım bu fikrimden vazgeçiyorum."

Arkasını dönüp gideceği sırada çok şiddetli bir şekilde gökyüzünde bir patlama meydana geldi. Oturduğum yerde  sıçradım ve daha çok titremeye başladım. Hızla titreyen elimi uzatıp koluna tutundum.

"L-lütfen gitme."

Başını omuzunun üzerinden bana çevirdi ve gözlerini yüzümde gezdirdi. Daha sonra titreyen ellerime ve titreyen bacaklarıma baktı. Gözlerimi kapattım ve akan yaşları umursamadan hıçkırdım. Elimi kolumdan çekip kendini benden kurtardı.

Gidecekti ve ben buradan nasıl hareket edeceğimi dahi bilmiyordum. Babamı arayamıyordum çünkü bana hiç bir zaman inanmamıştı ve kurtarmamıştı. Gök gürültüsünden korkmam ona göre tamamen saçmalıktı. Bir insan korkacağı şeyi kendisi mi seçerdi? Bir anda bacaklarımın altında ve sırtımda kollarını hissettim. Şaşkınlıkla gözlerimi açtım.

"N-ne yapıyorsun?"

Bal gözlerini gözlerime çevirdi ve gülümsedi.

"Evin nerede yavru kedi? Seni oraya götüreceğim."

Elimdeki fotoğrafla birlikte güçlükle ayağa kalktım. Donmuş bir buz kitlesinin içerisinde olduğumu hissediyordum. Şimdi bir adım atsam, bu ne kadar sağlam olurdu?

"Mina..."

Deneyecektim. Ayağımın birini ileriye doğru kaldırdım ve hafifçe yere bastırdım. Buzdan dikenlere bastığımı hissettim. Ayaklarımın altında kanlar birikiyordu. Gücümü biraz daha ayaklarıma verdim. Verdim ki, canım daha çok yansın istedim.

KafesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin