Öncelikle tüm okuyucularıma teşekkür ederim. 2K olduk hep beraber daha nicelerine...
Bölümü umarım beğenirsiniz...
Oy ve yorum yaparsanız sevinirim...
...Tüm arkadaşlarım ve bazı -en sevdiğim-kuzenlerim karşımdalardı. Herkesin ortasında ve en önde duran cnm knk Oya'nın elinde 'İyki doğdun Ebru' yazan bir pasta. Tabikide bizim içeri girmemizle herkes iyiki doğduk diye bağırmıştı.
En içten gülümsememle tüm arkadaşlarıma göz gezdirdim ve Oya'nın karşısına geçip pastama üfleyecektim ki
Akının sesiyle ona döndüm ve gözlerine baktım oda bana "Dilek tutmayı unutma."dedi ona karşılık olarak hafif bir tebessüm ederek başımı salladım. Pastama geri dönerek gözlerimi kapatım ve içimden 'Sevdiklerimle sonsuza dek mutlu ve gelecekteki hep sevdiğim adamın yanında olmayı...' diledim. Gelecekteki sevdiğim adam belkide Akındır çünkü bu konuyu çok düşündüm ve ondan hoşlandığımın farkına vardım her ne kadar benim için zor olsada.Mumları üfleyip dilek diledikten sonra herkes alkışladı falan derken Oya ve Burcu beni restorandaki bir odaya çekiştirdi. İçeri girdiğimizde çalışma masası ve koltuk koltuğun üzerinde de kıyafet, ayakkabı gibi şeyler vardı. Kızlara dönüp "Niye getirdiniz beni buraya?" diye sordum. Burcu gülerek bir beni baştan aşağı süzdü ve "Seni kendi Doğum gününü bu kıyafetlerle geçirmene izin veremeyiz canım." dedi sonra Oya araya girere "Hadi kıyafetleri giy sonrada saçını felan yapalım." dedi benimde ona tamam dememle kızlar odadan çıktı bende koltuğun üzerindeki elbiseyi elime aldım,inceledim baya güzel bir elbiseydi.
Kırmızı harika bir elbiseydi yanındaysa kırmızı bir topuklu ayakkabı vardı.
(Ebrunun Şuursuz Aşk galasında giydiği elbise ve ayakkabı,saç modeli fln oradakinin aynısı.) Hazırlandıktan sonra kızlar odaya girdi ve saçımı yaptılar.
Odada kırkbeş dk falan geçirmiştik. Odadan çıkıp Akın'ları bir masada tansularla oturuyorlardı onların yanına gittik. Akın bana döndü ve beni baştan aşağı süzdü en son gözlerime bakarak gülümsedi. Bende ilk başda ondan gözlerimi kaçırdım sonra ona geri döndüm hala bana bakıyordu gülümseyerek. Bende ona gülümsedim ve yanlarına oturdum.Bir süre onlarla sohbet falan ettik o sırada Nilüfer-Ta uzak yollardan şarkısı çalmaya başladı sevdiğim bir şarkıydı.
Bir kaç çift dans ediyordu. Tansu Oya'yı dansa kaldırdı Oya'da utanarak elinden tutu ve dans etmeye başladılar ben onları izlerken yanımda bir hareketlilik hissetim ve Akına döndüm.Sandalyesini geri çekip ayağa kalktı ve bana dönerek elini uzattı "Doğum günü Kızı benimle dans eder mi?" dedi o naif gülümsemesiyle. Bende onu onaylarcasına başımı sallayıp gülümsedim ve "Aslında olabilir,neden olmasın." dedim, Akının bana uzattığı elini tutarak.
Dans etmeye başladık. Tansulara bakıp Akına döndüm gülerek "Oya'nın eli tonu" dedim akında onlara baktı sonrada oda benim gülmeme katıldı. Gülüşünü sevdiğim. O konuşmadan sonra gözlerimiz birbirlerine kenetlenmiş gibiydi adeta. Sonra Akın kulağıma doğru yaklaşarak o güzel sesiyle şarkıya eşlik etmeye başladı. "Ta uzak yollardan koştum geldim senin kolarına..." bir birimize çok yakındık Akın'ın yüzünü inceleyerek bende onun kulağına "Haykırsam göklere artık yanımda beni benden çok seven dünyalar benim olsa yine de istemem yalnız sensin benim yüzümü güldüren..." diye fısıldadım. Sonra Akının o ela gözlerine baktım ömrümün sonuna kadar o gözlere baksam hiç sıkılmama diye düşündüm. Akında benim yüzümü inceliyordu. Bakışları dudaklarıma kaydı sonra tekrar gözlerime baktı. Bende gözlerimi kapatıp Akın'ın boynuna yüzüm gelecek şekilde omzuna koydum başımı.
Akından:
Ebru başını omzuma koyunca bende gözlerimi kapatıp saçlarına yüzümü gömüp o harika kokusunu içime çektim. Tanışmamız daha üç haftaydı ama bu kız bana hiç kimseye hissetmediğim duygular hissettiriyordu...
Ebrudan:
Şarkının bitmesiyle istemesemde Akının omzumdan kafamı kaldırdım ve ondan ayrıldım. Akına "Şarkı bitti" dedim o da bana "Aynen neyse o zaman geri masaya geçelim." dedi morali bozuk bir şekilde onu onayladım ve Akınla masaya ilerledik bu sırada Akın elini bel boşluğuma koymasıyla irkildim ve ona döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu bakışlarımı ondan çekip önüme döndüm. Masaya oturduğumuzda şapşal aynı zamanda yakışıklı olan kuzenim Atakan (Atakan Hoşgören) Tansuyla muhabbet ediyorlardı. Akında onlarla konuşmaya başlayınca bende Oya'nın zoruyla fotoğraf çekildik neymiş ınstagrama atacakmış. Diye düşünürken Tansu ve Atakanla konuşan Akının gülme sesini duymamla ona döndüm.
Allahım o nasıl gülme biçimidir senin o gülerken kısılan ela gözlerini sevsinler,diye içimden geçirdim. Akın gülerek bana döndü. Onun bana dönmesiyle ona bakıp sahte bir şekilde sırıtım. Sonra Akın benim yaptığım hareketler beraber daha çok güldü.Şimdi benim onu izlediğimi falan düşünecek gerçi doğru onu izliyordum ama öyle değil off dedim kendime içimden. Akın bana bakarak tekrar "Ebru benle bir gelsene sana bir şey göstereceğim." dedi bende ona kafamı salladım ve Oya'ya haber verip. Ayağa kalktım Akın elimi tutu ve beraber restorandan çıktık...
-Bölüm Sonu-
Umarım beğendiğiniz bir bölüm olmuştur...
»Sizce Akın Ebru'yu nereye götürecek...?¿
»Sizce Akın Ebru'ya ne gösterecek...?¿
Bölüm hakkındaki düşüncelerinizi yorum olarak paylaşabilirsiniz.
Oylayıp yorum yaparsanız sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik karşılaşma
FanfictionOrta boylarda bir adamdı o kişi,ela gözlü,dağınık kahverengi saçlı ve kaslı bir vücuda sahipti.Hatta birkaç kere keşke o tarafa bakmasam diye düşünsemde, yapamadım. Tabi bilemezdim ki karşımdaki kişinin bu kadar yakışıklı olabileceğini...