Umarım beğenirsiniz, oy ve yorumlarınızı bekliyorum.
Yukarıdaki İnstagram ikinci hesabım eğer takip ederseniz alıntı paylaşabilirim bu hesapta...
...
Restorandan çıkmamızla Akının arabasına doğru ilerledik.
Ama benim aklım Akınla birleşmiş ellerimizdeydi, birden içime bir mutluluk kapladı.
Arabanın yanına geldiğimizde Akın iç açıcı gülüşüyle usulca kapımı açtı.
Tabi ki ben dururmuyum akına sorular sormaya başladım.
"Nereye gidiyoruz Akın?" dedim o da bana "Beklersen görürsün." dedi ben tekrar "ama ben beklemek istemiyorum, ya lütfen söyle." dedim o da "Sürpriz söyleyemem Ebru." dedi bende kaderime boyun eğerek sessizce önüme döndüm....
Akın arabayı durdurmasıyla etrafa göz gezdirdim, bir uçurumun kenarına gelmiştik. Burda ne işimiz var diye düşünürken, Akın arabadan indi ve benim kapımı açtı. "Buyurun Doğum günü Kızı" dedi. Bunu demesi aslında hoşuma gitmişti hafif bir tebessümle arabadan indim. İnmemle çok harika bir manzara ve aynı zamanda çok güzel düzenlenmiş bir sofrayla karşılaştım.
( kusura bakmayın okuyucularım bu kısmı tam yazarak anlatamadım, bu yüzden sofra yazdım...)
Sofra tam olarak şöyleydi : yerde renkli bir kaç minder, bir yer sofrası ve üzerinde meyveler falan vardı. Bu güzel yerin etrafında da demir direklere bağlı renkli tüller rüzgarla beraber uçuşuyordu. Akın yanıma geldi, elimi tuttu ve yavaşça sofraya doğru ilerledik. Ben günün yorgunluğuyla aynı zamanda bu harika manzarayı izlemek için hemen bir mindere oturdum Akında yanımdaki minderlerden birine oturdu ve bana döndü. Gülümseyerek ona döndüm ve "Çok güzel bura." dedim. O da bana bakarak "Aynen, çok güzel." dedi iç çekerek. Akının bunu demesiyle sessizce önüme geri döndüm. Aklıma gelen fikirle
Akına birden döndüm ve dönmemle göz göze geldik Akın birden kafasını başka yere çevirdi. Onunla göz göze gelince kalbimi durduramıyorum. Sanki onun o bal rengi gözlerine bakınca her şeyi unutuyordum.Bir süre akınla sohbet ettik eski anılarımızı fln anlattık...
"Sana bir şey demem gerek Ebru." dedi Akın "Tabi söyle ne söylemek istersen." dedim bende. "Aslında söylemekten çok sana bir şey vermek istiyorum." dedi elini kaslı omuzlarını saran ceketine sokarak cebinden bir mor kare bir kutu çıkardı...(Acaba kutuda ne var aşağıdaki kısmı okumadan cevapları buraya alalım)
•—•—•—•
Şaşkınca akının elindeki kutuya bakarken Akın kutuya açtı. Ve o muazzam bir kelebek kolyesi çıktı. "Ben takmak isterim." dedi Akın bende ona gülümseyerek arkamı döndüm. Saçlarım tutum Akın kolyeyi takarken derin bir nefes çektiğini hissetim...
Akın kolyeyi taktıktan sonra saçlarımı düzeltim ve Akına dönüp gülümseyerek "Teşekkür ederim çok güzel bu kolye." dedim.
Akın "İnan ki senin yanında o güzel dediğin kolyeyi göremiyorum, hatta senin güzelliğine, narinlerine erişebilecek hiç bir şey görmüyorum..."
dedi elini kaldırarak baş parmağını elmacık kemiğimde yavaşça gezdirdi, her an kalbim durabilirdi.Gülümseyerek Akını kendime çektim ve ona sıkı sıkı sarılmaya başladım, çok özlediğim biri gibi kokusunu içinme çektim bir kez daha, keskin, bir o kadar da etkileyici ve büyüleyici kokusu insanı kendine hapsediyordu...
Akında bir elini benim ona sarılmamla bel boşluğuma diğer elini ise saçımda gezdirmeye başladı. Sanki bir birimizden ayrılmak istemezecesine ve tüm hücrelerimizi birleştirmek istercesine sarılıyorduk. İşte bu sefer anladım seni ne kadar sevdiğimi tüm duygularımın. Sana olduğunu Akın'ım...Akından ayrıldıktan sonra ona "Teşekkür ederim iyi ki yanımdasın" demem üzere Akın bu sefer "Asıl sen iyi ki varsın. Dün çok mutluydum, bugün hatta şu an çok mutluyum ve yarında mutlu olacağım çünkü yanımda sen varsın güzellik ve hep yanımda ol İyi ki varsın..." demesiyle bu söylediği hoşuma gitmişti hafif bir tebessümle başımı utançtan yere eğdim. Tabi Akın durur mu, elini çeneme koyarak kafamı kaldırdı ve işte beni benden alan o sözü söyledi. "Başını hiç bir zaman yere eğme, ve her zaman gözümün içine bak." dedi işte sorun burda ben o bal rengi gözlere bakınca eriyorum bitiyorum be adam anla işte...
...
Uzun bir süre sonra benim saat gece bir olmuştu nerdeyse üşümeye başlamıştım her ne kadar Akın bana ceketini versede. Zaten uykumda gelmişti. Bunu anlamış gibi Akında bana "Gidelim mi artık." dedi on kafamı sallayarak ayağa kalktım.
Akın şöför koltuğuna geçerken yorgun yorgun bende yanına geçtim. Akına dönerek "Teşekkür ederim." dedim bir kez daha o da bana "Teşekkür etmene gerek yok." dedi kafamı sallayarak cama kafamı yasladım ve radyodan çıkan şarkıyı dinlemeye başladım. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyor ve etraf kararıyordu...
...
🚫Okumadan Geçme Lütfen🚫-Bölüm Sonu-
Umarım beğenmişsinizdir sevgili okuyucularım bayadır yazamadım lgs fln derken kusura bakmayın...Bölüm hakkındaki yorumları buraya alalım...
Gelecek bölümlerde neler olmasını isterseniz lütfen bana belirtin ki size daha iyi bir okuma keyfi sunayım...
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum, lütfen emeğin karşılığı olarak oylarsanız sevinirim...
Uzun bir süre oldu ve hala okumaya devam edip hikayemi desteklediğiniz için teşekkürler canım okuyucularım...
Hikayemi takip etmeye devam edin devamı gelecek.
-Sevgilerle-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beklenmedik karşılaşma
FanfictionOrta boylarda bir adamdı o kişi,ela gözlü,dağınık kahverengi saçlı ve kaslı bir vücuda sahipti.Hatta birkaç kere keşke o tarafa bakmasam diye düşünsemde, yapamadım. Tabi bilemezdim ki karşımdaki kişinin bu kadar yakışıklı olabileceğini...