Sabah ilk uyanan Osman olmuştu. Dalga sesleri ona huzur verirken Sinan'ı seyretti bir süre. Dudaklarına yaklaşıp öperek uyandırdı onu. Sinan gözlerini açma zahmetine girmeden gülümseyerek karşılık verdi.
"Günaydın."
"Sana da "
Sinan yere düşen telefonuna uzanarak saate baktı.
"Siktir! Bugün okula gitmem lazım. Yoksa devamsızlık yüzünden lise mezunu olamayacağım."
Yataktan aceleyle kalkıp duşa girdi. Osmansa onun telaşını gülerek seyrediyordu. Sinan duştan çıkıp üzerine aceleyle okul formasını geçirirken söylendi.
"Hadi kalksana senin okulun yok mu?"
"Ben liseyi bitirdim çoktan. Meslek sahibiyim. Girişimci diyebiliriz."
"He işsizsin yani, ayrıca ben de sınıfta kalmasam liseyi çoktan bitirirdim."
"İşsiz değilim. Hatta baya bir işim var, say say bitmez."
Sinan Osman'ın dudaklarını öpmek için eğildi. Osman onu belinden tutup kucağına çektiğinde homurdanarak kalktı.
"Geç kalıyorum. İşin gücün oynaş be."
"Bir dahakine okul formanı giy. Seni baya seksi gösteriyor."
Sinan ortak parmağını göstererk kapıdan çıktı. Osman gülerek yataktan kalkıp çarşafları kirli sepetine attı. Kendiyse üzerine tişört ve pantolonunu geçirip evden çıktı. Eve geldiğinde babası çoktan uyanmış gazetesini okuyordu. Ona selam vererek kendini banyoya attı.
...
Akşam saatlerinde Osman daha sabah görmesine rağmen özlemişti Sinan'ı. Üzerine başına çeki düzen vererek çıktı evden. Sinan'ın ezberlediği kapısını çaldı. Karşısında Işık'ı görünce şaşırmıştı. Bir şey söylemesine kalmadan Sinan da belirdi kapıda.
"Osman, burada ne işin var?"
Osman anlamaya çalışır gibi baktı suratına.
"Benim burada ne işim var öyle mi?"
İçeriden gelen erkek sesiyle duraksadı.
"Sinan, oğlum kimmiş gelen?"
Sinan'ın babası da kapıya geldiğinde işler iyice kızışmıştı. Sinan telaşla geveledi.
"Baba, Osman Işık'ın abisi. Onu almaya gelmiş galiba."
Sinan'ın babası elini uzattı samimiyetle.
"Oo delikanlı memnun oldum. Ben de Sinan'ın babasıyım. Merak etme Sinan kötü bir çocuk değildir. Kız kardeşini gönül rahatlığıyla emanet edebilirsin. Biz de akşam yemeği yiyecektik hep beraber. Bize katılsana."
Osman gözlerinin dolmasını engellemeye çalışarak gülümsedi ve kendine uzatılan eli sıktı.
"Yok, ben daha sonra geleyim. Size afiyet olsun."
Arkasını dönerek aceleyle yürümeye başladı. Gözyaşlarınını saklama gereği durmuyordu artık. Sinan, babasına Işık'ı sevgilisi olarak tanıtmış, akşam yemekleri yiyordu demek. Bu kadar korkaktı, bencildi. Babası onu sevmese de Osman tüm kalbiyle sevmeye hazırdı Sinan'ı. Ama Sinan sahte sevgilerle hayatına devam etmeyi seçmişti. Sinan nasıl sevildiğini görmemiş miydi? Osman resmen sevdiği çocuğun sahte sevgilisinin abisiydi. Bu geldiği konum can sıkıcıydı, gurur kırıcı. Sinan'ın tedirgin bakışlarını, ona git der gibi bakan gözlerini aklından çıkaramıyordu. Bu kadarı fazlaydı. Bu kadarı Osman için bile fazlaydı.
...
sinan abv
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fındıkkıran (Sinman Texting)(+18)
Fanfictionosman: İntihar etmeye kalkma bir daha insan öyle bir evde yaşayıp intihar eder mi manyak? sinan: Numaramı kimden aldın? Manyak mısın ayrıca sana ne? Hem her şey denize 0 evde yaşamakla bitmiyor. osman: Elindeki şişeyi bırak!! Hayvan gibi içtin sen...