superisisubulutu
Bu bölüm sana ithafen yazıldı💙💙.Bölüm de geldii!!!
Yerime otururken aniden gelen püskürtme sesiyle irkildim.
"Yalnız biz o kahveleri genel olarak içiyoruz halıya dökmek pek tercihimiz değil teyzeciğim."
Diyen Eylül'dü.
"Bu kız kahveye şeker yerine tuz mu koydu?"
Samet Amca
" Karışmış demek ki hanım, boşver. Kahve içmeye başka zaman gelirsin."
diyince Rüzgar'a döndüm elindeki kahveden rahat bir yudum alırken yüzünü ekşitti. Önce anlamasa da sonra Peri ve Eylül'ün yaptığı gibi o da gülmemek için kendini sıktı ve kahveyi ağır ağır içti bana bakmasıyla ısırdığım dudaklarımı daha da sert bir biçimde ezerek başımı eğdim.
" Allah’ın emri peygamberin kavliyle kızımız Nefes'i oğlumuz Rüzgar'a istiyorum."
diyen Samet Amca'ya döndüm annem dolu gözlerle bana baktı.
"Verdim gitti .Allah mesut bahtiyar etsin."
salondan yükselen
"Amin ."
sesleriyle kısa bir tebrik faslı olduktan sonra Eylül sessizce
"Şimdi elimden çekeceğin var işte eniştemm."
dedi
"Hadi bakalım baldız ."
diyen Rüzgar'la beraber ikisine de gülümsedim. Rüzgar'la yan yana dururken heyecanla ellerimize baktım şimdi elimizde iki halka tek bir kurdaleyle birbirimize bağlanmıştık.
"Aygül Hanım yarın alışverişe gidiyoruz ona göre hazırlayın kendinizi."
Bu kadın hep böyle emrivaki mi yapıyor acaba? Sinirle dişlerimi sıktım insan bir müsaitseniz der nezaketen.
"Tabi siz de müsaitseniz."
diye atıldı Cemile Teyze'nin ardından müstakbel kocam. Bu hareketi çok hoşuma gitmişti
"Niye müsait olmasın oğlum? Ne işi olacak sanki!"
diye hemen olaya karışan kadına göz devirmeden edemedim.
"Yarın ben gelemem."
dedim
"Gelme. Biz alırız o zaman."
diye atılan kadına sinirle baktım. Artık sabrımın sonuna gelmiştim. "Cemile teyze !"
ortamı hem yumuşatmaya çalışan hem de ortamdaki gerginlikten daha fazla gergin olan Rüzgar'a baktım.
"Kız işim var diyor. O olmadan alışveriş olmayacak."
Gözlerimi Cemile Teyze'ye diktim. "Bunu mu bekleyeceğiz şimdi ?"
"Evet bekleyeceksin. O ve annesi ne zaman müsaitse alışveriş o zaman yapılacak."
Eylül hızla aramıza girip Rüzgar'ın kulağına fısıldadı.
"Aslansın eniştem."
"Sus artık Eylül ya!"
Diye sinirle tısladım.
"İyi de hiçbir şey demedim ki ben şimdi."
"Hiç bir şey der misin sen!"
"Enişte bak bunun ruhu çürümüş. Emin misin? Vazgeçebilirsin benden söylemesi ."
diye fısıldadı
"Yalnız Eylül ben duyuyorum haberin olsun!"
Omuzlarını umrumda değil dercesine indirip kaldırdı.
" Girdik artık bir yola vazgeçmek yok baldız."
diyince gülümseyerek başımı eğdim. Eylül bir şey dememe fırsat bırakmadan
"Enişte bey oldu sana artı iki "
"Baldız sen yaptığım her iyi şeyi böyle sayma çünkü matematiğin yetmez ."
ben kıkırdarken Eylül ortamda kötü bir koku varmış gibi eliyle yüzüne doğru yelpaze yaptı.
"Ayy bir de egoist !"
diyerek son nefesini verir gibi konuştu.
"Bu arada senin ne işin var yarın?"
Diyerek bana döndü .
"Yani özel değilse..."
"Enişte özeli mi kaldı? Evleniyorsunuz yani."
"Pazarlama şirketine gitmem gerekiyor ."
"Çalışıyor musun sen ?"
Şaşkınca sorduğu soruya cevap verdim.
"Neden bu kadar şaşırdın ki?"
"Biz de kadınlar pek çalışmaz. Babam nasıl kabul etmiş yani anlamadım. Bana bu konuyla ilgili bir şey demedi."
"Gayet de namusumla çalışıyorum. Yarın öbürgün bana işi bırak gibi şeylerle gelme de."
"Yok tamam zaten babam kabul etmişse benim için sorun değil"
"Seninle evleniyorum babanla değil. Tövbe tövbe ya!"
dedim. Ona diklenmem hoşuna gitmiş gibiydi.
"Ne iş yapıyormuş peki müstakbel karım?"
"Çiçekçilikle uğraşıyor."
"Anladım çiçek ticareti yani."
"Çiçekle ticaret olmaz. Çiçek ticari bir ürün değil. Cümleyi belki daha da yumuşatarak alışveriş diyebilirsin ama ticaret ağır gelir. Biz para alıyoruz sevgi, huzur ,aşk veriyoruz."
"Ama sevgi, huzur ,aşk herkese verilmez ki "
"Herkese vermiyoruz zaten biz de. Yolu çiçekçiye düşen bir şeyler aramıştır zaten arayanın çabası vardır. Çaba sarf eden bir insanın emekleri boşa gitmemeli. Biz o çabanın karşılığını veriyoruz "
"Haklısın."
" Aslında görüşmeye bir iki saat erken gidersem 12- 1 gibi alışverişe başlayabiliriz. Tabii Size de uygunsa."
"Tabii ,olur ."
Biz bir köşede sessizce konuşurken Cemile Teyze tekrar araya katıldı.
"2 hafta sonra nişan yapalım diyorum. 2 ay sonra da düğünü yaparız. O zamana kadar her şey hazırlanır. Çeyizinizde sorun yoktur inşallah Aygül Hanım ."
"Bizim her şeyimiz tam Cemile Hanım."
"Cemile teyze keşke onlara da kararlarını sorsak değil mi ?"
"Her şeyi onlara mı soracağız oğlum ?"
"Evet Cemile teyze her şey ortak kararla olacak."
Annem Rüzgar'ın koluna elini koyup
"Sorun yok. Bizim için fark etmez."
dedi Rüzgar yandan bana bakınca bana isteğimi sorduğunu anladım. Küçük bir baş hareketiyle onayladım.
" Bey bunlar daha ilk günden oğlumu bana karşı dolduruyor ."
"Hanım saçmalama. Ne diyorsun sen?"
"Hadi Cemile Teyze kalk artık eve gidelim."
Diyen Rüzgar'a baktım nasıl bu kadar sabırlı olabiliyordu.
" Tabi ben doğruları söyleyince beni susturun siz ."
Diyince Samet Amca kolunu tutup onu kaldırdı. Uyarır bir tonda
"Hanım!"
dedi. Bu kadın nasıl bu kadar arsız olabiliyordu? Ben Cemile Teyze'nin elini öptükten sonra Samet Amca'nın da elini öptüm.
"Görüşürüz kızım, kendine iyi bak."
"Görüşürüz efendim, siz de kendinize iyi bakın."
"Onun kusuruna bakma."
" Estağfirullah efendim."
"Efendim ne kızım? Baban sayılırım ben senin artık. "
"Peki efendim. "
Verdiğim cevaba ikimiz de güldük.
Samet Amca anneme dönerek
"Kusura bakma Aygül."
dedi.
"Sorun değil, Samet abi."
onlar önde ilerlerken Peri annemi ve Eylül'ü öptükten sonra bana doğru geldi.
"Özür dilerim yenge."
"Neden?"
"Annemin yaptıkları..."
" Şşht o annenle benim aramda sen boşver. Kendine iyi bak."
"Görüşürüz en kısa zamanda."
"Tamam, yarın alışverişe seni de bekliyorum."
"Sen müsait değildin hani."
"Hallettim diyelim."
dedim gülümseyerek.
"Tamam yengem, gelirim."
dedi. Rüzgar annemin elini de öptükten sonra hepsi aniden çıkıp bizi başbaşa bırakmıştı. Elimi nereye koyacağımı bilmeden gözlerine baktım.
"Görüşürüz ,canım."
dedi şakağıma minik bir öpücük bırakırken ve ben yemin ederim ki kalbimin bir an durduğunu hissettim. "G -görüşürüz."
diyince gülümseyerek hızla kapıdan çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorla Değil Sözle
ChickLitBu bir zorunlu evlilik hikayesi. Birbirlerini daha önce bir kere bile görmemiş iki gencin birbirlerine mecbur olmalarının hikayesi. Bu onların başrol olduğu ama oynamadığı hikaye. "Anne saçmalama!" Bugüne kadar annemin bir dediğini iki etmeyen ben...