Bölüm 16

237 3 19
                                    

"Emin misin?"
"Hı hı. "
"Kızım ben senin odanı temizliyordum da yarım kaldı. Misafir odasında kalsanız sorun olur mu?"
"Yok annem sorun olmaz. "
"Tamam ben nevresimleri sereyim. "
"Yok anneciğim ver sen bana ,ben sereyim. "
"Peki kızım. "
Çok geçmeden annem 1 takım nevresim getirince yüzüne boş boş baktım. Anlık gelen aydınlanmayla bugün Rüzgar'la beraber yatmamız gerektiğini anladım.
Acaba anneme bir tane daha verir misin desem ne tepki verir? Muhtemelen şu an benim ona baktığım gibi bakar.
"Kızım... İyi misin? "
"Evet evet anne iyiyim. Ben gidip sereyim şunu."
Diyip odaya doğru yöneldim. Ben odaya doğru giderken annem ve Rüzgar da koyu bir sohbete dalmışlardı bile. Sanki o damat değil de ben gelindim.
Tekrar salona girdiğimde annem ve Rüzgar hala konuşuyordu ikisinin de yüzünde samimiyetten doğan bir gülüş vardı. Ben de gülümsedim. Beni fark eden annem
"Hadi çocuklar size iyi uykular. Geç oldu. Ben de uyuyayım. "
"İyi geceler anne. "
İkimizin de aynı anda söylediği şeyden sonra annem gülümseyerek yanımızdan ayrıldı. Ben de Rüzgar'a bakarak
"Hadi biz de uyuyalım. "
Dedim ben önden o arkadan yürürken misafir odasına girdik. Terleyen avuç içlerimi üstümle sildim. Kapıyı kapatıp yatağa oturdum.
Bir süre sonra odanın çalan kapısını Rüzgar açtı.
"Kusura bakma oğlum unuttum. Bu valizin içinde Nefes'in kıyafetleri var. Bu pijamaları da siz gelirseniz diye almıştım senin için. Hiç kullanılmamış."
"Anne valiz ağır sen taşımasaydın ben getirirdim. "
"Bir şey olmaz oğlum. Hadi Allah rahatlık versin. "
"Sana da. Kıyafet için teşekkürler. "
"Rica ederim oğlum ne demek.  "
Rüzgar' ın elindeki valizime gülümseyerek baktım. İki haftanın sonunda kıyafetlerime kavuşmuştum. Özellikle pijamalarıma kavuştuğuma fazlasıyla sevinmiştim. Evde kaldığımız ilk hafta Rüzgar'ın kıyafetleriyle idare etmiştim. Sonraki hafta ise ben almayı unutmuştum ama Rüzgar iş çıkışı beni almadan önce 3 takım pijama almıştı.
"Ee kavuştun pijamalarına mutlu musun?"
"Çok... "
Dedim gülümseyerek. Gözleri önce yatağa değdi sonra etrafta gezindi. En son tek kişilik koltuğa değdi.
"Ben orada yatarım. "
Dedi. Gözleri hala tekli koltuktayken.
"Neden? İnsan yemiyorum Rüzgar.  Yatak büyük ayrıca. "
"Ben sen rahatsız olursun diye demiştim. "
"Niye rahatsız olayım ki?"
Dediğimde uzun uzun gözlerime baktı. Yine anlamıyordum onun bakışlarını.
"Peki o zaman. Ben su içip geleyim."
"Tamam. "
Giyinmem için çıktığını anlamam zor olmamıştı.

Ben yatakta pijamalarımı giymiş bir şekilde uzanırken Rüzgar içeri kapıyı çalarak girdi.
Eline pijamalarını alıp gömleğinin düğmelerini açmaya başladı. Onu izlediğimi fark ettiğimde gözlerimi kocaman açıp ona sırtımı döndüm ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Arkamdan Rüzgar'ın iç çektiğini duydum. Yatağın hafif içe çöktüğünü hissedince yorganı açıp içine giren Rüzgar'a baktım. Derin bir nefes aldım.
"Bak emin misin? Orada yatabilirim."
"Orada yatmayı bu kadar çok mu istiyorsun?"
"Hayır hiç istemiyorum. "
Dedi hemen ve devam etti.
"Yani... Şey... Ben senin açından düşünüyorum."
"Tamam ben de benim için sorun olmadığını söylüyorum. "
Hatta bu benim için çok güzel bir rüya gibi. Deli gibi atan kalbime,yanımda buz gibi yatan sana ve aynı anda hem donup hem yanan vücuduma rağmen çok güzel bir şey.
"İyi geceler. "
"İyi geceler bal. "

Gözlerimi açıp kendime gelmeyi bekledim bir süre. Esneyerek yataktan kalkacağım an göğsümün üzerinde uyuyan Rüzgar'ı fark edip kaşlarımı çattım. Dün geceyi hatırlamamla kaşlarım düzeldi eş zamanlı bir şekilde dudaklarımda yavaş yavaş büyüyen bir gülüş belirdi.
Elini belime sarmış yüzüstü bir şekilde başını boynumun içine hapsetmişti adeta. Benim de ellerim onun kolunun üzerindeydi ve kollarını sarmıştı. Hafif başımı eğerek saçlarının kokusunu içime çektim. Uyanmasın diye yavaş hareket etmiştim ama onun uykusu çok hafif olduğu için kıpırdanmıştı. Saate baktığımda normalde şimdi çoktan uyanmam gerektiğini fark ettim. Artık onun kollarında uyumak nasıl hoş gelmişse... Bu dediğime sessiz bir şekilde güldüm ama göğsümün inip kalkmasını engelleyememiştim ve bu Rüzgar'ın uyanması için yeterliydi. Gözlerimi hızla kapatıp sebepsiz bir şekilde uyuyor taklidi yaptım. Onu izlediğimi bilmemesi için de olabilir.  Gerinip birkaç anlamsız ses çıkardıktan sonra tekrar başını aynı yere koydu ve derin nefesler alarak kokumu içine çekti. Saçımdan bir tutam alıp parmağıyla döndürdü ve biraz daha uğraştıktan sonra onu da öptü aniden geri çekilerek. Fısıldayarak
"Olmaz ,yapmamalıyım. "
Dedi ve odadan hızla çıktı. Gözümü açtım ve olayı anlamaya çalıştım. Ne olmuştu az önce? Tamam sarılması öpmesi hoş şeylerdi ama olmaz yapmamalıyım ne demekti? Neden böyle bir şey söyleme gereği duymuştu?
Derin bir of çektim. Ben Rüzgar'ın neden böyle davrandığını bulacağım derken o daha da karmaşıklaştırıyordu olayları. 
Yataktan çıkıp nevresimleri çıkardım katlayıp bir kenara koydum. Neticede misafir odasıydı burası ve biz daha doğrusu ben eskiden bu evin kızıyken artık burada misafirdim. Bu gerçek yüzümde buruk bir gülümseme bıraktı.
Pijamamı çıkarıp tam koltuğun üzerindeki kıyafetime uzanacakken kapının açılmasıyla hızla ve yüksek bir sesle
"Gelme!"
Dedim kapıdaki el kapıyı ittirmeyi bırakırken devam ettim.
"Bir dakika bekler misin?  Giyiniyorum.  "
"Tamam bal. "

"Kapıda mısın ?"
"Evet. "
"Tamam giyindim gelebilirsin. Kusura bakma beklettim. "
"Sorun değil. "
"Bir şeye ihtiyacın var mı? Ben çıkayım.  "
"Yok teşekkürler.  "
"Tamam."
Kapıdan çıkacağım an seslendi.
"Nereye? "
"Kahvaltı hazırlayacağım. "
"Annen hazırlamıştı. "
"Hmm yardım ederim en azından. "
"Tamam.  Ben de giyinip geliyorum. "
"Tamam. "

"Günaydın annem. Neden beni beklemedin? Beraber hazırlardık. "
"İşe gideceksin kızım yorulmanı istemedim. "
"Ay anne bir kahvaltıyla mı yorulacağım ben ?"
"Bir şey olmaz bir şey olmaz. Ee Rüzgar oğlum uyandı mı?"
"Günaydın efendim. "
Kapıdan gülümseyerek içeri giren Rüzgar'a kısa bir an baktıktan sonra önüme döndüm.
"Günaydın oğlum. Ee rahat uyudun mu? Yabancı ev şimdi rahat uyuyamamışsındır sen. "
İçten ve samimi bir şekilde
"Çok rahat uyudum hatta en rahat uyuduğum uyku buydu galiba. "
Dedi ona abartma o kadar da adlı bakışımı yollarken bir yandan da kahvaltılıkları masaya bırakıyordum.
"İyi o zaman oğlum. "
Hep beraber sofraya oturduk. Çay kaşığı getirmeyi unuttuğumuzu fark edince kalkıp aldım masaya oturunca dizim masanın ayağına çarptı. Ve ben çığlık inleme karışımı bir sesi fazla gürültü çıkarmadan çıkarmıştım. Annem ve Rüzgar'ın bakışları hızla bana dönerken Rüzgar yanıma geldi ve önümde eğildi.
"Ne yapıyorsun Rüzgar? "
"Dizine bakayım çok acıdı mı?"
"Hayır yani o an acıdı ama şimdi geçti bile. İyiyim. "
"Emin misin?"
"Bir şeyi de abartmasan mı?"
"Peki. "
Rüzgar kalkınca annem gülümseyerek bize bakıyordu. Anlaşılan Rüzgar'ın benimle bu şekil ilgilenmesi hoşuna gitmişti.

Kahvaltımızı bittikten sonra annemle vedalaşmış, evden çıkmış ve şu an çiçekçinin önünde vedalaşıyorduk.
"Görüşürüz.  "
"Görüşürüz bal. Dikkat et.  "
"Sen de. "













Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 19, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Zorla Değil SözleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin