Bölüm 1

618 9 25
                                    

"Anne saçmalama!"
Bugüne kadar annemin bir dediğini iki etmeyen ben şu an elimden gelse onu boğabilirdim.
"Söz verdin!"
"Ben söz verirken bu kadar abartacağını düşünmemiştim. Ne istediğinin farkında mısın acaba?  Çünkü bana pek farkında değilsin gibi geldi."
"Ben ne istediğimin gayet tabii farkındayım."
"Bu nasıl bir farkındalık? Yapmayacağım anne."
"Sen bilirsin ,sözünü çiğnemiş olursun ha bir de beni."
"Anne saçmalama lütfen. Ufacık bir sözü nasıl buralara kadar getirdin?"
"Ben gidiyorum kızım kararı sana bırakıyorum sonucuna katlanırsın artık ."
"Anne nereye gidiyorsun?"
" Seni yalnız bırakıyorum. Biraz düşün akşamüstü evde olurum. Kararını iyice düşünerek ver."
"Düşünmemi gerektirecek bir şey varmış gibi konuşma."
"Görüşürüz kızım."
"Görüşürüz annee."
"Aaaağ!"
Diye çığlık atarak kapattığı kapıya tekme attım. Kapıya hiçbir şey olmamıştı olan ayağıma oldu. Ayağıma bakıp ağlamaya başladım. Ayağımın ağrısını bahane ederek sabaha kadar ağlayabilirdim. Annemin isteğini hala aklım almıyordu o anda aklıma gelen babam yanımda olsaydı fikri dudaklarımın titremesine sebep oldu ne zaman aklıma babam gelse hep böyle oluyordum bir de ne zaman çaresiz kalsam.
"Ah babam keşke sen yanımda olsaydın korusaydın beni ,bizi..."
Üstüme çeki düzen verip ince bir ceketi de üzerime alıp çıktım. Saatin günün havanın hiçbir önemi kalmıyordu bu tür durumlarda. Hemen çıkıp kapının önündeki arabaya binip mezarlığa doğru sürdüm. Babamla dertleşmeye gerçekten ihtiyacım vardı babamı ömrümde bir kere bile görmemiştim. Annemin, çevremdeki insanların anlattığı kadardı ben de.  Fotoğraftaki haline bakıp onunla ilgili türlü hayaller kurardım. Babam yanımda olmasa bile sevgisini hep yanımda hissediyordum o benim ilk aşkımdı. Keşke canım sıkılınca mezar taşına değil de ona onun sıcak kollarına sarılsaydım. Bir kez daha burnumu çekip mezar taşını okşadım duamı bitirip elimi yüzüme sürdükten sonra babamla konuşmaya başladım sesim titrerken.
"Babaa ben geldim. İyi misin ?Ben galiba değilim. Annem değişik davranıyor hiç olmadığı kadar hem de. Senin ağlak kızın ne yapacağını şaşırdı baba sen yoksun çok yalnız o. Her zaman olduğu gibi ağlıyor. Sen olsaydın böyle olur muydum ki baba? Yine böyle güçsüz olur muydum? Olmazdım baba sen beni güçlü yetiştirirdin, ağlatmazdın ,gözyaşıma kıyamazdın .  Değil mi babam? Annem senin biricik karın beni iatemediğim bir evliliğe zorluyor. Ben aşık olarak evlenecektim baba. Senin anneme baktığın gibi bakacaktı o adam bana, fotoğraflarda bile gözüne yansıyan o aşk bizim kalbimizde can bulacaktı. O senin gibi ölse bile ben annemin sana sadık kaldığı gibi sadık kalacaktım. Bizi ölüm bile ayıramayacaktı. Baba ? Ne yapmalıyım sence? Annem eğer kabul etmezsem onu çiğneyeceğimi söyledi. Bir nevi artık benim gibi bir evladı olmayacağını. Anlamıyorum baba neden? Neden bu kadar mantıksız davranıyor ki ?
Ahh baba ahh!
Benim artık gitmem gerek. Yine gelirim yanına tamam mı?"

diyip mezar taşına son bir kez sarılıp öptüm. İnsanın sevdikleri yanındayken onların kıymetini bilmemesi kadar yanlış hiçbir şey yoktu. İnsanlar gururmuş, utanmaymış ,engelmiş ,zorluklarmış... Bu tür basit bahanelerin ardına sığınırken bir şeyi unutuyorlar : ölümü. En büyük engeli , tek gerçek engeli ve birgün ölüm kapıya geldiğinde denilen tek bir şey oluyor: keşke.  Kocaman bir keşke kalıyor yaşanamayan her şeyin ardında o yüzden sevdiklerimize sımsıkı sarılıp olur olmadık her anın bizden giden zamanlar olduğunu unutmamalıyız.  İçeri derin bir nefes alarak girdiğimde annem gelmişti.
"Kararını verdin mi?"
"Adamın haberi var mı?"
" B - bilmiyorum. Ben babasıyla görüştüm. O oğluyla görüşecekmiş."
" Ya istemezse ?O  zaman da başka biriyle mi evleneceğim?"
"Hayır bu çocuk kabul etmezse eğer başka kimse için seni zorlamayacağım."
"Tamam, iyi geceler."
diyerek odama doğru yürüdüm.  Anneme karşı en soğuk tavrımı almıştım.  Ben giderken elime asılıp
"Kızım kızma bana."
"Tabii anne niye kızayım ki? Sanki sen  kötü bir şey yaptın da ben sana kızıyorum. Değil mi anne? Ne kadar ayıp benim yaptığım. "
"Ben senin mutluluğunu istiyorum."
"Evet anne haklısın. İstemediğim biriyle zorla evlendirerek ,bunu en hassas olan noktamdan vurarak,  zaaflarımı kullanarak yapıyorsun. Ama ben inanıyorum vardır senin beni mutlu edecek bir planın."
" Kızım beni affet diyemem sana. Ben hata yaptığımı düşünmüyorum zaten. Ama benimle arandakini bırakarak kocana yaklaş,  bana karşı bilediğin inadı ona yansıtma. Gör bak çok mutlu olacaksın."
"Ne ara kocam oldu ? Daha adamla tanışmadım bile dikkatini çekeyim."
"Yarın öbür gün haber yollar babası. Hazırla kendini."
"Tamam anne."
diyerek odama geçtim bugün kaçıncı kez akıttığımı bilmediğim gözyaşlarımı tekrar yastığa akıttım.

Sabah kalktığımda ağladığım her gece gibi başım ağrıyordu ve gözlerim şişmişti bir şeyler atıştırarak ağrı kesici aldım hafif bir makyajla gözlerimdeki kusuru kapattım. Ve hızla çiçekçimizin arabasına binerek küçük işyerime gittim çiçekçilikle uğraşıyordum. İşlerimiz büyüdüğü için düğün, mezuniyet, iş yemeği gibi büyük organizasyonlar ve bazen yurt dışına satış da yaptığımız oluyordu. İşlerimiz çok iyiydi şükür ki. Gerçi babam sağolsun ölmeden önce bizim kimseye muhtaç olmamamız için yeterince çalışmıştı ve öldükten sonra annemin hesabına yatan yüklü miktar para ve her ay yatan maaş sayesinde bir ömür çalışmadan yaşayabileceğimiz şekildeydi. Derin bir nefes alıp çiçekleri kokladım. Başımı kaldırıp çiçekçimiz ismine her gün baktığım gibi aşkla baktım HEZAREN .Gülümseyerek içeri girdiğimde iş ortağım ve aynı zamanda can dostum gülümseyerek beni karşıladı.
"Günaydın Eylül."
dedim.
"Günaydın Nefes."
diyince hızla çiçeklerin arasına girip günlük bakımı, gerekli olanları yaptım.  Çiçeklerin işi uzun sürmüştü öğlen arasına girmiştik. Dükkanı toparlayıp öğlen yemeği için dışarı çıktık.
"Ee ne dedi Aygül Teyze?"
" Anlamadım?"
dedim.
"Dün seni çağırdı ya eve."
"Ahh!"
dedim alnıma küçük bir tokat atarken çiçekleri görünce aklım başımdan gitmişti olayı neredeyse unutacaktım.
"Anlatsam inanmazsın."
"Anlat bakalım."
diyince tek solukta olayı detay atlamadan anlattım.
"İnanmıyorum."
Ağzı 1 karış açık yaptığı daha doğrusu yapabildiği tek yorum bu olmuştu.
"Demiştim sana inanmazsın diye"
derken dudaklarımda hüzünlü bir tebessüm oluşmuştu.
"Şimdi nolacak peki?"
" Evleniyorum sonunda. Hayallerimiz gerçek olacak.  Çiçeğimi sen hazırlayacaksın nikah şahidim de olursun."
Dedim alayla
"Ayyh, dur öyle deme heyecanlanıyorum!  Olayın ciddiyetini unutuyorum."
"Hayal demişken hayallerine nolcak?"
"Hayal olarak kalacak görmüyor musun?  Görücü usulü evleniyorum. Hayallerimde deli divane aşık olmadan evlenmeyeceğini söyleyen bir ben vardım. Şimdiyse adını bile bilmediğim biriyle evleneceğim."
"Ahh be kızım ne diyim bilmiyorum ki."
"Üzülme belki beklediğimiz kadar kötü olmaz.  Ne dersin?"
"Ha aynen belki kocam çok yakışıklı olur ,ilk görüşte birbirimize tutuluruz sonra o da der ki hadi yıldırım nikahı kıyalım."
Diyerek göz devirdim
"Yine umutsuz prenses sahalarda. Ee ne zaman istemeye gelecekler?"
"Bilmiyorum, daha tanışmadık bile."
"Kızım tanışma isteme bir olur."
"Saçmalama!"
"Kalk ya sen ne anlarsın? Elbise alalım sana."
"Zorla evlendiriliyorum farkındasın değil mi ? Süslenmeyeceğim herhalde!"
"Ee çirkin giyinince nolcak? Annen 'ayy kızım çok çirkin olmuş vermiyim' mi diyecek?"
"Belki adam o halimi görüp vazgeçer."
"He kafana huni de tak istersen tam olsun.  Bak canım eğer konu kız tarafına kadar geldiyse kolay kolay vazgeçmezler. Çok küçük bir ihtimal belki ama sen o ihtimale tutunma. Aşık olarak evlenmedin tamam, ama aşık bir çift olabilirsiniz."
"Yine başladın polyannacılığa."
"Peki sen bilirsin, hiçbir şey demiyorum."
Diyerek kollarını kavuşturdu.

"Kalk hadi."
dedim uzun süren sessizliğin sonunda.
"Nereye?"
dedi çantasını koluna asarken sesi üzgün bir tonda çıkıyordu.
"İsteme için kıyafet alalım kendimize."
"Ayy ben de mi geleceğim?"
"Sensiz olur mu hiç eşşek. Bu iş olmayacaksa da güzelliğimizle olmasın bebek. Hadi!"

İlk bölümümüz de böyle. Kitabı nasıl buldunuz? Beklerken diğer kitaplarıma bakabilirsiniz.

Zorla Değil SözleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin