=4=

348 45 26
                                    

-Önceki Bölüm-

Bayan Hong'un yüzünde kocaman gülümseme olmuş bana minnetle bakmıştı. Ellerini birleştirip ardı arda bilmem kaç tane teşekkür edip benim için iyi dileklerde bulunmuştu.

Umarım verdiğim bu karardan ötürü pişman olmazdım.

🌷

🌷

🌷

🌷

🌷

🌷

🌷

🌷

🌷

-4-

Kafeden çıktıktan sonra nereye gideceğimi düşündüm. Eve gitmek istemiyordum. Yarın pazartesiydi ve yoğun bir iş haftası beni bekliyordu. Son yaşananlar yüzünden stresliydim ve haftaya başlamadan önce deşarj olsam fena olmazdı.

Alışveriş yapmayı seven biri değildim. Daha doğrusu mağaza mağaza gezmek için üşengeç bir tiptim bu yüzden neye ihtiyacım varsa internetten sipariş etmek daha mantıklı geliyordu. Tabii ki çıktığım zamanlar oluyordu ama asla can sıkıntısından alışveriş yapacak değildim. O yüzden alışverişe çıksam deşarj olmak yerine sinir küpü olarak günü bitirirdim.

Ne yapmam gerektiğini düşünürken bir yandan da metro istasyonuna doğru ilerliyordum. Jimin'e gidebilirdim. Yaklaşık beş senedir arkadaştık. Onun yanında olduğum kadar kimsenin yanında rahat olamıyordum sanırım. Pozitif enerjisi, hafif peltekliği ve busan ağzıyla yanakları sıkılası bir varlıktı.

Küçük ve şirin bir pastanesi vardı ve iyi kâr yapıyordu. Tanrı aşkına orayı o kadar çok seviyordu ki pazarları dahi gidiyordu!

Jimin'i aramak için telefonumu çantamdan çıkarmaya yeltendiğimde sol kolumda hissettiğim büyük bir darbeyle kendimi yerde bulmuştum.
Çevremdeki insanların bana baktığını hissediyordum.

Aferin Eun Sol rezil olmak için en güzel yeri, ZENGİN SEMTİNİ seçtin seni salak kız!

Kulaklarımda salaklığıma alkışlanan şak şak sesleri yankılanıyordu.

Tanrım...

Hayır yani kimse de gelip kaldırmıyor. Yazık insanlık ölmüş de gömenimiz yok!

Yerle bir olan yüzümü kaldırmak için hareketlendiğimde kollarımda hissettiğim ellerle ayağa kaldırılmıştım.

Tamam sözümü geri alıyorum henüz insanlık ölmemiş ama durumu kritik yani!

Önüme gelen saçları arkaya doğru itip yerde duran çantamı aldıktan sonra karşımdaki kişinin önünde hafiften eğilip doğruldum.

"İyi misiniz? Bisiklet çok sert çarptı."

Amanın! Bu çocuk da neyin nesiydi? İlah mısın silah mısın be yavrum? Kaynar su gibisin hem akıyorsun hem yakıyorsun gülüm. Analar neler doğuruyor be!

Kes sesini yavşak Eun Sol!

İçimdeki kekoyu susturarak içten olduğuna emin olduğum bir gülümsemeyle başımı hafif eğip kaldırdım.

"İyim bir sorun yok. Yardımınız için teşekkürler."

O da cevabımla rahatlamışa benziyordu. Gülüşüme karşılık yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirdi.

"Önemli değil. Kim olsa aynısını yapardı"

Burada onlarca insan vardı ve gelip tek sen kaldırdın. Aynen karşim kesin herkes yapardı.

No:12 || JJKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin