3. BÖLÜM / İşte Şimdi Bittim

66 17 95
                                    

Selam arkadaşlar, 3. bölüm de geldi. Bir de 2 saniyenizi ayırıp oy atsanız bir şey kaybetmezsiniz, iyi okumalar.

Medya; öylesine bir şarkı

----------------

Duyduğumuz sesle tir tir titrerken napıcağımızı şaşırmış gibi Erva'yla birbirimize bakıyorduk.

En derinlerde bir duygu hissediyordum, bu korkuydu. Evet çok korkuyordum, yapıcaklarından, yapabileceklerini düşünmek bile öldürecek kadar titrememi sağlıyordu. Ama birinin karşısında korkmayı çoktan bırakmıştım, ama bunun elinde silah var, olabilir ne olursa olsun kimsenin karşısında korkmak yok, belki panik yapabilirim ama asla korkmam.

Titremeyi bırakırken bir anda arkamı döndüm. Arkamı dönmemle birlikte karnımda korku veya strestendir diyebileceğim  bir ağrı oluşmuştu, ama bunu kafaya takamazdım. Çünkü şuan daha önemli problemler vardı. Karşımdaki genç gözlerini benim gözlerime dikmişti. Gözlerindeki sert ve duygusuz bakışlarla korkmamak çok zordu. Ama norlursa olsun korkmayacaktım, soğukkanlı olmam lazımdı. En azından öyleymiş gibi görünebilirdim.

Karşımdaki gençle göz göze geldiğimde karnımdaki ağrı daha belirgin hale gelmişti. Ama karşımdakinden gözlerimi alamadığım için değil karın ağrısı kıyamet kopsa umrumda olmaz gibi geliyor. Umarım büyük konuşmamışımdır.

İkimizde inatla gözlerimizi kaçırmadığımız için hâlâ göz gözeydik. İstem dışı gözlerine dikkat kesildiğimde gözlerinin ela olduğunu farkettim. Uzun ve gür kirpikleriyle biçimli kaşları  aramızdaki mesafeye rağmen belli oluyordu.
Ayy bu çok yakışıklı ama. Lan 1 dakika ne diyorum ben yaa. Resmen bir ağzımın suyunu akıtmadığım kaldı, yani inşallah akıtmamışımdır. Kim bilir adama nasıl baktım yaa, ama umarım yemeğini görmüş aç ayı gibi bakmamışımdır.

Hâlâ kilitlenmiş gibi birbirimizin gözlerine baktığımı farkedince buna bir son vermem gerektiğini anlamam ile gözlerimi kaçırmam bir oldu. Benim gözlerimi kaçırmam ile onun da gözlerini benden alıp ne ara arkasını bile döndüğünü anlamadığım Erva'ya bakması bir oldu.

Aslında şuan buraya yanlışlıkla geldiğimizi, yanlış şeyler görüp, duymamızı ve karşımdakinin katil veya illegal işlerle uğraştığını saymazsak bence gayet taş çocuktu. O ela gözler o boy pos aman ya ne diyorum ben?

Karşımdaki genç dikkatle Erva'yı incelerken ben de Erva'ya dikkat kesildim. Yeşil gözleri o kadar korku dolu bakıyordu ki etrafına, şuan böyle bir durumda olmasaydım çoktan kemiklerini kıracak kadar sımsıkı sarılmıştım. Daha fazla Erva'nın böyle bakmasına dayanamadığım için Erva'ya dönüp fısıltıyla "sakin ol Erva" dedim. Anladığına emindim ama bunu uygulayacak kadar cesur değildi. O böyle baktıkça içimde bir yerler bir daha düzelmemek üzere kopuyordu.

Biraz sonra onu böyle görmeye dayanamadığım için önüme dönmemle karşımdakinin konuşması bir oldu. "Hiç bir yere gitmiyorsunuz, anlaşıldı mı?" ne diyor lan bu, 'tamam' dememizi beklemiyor değil mi?  Korkmuş olabilirim ama o kadar da salak değilim, tabii işe tehtid veya gözlerle öldürmeyi katmazsa.

"Ne saçmalıyorsun sen be!" bir anda çıkışım onu şaşırtmıştı. E haklı çocuk ben bile beklemiyordum kendimden böyle bişey, umarım sinirlendirmemişimdir onu. Çünkü korkmamak için kendimi zor tutuyorum. Ama korkmayacağım, asla.

Karşımdakine yapmaya çalıştığım korkusuzca bakışlarımı iletirken, o da bana 'seni öldürürüm' bakışları atıyordu. Ama bunu takmıycaktım, evet kesinlikle korkmayacağım.

Hem korkunun ecele faydası yok. Öleceksek insan gibi gururumuzla ölelim, değil mi?.

Birden Erva'ya dönerek sakinleştirmek için elini tutup "gidiyoruz Erva" dedim. Bunu dememle karşımdaki de "hiç bir yere gitmiyorsunuz" dedi.

Kapıda Aşk VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin