2. Bölüm geldi. Emeğe saygı olarak yorum ve oy atarsanız sevinirim. İyi okumalar:)
Medyada; Erva var
---------------
Silah sesi duymamızla hemen bir küfür savurup sesin geldiği yönü bulmaya çalışıyordum. Biz Erva'yla olayın şokundan çıkamazken konuşma sesleri geldi bu defada. Ama sanırım uzaklarında olunca net birşey duyulmuyordu.
Aslında korkuyordum ama merak duygum daha ağır basıyordu. Zaten başa ne gelirse hep merak yüzünden gelir derler ama elimde değil, merak ediyorum işte.
Erva'ya dönüp fısıldayarak "kanka bence sesin geldiği yöne gidelim" deyince Erva'da "ah şu merak duygusu yok mu? Neyse bende merak ediyorum aslında, umarım başımıza bir iş almayız" Erva da benim gibi fısıldayarak demişti. Sonuçta sessiz olmamız gerekiyordu. "Umarım, bir de zaten hemen bakıp gideriz ya o yüzden bişey olmaz" deyince Erva'da onaylar anlamda başını salladı. Konuşma sesleri hâlâ geliyordu ama ne taraftan geldiğini çözemiyorduk.
Bir süre sonra Erva eliyle bir yönü işaret ederek "bence burdan gidip şansımızı deneyelim" deyince bende imayla "ne şans ama" demiştim.
"Off Aysima ya bir susta şu yeri bulalım sonra da bir an önce gidelim, ben iyice korkmaya başladım" Erva'nın söylenmesiyle harekete geçip işaret ettiği yere gidiyorduk. Biraz yürüdükten sonra sanırım yaklaştığımız için sesler daha yakından geliyordu. Biraz daha ilerledikten sonra artık yol bitiyordu, ama bulamamıştık yeri.
Erva ile napıcağımızı bilmeyerek birbirimize bakarken birşey dikkatimi çekmişti. Biraz ilerimizde 2 tane yan yana bina vardı ve sanki 2 dairenin arasında dar ve uzun bir ara vardı. Hava Karardığı için kamufle olmuştu. Bu sebepten dolayı fazla belli olmuyordu.
Hemen Erva'nın yanından ayrılarak hızlı ve sessiz adımlarla o araya doğru gidiyordum. Benim peşimden Erva'da gelmişti.
Erva'nın korkmuş ve yok denecek kadar az olan ses tonunu duyunca ona döndüm. "Aysima noluyor, ben korkmaya başladım, bence eve gidelim" Erva'ya elimle o arayı göstererek "kanka sesler buradan geliyor sanırım ve hayır o kadar bulmaya çalıştık sesleri. O yüzden olayları görmeden hiç bir yere gitmiyoruz."
Net olan konuşmam Erva'yı biraz şaşırtsa da sonunda Erva kabul etmişti. Erva'ya dönerek "şimdi sessiz bir şekilde beni takip et" deyince Erva'da kafasını sallamıştı.
Erva ile sessiz adımlarla ben önde o arkada olacak şekilde ilerliyorduk.
En sonunda 2 apartmandan birinin köşesine gelince apartmana yaslanarak araya bakmaya çalışıyordum. Karanlık olunca resmen hiç birşey görünmüyordu. O yüzden biraz daha kafamı öne çıkarınca her şey yavaş yavaş görünmeye başlamıştı ve gördüklerim beni korkutmaya yetmişti.
Dikkatli bakınca uzun boylu bizim yaşlarımızda genç bir erkek ve karşısında ise 30'lu yaşlarında bir erkek olduğunu farkettim.
Korkutucu olan ise bizim yaşlarımızda olanın karşısındaki kişiye silah doğrultarak korkutucu bir şekilde konuşmasıydı. Pardon konuşmak demişim, sözleriyle öldürmesi diycektim. Ben onları korkuyla izlerken genç olanın gür ve tehdit olan ses tonu daha fazla korkmamı sağlamıştı.
En sonunda izlemeyi bırakıp ne konuştuklarını merak edince seslere yoğunlaştım. "Bak sana son bir şans daha, bu sefer dediklerimizi yaptın yaptın. Haa yapmadın işte o zaman şu çok değer verdiğin 3 kızının hayatı da tehlikeye girer. Son yaptıklarımızla ne kadar ciddi olduğumuzu gördün, haa bu arada tekrar hatırlatacağım, İşe polis veya herhangi birini karıştırmak yok. Anladın mı?" son söylediklerini o kadar sesli ve korkutucu söylemişti ki karşısındaki adam ve ben korkudan titreyecek dereceye gelmiştik. "A-anladım" dağ gibi adam korkudan kekelemişti ya. Bence daha fazla birşey duymadan ve görmeden gitmem gerekiyordu.
Bu sebepten oraya bakmayı bırakıp etrafıma bakmamla Erva'yı görmem bir oldu. Ah Erva'nın da burada olduğunu unutmuşum. Erva korkudan neredeyse ağlayacak raddeye gelmişti. En sonunda Erva'ya bakarak "başımıza bir iş almadan gidelim hadi, bu arada korkma bak ben yanındayım tamam mı?" yumuşacık ve fısıltılı sesim Erva'yı biraz rahatlatmış olacak ki kendini toparlayarak başını onaylar anlamda salladı.
Gitmek için Erva ile aynı anda hareket edince birbirimize çok kötü bir şekilde çarpmıştık. Çarpmanın etkisiyle Erva'yla refleks olarak tiz bir çığlık atmıştık. Nerede olduğumuzu hatırlayınca ikimizde aceleci davranarak ayağa kalkınca arkamızdan bizi tir tir titretecek bir ses duyuldu, "siz ikiniz, nereye gittiğinizi sanıyorsunuz."
Eyvah
İşte şimdi sıçmıştık...
-------------
Bu bölümde olaylar biraz daha gelişmeye başladı. O yüzden kitap hakkında az da olsa tahminleriniz vardır bence.
Tahminlerinizi alıyım buraya,
Diyeceğimi sanmadınız heralde. Kimsenin yorum yapmayacağını bildiğimden boşuna rezil olmaya gerek yok dkdmdkdk
Neyse yine de okuduğunuz için teşekkürler 😊
Düzenlenmiştir, ve her sıkıldığımda da düzenlenilecektir gihfgjfkfkg
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kapıda Aşk Var
Dla nastolatkówBen Aysima Sönmez. Kendi halimde 18 yaşında sıradan bir lise öğrencisiydim, ta ki o güne kadar... Hayat ne garip değil mi? 1 saat veya 1 saniye sonra bile nerde, ne halde, kiminle, ne yapıyor olduğumuzu bilemeyiz. Bu da hayatın bize bir oyunudur. V...