BÖLÜM 45 ∞♦ Sarhoş ♦∞

1.3K 107 56
                                    

Herkese selam! Nasılsınız?
Yeni bölümle tekrar sizinleyim. Bölümler artıkça bitecekmiş gibi hissediyorum. Bu hissin benden defolup gitmesi gerekiyor.

Bazı okuyucularım Dryden ve Katherine'yi shipliyor. Siz de aynı fikirdeyseniz belirtin lütfen. Daha yoğun onları hissetiremediğimi düşünüyorum. Umarım diğer bölümlerde onların yanında olursunuz.

Bölüm 45: "Sarhoş"🍺

🔥

Düşüncelerim sarhoşluğa ihtiyacı var. Bir yudum daha...

🔥

Elindeki kılıcını döndürürken saldırı pozisyonunu bozmadan onun yeşil gözlerine bakıyordu. Tapılası bir hatundu. Ona olan hayranlığı ve sevgisi her gördükçe artıyordu lakin şu an bozmaması gereken bir duruşu ve eğitiyor olduğundan düşüncelerini kontrol etmesi gerekiyordu.

Katherine, ona doğru kılıcını savururken ayağını geri atıp yere sağlam bastı. Kılıcıyla onun kılıcına çarparak kuvvetlice duruşunu ona doğru eğdirdi. Katherine, iki eliyle birlikte kılıcını bastırıyordu. Gözleri zümrüt gibi parlıyordu. Sıktığı dişlerinin belirtileri çenesinde gözüküyordu.

Gözlerini onun zümrüt gözlerine dikerek uyguladığı kuvveti hafifçe azaltı. "Bir erkeğin gözlerine böyle bakmamalısın." diyerek fısıldadı.

"Sende bir kadının gözlerine bakıp elindeki kılıcını düşürmelisin." dediğindi yaptığı şey tam bir ters psikolojiydi. Kulağınde çınlanan kelime kılıcını düşürmesiydi. Dryden kaşlarını çattığı zaman elindeki kılıca uygulanan güç oldukça azalıyordu.

Katherine topuğuyla vurduğu bacağın bükülmesini sağladığı zaman Dryden toparlanmaya vakit bulmadan onu tek dizinin üzerine düşürmüştü.

"Büyü yapıyorsun."

"Buna ters psikoloji denir, Dryden." Yukarıdan ona bakmak büyücüyü keyiflendirmişti. Sırıtan dudakları saniyesinde bozulmuştu. Dryden diğer ayağıyla onun ayaklarına arkadan vurmuş, kalça üzeri düşmesini sağlamıştı.

Gözleri kısılan Katherine, artık kılıcını tek eliyle tutuyordu. Dryden doğrularak Katherine'nin kılıcına sertçe vuracağı zaman koluna tekme yemişti.

"Bırakmak için çok da geç değil." dedi Katherine gülerek. Dryden, düştüğü kılıcını umursamayarak onun kılıcını tutan eline uzandı. Katherine, gülmeye devam ederek sağ tarağa doğru döndü ve tek dizini yere değdirerek kılıcını Dryden'in boynuna doğru uzattı. "Teslim ol."

"Erken konuşuyorsun," dediğinde Dryden kılıcına doğru dönüp eliyle kaptı. "Daha beni yere sermedin, büyücü."

"Ne yapıyorlar bunlar?" demişti bir asker. Bulundukları çemberin etrafında birkaç asker onları izliyordu. Diğerleri ise talimler yapıyordu.

"Oyun oynuyorlar herhalde..." diye cevap gelmişti bir askerden.

"İlk defa bir büyücünün büyülerini kullanmadığını görüyorum." diyerek şaşırmış ve işine geri dönmüştü.

O sırada Dryden ayağa kalkıp Katherine'nin etrafında dönmeye çalışıyordu. Katherine, onu taklit ederek kılıcını ona doğru uzatmıştı. "Beni öldürmemelisin," dedi Dryden göz kırparak. "Benim gibi bir eğitimci zor bulursun."

"Kendini kılıç ustası falan mı sanıyorsun?" dedi Katherine gözlerini etrafta gezdirerek. "Burada herhangi birisi bana eğitim verebilir."

"Benim gibi bakamaz." dedi Dryden, kılıcını savurarak. "Benim gibi hem seni düşünüp hem de konsantre olamaz." diye devam ettiğinde Katherine'nin kaşları çatılmıştı. Sözleriyle onunla oynuyordu. Odak noktasını kılıcından çekmemeliydi.

Thita - Yakut HançerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin