|Bölüm 10: "Obra Kadabro" 🎿
🔥
❝Hayatın asla birisinin elinde olmadı. Hayatını asla birisi yönetmedi. Kendine inan ve ayağa kalk.❞
🔥
Marcus'un içeride beni beklediğini bildiğim için hızlıca midemi doyurmuş, onun yanına gitmiştim. Yattığım koltukta bacaklarını aralayıp sırtını geri dayamış bir şekilde bulmuştum. Yanına sessizce oturduğumda gözlerini açıp başını bana çevirdi.
Sıkıntılı yüz ifadesine bakarken gözleri beni bulmuştu. Dudaklarını araladı ama konuşmadı. "Anlatmak istemezsen anlarım." dediğimde başını sağa sola salladı. Ellerini dizlerine koyup gözlerini benden çekti.
Bu haline gülüp bana bakmasını sağladım. "Çok geri gitmeyeceksin Marcus." dediğimde yüzünde bir saniye bile sürmeden bir gülümseme oluşmuştu.
"Babam ile pek anlaşamazdım fakat annem ve küçük bir kız kardeşim vardı. Kardeşimle insanlara bulaşır, komik hallerine gülerdik." dediğinde olanları bir daha yaşıyormuş gibi gülümsedi.
"Birgün babam anneme tokat atmıştı. Kardeşim arkama geçmiş hıçkırıklara boğulurken onu babamdan uzak tuttum. Tâbi babamın hâlâ dövmeye devam ettiğini gördüğümde kardeşimi bırakıp anneme koştum." dedi dalgın bakışlarıyla. Kalbim bu yaşadığı olaya kırılmıştı.
Gerçek ailemi isteyen ben, bir kenara çekilip sessizce dinliyordu. Bir aile istersin o ailede istediğin gibi olmazdı. Bunun örneğini şimdi öğrenmiştim.
"Annemin önüne atlayıp babama karşı çıktım. Bana sinirlenip kızgın bakışlarını atarak evden çıkmıştı. O günden beri eve bir daha gelmedi. O yüzden anneme ve kız kardeşime ben baktım. Dükkânlarda çalışarak eve para getirdim, yani elimden her şey gelir." diyerek ortamı dağıtmak amacıyla hafifçe sırıttı.
"Uzun bir aradan sonra annem ölümcül bir hastalığa yakalanıp öldü. Kardeşim de artık tamamen bana emanetti." dediğinde annesinin ölmesine karşı ona beslediğim hüzüntü ağırlaşıyordu.
"Kız kardeşim birgün karşıma çıkıp hayatı tek başına yaşamak istediğini ve başka yerlere gideceğini söyledi. İlk başta buna karşı çıkmıştım. Çünkü o benim her şeyimdi. Bir süre kavga ettik ama arada yanıma geleceğini söyledi. Son gelişinden aylar geçti. O zamanlar buralarda ünlü oldum. Dövüşlere katılıp onlarca para kazandım. Bu evi de kazandığım paralarla alabildim." dedi ve derin bir nefes aldı. "Bu kadar işte."
"Canın acıyor." dediğimde anlamayan bakışlarla karşılaştım.
"Bu kadar olay yaşadın. Canın acımıyor mu?" dedim gözlerine bakarak. O ise bu soruma sağ dudağını kıvırarak karşılık vermişti.
Elini saçına götürüp geriye atarken gözlerini üzerimden çekmemişti. "Acılarla yaşadık güzelim." dediğinde bu cümlesindeki üzüntüye mi burkulsam yoksa bana iltifatına mı gülümsesem bilemedim. Üstelik güzelim mi? Kalbim pırpır ediyordu ve hızlıydı!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Thita - Yakut Hançer
FantasíaEliana'nın bilmediği en önemli şey, Archena Krallığı'nın kayıp varisi olmasıdır. Bir abisi, Bir prens arkadaşı, Kaçık bir ihtiyar komutanı, Büyülerle dolu bir kız arkadaşı, Şekil değiştiren insan arkadaşı, Son olarak da hiç tatmadığı o duyguyu bulma...