BÖLÜM 31 ∞♦ Dönüşüm ♦∞

2.9K 193 19
                                    

Güzel bir aslan bölümü olacak. Hepinize şimdiden keyifli okumalar diliyorum. ❤❤❤

Bölüm 31: "Dönüşüm"🌕

🔥

Her zaman farklıydın. Bunu anlaman için insanlara değil, kendine bakmalıydın.

🔥

Rüzgarın hızıma karşı çıkardığı, sesindeki isyana bedeldi, kükremelerim. Bulanık görmeme karşılık kafamı nereye çevirsem esip duruyordum. Kime hırladığımı, korkuttuğumu, parçaladığımı tahmin edemiyordum. Etmek istemiyordum. Kendimi suçlu görürdüm. Bu suçluluğu kaldırabilirdim lakin şu an dönüştüğüm aslan, suçlu olmayı benimsemezdi.

Hiçbir şeyi de kabul edeceğini sanmıyordum.

Ellerim yerine pençeler, derim yerine kürk, minik mavi gözlerimin ardından gelen kocaman gözler, burun deliklerimden çıkan hızlı nefesler, ağzımdaki insan dişlerim yerine sivri ve kanlı aslan dişleri, göğsümdeki hırıltılar, ince seslere duyarlı kulaklarım, hızım üzerine bastığım toprağın ardından başka çalılara basışım ve arkamda beni bırakmayan uzun beyaz bir kuyrukla gördüğüm rüyalarda karşıma çıkan aslana dönüşmem, zindandan kaçma isteğime olanak oluşturmuştu.

Orayı yerle bir etmemek için zindanda acı çekerek demirlikleri zorlamış, dönüştüğüm zaman kaleden nasıl çıktığımı bile hatırlamayarak kendimi ormanda bulmuştum. Acı çığlık atışlarım hâlâ kulak zarlarımı delmekteydi.

Sonunda, der gibiydi ayaklarım. Sonunda toprağa basıyorum.

İşte, der gibiydi kürküm. İşte rüzgarın hızına karışıyorum.

Dönüştüm, der gibiydi aslanım. Dönüştüm ve kan akıtacağım.

Akıtmıştı da. Buna engel olmak içimden gelse de bir yandan bedenim bir aslandı ve ona istediğini vermek istedim. Zindanda bir insan kokusu algılamıştım. Meydana çıksaydım dostlarımı kaybederdim. Oradaki kişi her kimse Kısıtlanmış'a gelmemeliydi.

Isır, dedim. Kim olduğunu gözlerim çıkaramıyordu ve dişlerim sızladığından geri çekilmiş, aslana kendimi bırakmıştım.

Isırdım. O ekşimsi kan tadı, dişlerimin arasından damağıma geçmişti. Kanı silmek için su arıyordum. Susamış ve acıkmıştım.

Kükremek için de güzel bir uçurum bulmalıydım. İçimdeki haykırış, dağları taşları delecek güçte birikmişti. Gökyüzündeki dolunay aslanıma huzur veriyordu. Sadece aya bakmak geçiyordu lakin midemi doyurmadan bunu kabul etmiyordum.

Burnuma ilişen yangın ve yangından dolayı yanan hayvan kokusu hızımı daha da arttırmıştı. Yemek istiyorum. O yanık kokulu canlıları yemek, dişlerimin arasından çiğnemek istiyordum.

İnsancıl olmaya çalışırken kendimi hatırlıyor, "Ne insanı ya!" diyordum. İnsanlık mı kaldı?! İnsan mı kaldı?

Sekiz yıldır içimdeydi. Onu hep bastırıyordum. Hep dayanmıştı. Bir günlük benim dayanmam bir sorun olmuyordu. Bekleyebilirdim. Acısını çıkarmalıydı.

Nereye gittiğimi kestirsem de dostlarımı geri bırakmanın burukluğu vardı. Tek başlarına orada nasıl devam edeceklerdi? Midem doyduğu zaman hemen insan olmalı ve yolumu bulmalıydım.

Thita - Yakut HançerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin