Planımızı artık uygulamaya geçirmeliydik.
Ben kurumak için çaba sarf derken Kara Kedi etrafı gözetliyordu. En sonunda kuruyunca planımızı uygulamaya başladık.
Önden Kara Kedi ve arkadan da ben olmak üzere yürüyorduk. Her ne kadar önden ben gitmek istediğimi söylesem de Kara Kedi buna izin vermemişti.
Plana göre ikimiz birlikte bir anda ortaya çıkıp akumalı kötülerin yapabildiğimiz kadar arındırıp Kızıl Moht'a ulaşacaktık.
Ve bunu başardık ta. Şanslı tılsımımı bu gün ikinci kez çağırdım ve Kara Kedi de kediklizimini çağırdı. ona doğru yürümeye başlasak ta elimdeki mucize kutusuyla ne yapacağımı bilmiyordum aslında.
Mucize kutusunun ne kadar parlak olduğunu fark etmem uzun sürmemişti ve tabi ki arkamdan gelen Kızıl Moht'uda.
Yani karşımızdaki gerçekse diğeri bir ilizyon olmalıydı ve bu güce sahip olan iki kişi vardı. Rena Rouge ve Volpina. İkisi de olabilirdi. ikisi de sinsi birer tilkiydi çünkü. Aslında Alya'dan şüphelenmezdim ama o şu anda akumalı sonuçta.
Bunların hepsini kafamdan attım ve karşımdaki düşmana baktım.
...
Uzun süre savaştıktan sonra en sonunda onu kenara sıkıştırdık. Yere düşmüştü ve kalkamayacak kadar bitkindi. Bunu fırsat bildim ve hemen bastonunu aldım. Kara Kedi'ye fırlattım. Gücünü bu dönüşümde ikinci kez çağırdı ve bastonu kırdı. Tam o anda bütün akumalıların akuması çıktı ve normal insanlara dönüştüler. Mucize taşıyıcısı olan on kahraman ise yanımıza çoktan gelmişti bile. Hawk Moht ise eski haline dönmüştü. Çok yorgundu bu da bizden büyük olduğunun bir kanıtıydı.(Bu arada Hawk Moht 45 yaşın üstünde oluyor. Yani yorulması çok normal.)
Artık mucizesini almak üzereyken dev bir kelebek ortaya çıkıverdi. Bunun ne olduğunu biliyordum bu bir his canavarıydı. Bu nasıl olabilirdi tavus kuşu mucizesi kayıptı. Anlaşılan tavus kuşu olan kişi de bir kötüydü ve Hawk Moht'a yardım ediyordu.
His canavarına en yakın olan kişi bendim. His canavarı üstüme gelmeye başladığında hafif geriye gittim. Dev bir kelebek görünümünde olan canavar kanatlarını çırptı ve hepimizi uçurdu. Ben hariç...
Yoyomu kullanarak kendimi orada tutmayı başarmıştım çünkü. His canavarı kanatlarını çırpmayı bıraktı ve arı iğnesine benzeyen iğnesini tam kalbime batırdı. Yere yığıldım acı içerisinde kıvranırken kulaklarıma o tatlı ses doldu. Sevgilimin, hayatımın anlamının sesi... O tatlı ses bana "İyi misin?" diye sorduğunda ancak kapanan gözlerimi açabildim.
Ağzımı aralayıp bir 'İyiyim' bile diyememiştim. Sesim çıkmamıştı. Gözüm ise gittikçe kararıyordu...
Adrian'ın ağzından
His canavarının çıkartığı rüzgar bizi Eyfel kulesinden aşağı atmıştı. Diğer kahramanlara baktım. Hepsi burada değildi. Sadece bir kişi yoktu. O kişi ise hayatımın aşkıydı, yaşam sebebimdi, Lady'mdi. Hızla ayağa kalktım ve sopamı uzatıp Eyfel'e geri döndüm.
Lady'm kanlar içerisinde kıvranıyordu. His canavarı ise çoktan ortadan kaybolmuştu. Lady'min tam yanına diz çöktüm. "İyi misin?" diye sordum. Okyanus mavisi gözlerini güçlükle açtı ama ağzından tek kelime bile çıkmadı. Sadece bana baktı bir süre daha sonra gözleri tekrar kapandı. Yanımda toplanan on kahraman kucağımdaki Uğur Böceği'ne baktılar. Hepsi hüzünlüydü.
Uğur böceği tekrar gözlerini açtı. Ağzından şu cümle güçlükle döküldü: "Kalkmama yardım et... Yapmam gereken bir şey var."
Onu dikkatle ayağa kaldırdım halen elinde sımsıkı tuttuğu kutuyu havaya fırlattı ve güçlükle "Mucizevi Uğur Böceği!" dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz Kızı ve Kara Kedi Aşkı ✓
Fanfiction5 gün öncesine kadar deniz kızlarının varlığına bile inanmazken şimdi sevdiğim kız, bir deniz kızı. (İkinci kitap vardır ve tamamlanmıştır) ~~~ Başında ❇️ işaret olan bölümler sonradan düzenlenmiştir.